You here translate Turkish
370,982 parallel translation
So, why are you here?
Pekala, niye buradasın?
We are here to help, just not you.
Buraya yardım etmeye geldik, sadece size değil.
You're safe here.
Burada güvendesiniz.
Here too, assuming that was you.
Burada da öyle, yapan sendin sanırım.
I guess I should be impressed that you tracked me here.
Sanırım beni buraya kadar takip edebildiğiniz için etkilenmeliyim.
Let's figure out how to get you out of here.
Hadi seni oradan nasıl çıkaracağımızı bulalım.
Do you mind if we just don't do it here, though?
Yalnız, burada halletmesek sorun olur mu?
Are you sure you should you be here?
Burada olman güvenilir mi?
So, have you been here a lot?
Buraya geleli uzun zaman oldu mu?
I asked you in here to talk about work, that's it.
Seninle burada sadece iş hakkında konuşmak istemiştim, hepsi bu.
You're not here to look out for me!
Bana göz kulak olmak için burada değilsin!
It's easier if you meet me here.
Eğer benimle burada buluşursan işler daha kolay olabilir.
Here you go.
İşte burada.
Here you go - here she is.
Nerede bakalım? İşte burada.
Well, now that I AM here, can I catch up with a few things or are you literally chucking me out?
Şu an burada olduğuma göre birkaç konuda bilgilenebilir miyim yoksa beni dışarı mı atarsın?
Vernon, what are you doing in here?
Vernon, burada ne yapıyorsun?
Or shall I just get someone to ask Caris straight out whether you were here the night that Kay died?
Ya da Caris'e Kay öldüğü gece nerede olduğunu soracak biri bulmalıyım, ne dersin?
You dragged me up here, so you're going to say something.
Beni buraya sürükleyen sensin. Bir şeyler söyle.
Oh, you know we've got a baby room in here?
Burada bir bebek odamız var, biliyor musun?
You're staying here.
Burada kalıyorsun.
You're staying here.
Sen ise burada kalacaksın.
People playing guitars here, guitars here, you might have had keyboards here, and then you sometimes had a curtain or the band's name up here, or, if you were really lucky, you might have had some projection.
Burada ve burada gitar çalan insanlar... Şurada, klavyede bir kişi ve bazen şurada, grubun adının yazdığı bir perde. Ve eğer gerçekten şanslıysanız belki bir projektör.
You can go in here, Mr. Drummer. You can go in here, Mr. Guitarist.
Bay Davulcu buraya girsin, Bay Gitarist de buraya girebilir.
The intensity of that cobalt and ultramarine and cyan, all those different blues that are going on together in that, is something that I would've seen in paint and then I would've come here and realized what happens when you pour light through it
Kobalt, cam göbeği ve açık mavinin yoğunluğu... Mavinin tüm bu farklı tonları bu resimde bir araya geliyor. Bunu Chagall'ın tablosunda görebilir ve buraya geldiğimde resme ışık altında bakınca ne olduğunu fark ederdim.
You know, he was here.
Adı burada. O buradaydı.
We feel something here, I think, and if you can bring this feeling into a black box theater, that's exciting.
Bence biz de burada bir şeyler hissediyoruz ve bu hissi kara kutu tiyatrosuna taşıyabilirseniz, işte bu heyecanlı olur.
If you push it in here...
Buradan bastırabilirsin.
You put it in here, Milly. - [Ry] Where?
İçine koy, Milly.
You know, honey, now that we're here, I'm not sure it's such a great idea to barge in on Alex.
Hayatım, artık geldik ama Alex'i paldır küldür ziyaret etmemiz pek iyi bir fikir değildi sanırım.
What are you guys doing here?
Ne işiniz var burada?
Here, let me help you with that.
Dur yardım edeyim.
That recording of you banging on that piece of wood screaming, "Let me out of here!"
Bir tahta parçasına vurup "Çıkarın beni buradan!" diye bağırdığın ses kaydın olacak.
Manny, what are you doing here?
Manny, ne işin var burada?
- Why do you think I came here?
Niye buraya geldim sanıyorsun?
Here you go. Come on.
Al hadi.
It's all right. We're here for you.
Sorun yok, yanındayız.
Hi. You're the first one here.
- Selam, ilk sen geldin.
Ah. I'll tell Dean Hinden you're here. Um, eh...
- Dekan Hinden'a geldiğinizi haber vereyim.
Hey. While you're here, I've always wanted to ask you something.
Hazır buraya gelmişken, sana her zaman sormak istediğim bir şey vardı.
So you can prove you were here and get school credit, and be home faster than the ink dries on that poster you just misspelled?
Burada olduğunu kanıtlayıp ders kredisini kapmak ve imla hatası yaptığın pankartın mürekkebi kurumadan önce evde olman için mi?
It's so cool you're here.
- Burada olman çok hoş.
If you guys are making signs, here are some of the issues... women make 79 cents on the dollar, and the government wants to tell me what I can do with my body.
Pankart hazırlıyorsanız birkaç meseleden bahsedeyim. Erkeklerin bir dolar kazandığı işten kadınlar 79 sent kazanıyor ve devlet bedenime ne yapacağıma karar vermek istiyor.
You're not here to socialize, so just get'em in, get'em out.
Buraya sosyalleşmek için gelmiyorsun. Bırak girip çıksınlar sadece.
What are you doing here?
- Ne işin var burada? Joan nerede?
You might be here for a while.
Bir süre bekleyebilirsiniz.
Well, you know what, the good news is, is you don't have to do any of this all by yourself, because you have a family right down here who loves you and will do anything we need to do to help you.
Neyse ki her şeyi tek başına yapmak zorunda kalmayacaksın çünkü hemen burada seni seven ve sana yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapacak olan bir ailen var.
Why are you still here?
- Neden hâlâ buradasın?
Oh, good. You're here.
İyi bari, buradaymışsınız.
Okay, missy, whatever you're working on over here, - let me take over.
- Hanımefendi, uğraştığın her ne ise ben hallederim.
I've been here a million times. Thank you so much.
Buraya milyon kez geldim, çok teşekkürler.
How long you been sitting out here?
Ne zamandır burada duruyorsun?
you here alone 18
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here we come 237
here they come 557
here they are 545
here we 20