You kill me translate Turkish
12,525 parallel translation
So please... will you kill me now?
Şimdi lütfen beni öldürür müsün?
Unless you kill me now, I'm not gonna die!
Beni şu an öldürmezsen ölmem.
Why can not you kill me?
- Neden sen öldürmüyorsun?
If you kill me, the sonars will still be there! He's right.
- Beni öldürürseniz sonarlar orada kalmaya devam eder.
You won't kill me with my armour on.
Zırhım üzerimdeyken beni öldüremezsin.
Why did you make me kill her?
Onu neden öldürttün?
In Ford's game, even if I go to the outer edges, you can't kill me.
Ford'un oyununda sınırları aşsam bile beni öldüremezsin.
I'll tell the world and you'll have to kill me to shut me up.
Tüm dünyaya duyururdum ve beni susturmak için öldürmen gerekirdi.
If you wilna allow me to kill him, then kill me now yerself.
Onu öldürmeme izin vermeyeceksen o hâlde ellerinle hemen beni öldür.
If I do happen to get caught, would you be so kind as to kill me?
Yakalanacak olursam beni öldürecek kadar kibar olur musun?
So you can decide... To fight me, maybe kill me, and figure out a way of hauling yourself back to that ship alone or acknowledge the fact that you and I would be a hell of a lot better off as partners than as rivals.
Böylece karar verebilirsin benimle dövüşmeye belki öldürüp gemiye tek başına dönmek için plan yaparsın.
Are you here to kill me?
Beni öldürmek için mi buradasın?
Are you here to kill me?
Beni öldürmeye mi geldin?
Let me ask you, why is the Army of the 12 Monkeys trying to kill me?
12 Maymun Ordusu neden beni öldürmeye çalışıyor?
You know he'd kill me if he knew I was here.
Burada olduğumu bilse kafama sıkardı, bunu gayet iyi biliyorsun.
Satan didn't tell you to kill me. I just showed up.
Şeytan sana beni öldürmeni söylemedi, ben geldim buraya.
- You're not going to kill me?
Beni öldürmeyecek misin? Yok ya.
Well, then, you should just kill me, then.
- O zaman öldür beni gitsin.
You should fucking kill me.
Gebert beni gitsin.
Are you going to kill me?
Beni öldürecek misin?
Are you going to kill me or not?
Beni öldürecek misin, öldürmeyecek misin?
I know that you've had plenty of chances to kill me. And to kill Kara.
Beni ve Kara'yı öldürebilmek için eline defalarca fırsat geçtiğini biliyorum.
You don't understand, they'll kill me.
Anlamıyorsunuz, beni öldürürler.
Give me one good reason why we shouldn't kill you.
Seni öldürmememiz için tek bir neden söyle.
If you lie to me again, wallahi, I will kill you.
Bana tekrar yalan soylersen senı öldurürüm.
You're not going to kill me.
- Beni öldürmeyeceksin.
You don't want to kill me, not until I've made that call.
Aramayı yapmadan beni öldüremezsin.
Give me your shit... or I will kill you.
Elinizde ne bokunuz varsa vereceksiniz yoksa sizi öldürürüm.
Escorting me is not the reason that you can kill willfully
sebepsiz yere kasten insan öldürebileceğin anlamına gelmiyor.
She'll kill you, you hear me?
Sizi öldürür, duydunuz mu?
They mean nothing to me. Kill them both if you like.
İstersen ikisini de öldür.
So, kill me all you want to.
İstediğin gibi öldür beni.
You might kill me, but you'll never beat me.
Beni öldürebilir ama asla yenemezsin.
Step to me wrong once, I'll kill you.
Bana bir yanlış yap, seni öldürürüm.
Mom and Dad will kill you, and then me and then you again.
Annem ve babam seni öldürür, sonra beni ve sonra yine seni.
Because if you don't help me... I'll kill you.
Çünkü bana yardım etmezseniz sizi öldüreceğim.
So you're telling me your guy Thorn didn't kill this one, either?
Yani bu olaydan da adamın Thorn sorumlu değil mi?
When he finds out you kidnapped me, well, he just might kill you.
Beni kaçırdığını öğrendiğinde, seni gebertebilir.
You're going to kill me.
Beni öldüreceksiniz.
Let me rephrase. You fuck this up, you fuck over Jack, and I'll kill you.
Başka bir şekilde ifade edeyim, bu işi batırırsan Jack'e kazık atarsan seni öldürürüm.
- You gotta kill me, really?
-... beni öldüreceksin, öyle mi?
All right, you get in there, Conway, and you kill anything that moves, you understand me?
Pekala, oraya git Conway ve hareket eden her şeyi öldür, anladın mı?
You're gonna kill me?
Beni öldürecek misin?
The kind that would kill me if I gave you the chance.
Fırsat versem beni öldürecek türden.
Those people, they wouldn't want you to kill me.
O insanlar beni öldürmeni istemezdi.
No, Oscar, not like you, like me, like stupid, like when I got drunk and fell and kill hundreds of people, like that.
Hayır Oscar, senin gibi değil. Benim gibi, sarhoş olup yere düşünce yüzlerce insanı öldürdüğüm zamanki gibi aptallık.
She told me after you left, so it was my right to kill him!
Sen gittikten sonra söyledi. Onu öldürmek benim hakkımdı!
You may as well just kill me now.
Beni hemen burada öldürebilirsin.
But you won't because if you wanted to kill me, you would have pulled that trigger already.
Ama öldürmeyeceksin, isteseydin şimdiye tetiği çekmiştin.
Why didn't you let her kill me?
Neden beni öldürmesine izin vermedin ki sanki?
Someone tried to kill me, and now they're trying to kill you.
Birileri beni öldürmeye çalıştı ve şimdi sizi öldürmeye çalışıyorlar.
you killed my mother 24
you killed it 71
you killed my brother 44
you killed me 78
you killed my friend 17
you killed my son 39
you killed him 538
you killed someone 34
you killed her 306
you killed 45
you killed it 71
you killed my brother 44
you killed me 78
you killed my friend 17
you killed my son 39
you killed him 538
you killed someone 34
you killed her 306
you killed 45