You make me feel translate Turkish
1,667 parallel translation
Marshall, I love you because you're funny and you make me feel loved and you make me feel safe and for our anniversary you gave me a sweatshirt that says, "Lily and Marshall. Rockin'It Since'96."
Marshall, seni seviyorum çünkü komiksin ve bana sevgiyi hissettiriyorsun ve beni güvende hissetiriyorsun yıldönümümüzde bana üzerinde "Lily ve Marshall.'96'dan beri beraberler." yazan bir tişört verdin.
You make me feel... truly humble.
Beni gerçekten... utandırdınız.
I even love the things about you that I hate. Because you make me feel like I don't have to be anyone other than who I am.
Sende nefret ettiğim şeyleri bile seviyorum çünkü bana olduğumdan farklı birisi olmak zorunda hissettirmiyorsun.
You make me feel, like, embarrassed with myself.
Sana baktıkça kendimden utanıyorum.
That's just how you make me feel.
Öyle hissediyorum.
You make me feel too much, Landry.
Sen bana çok fazla şey hissettiriyorsun, Landry.
You make me feel too much.
Bana çok yükleniyorsun.
You make me feel like I can fly.
Bana uçabileceğimi düşündürüyorsun.
You make me feel complete because you are the peace of my heart.
Sen beni tamamlıyorsun çünkü sen içimden bir parçasın.
- It's the way you make me feel - It's the way you make me feel
- İşte bu beni sonunda
It's the way you make me feel Like I'm finally something real
Sen beni sonunda kendim gibi hissettirdin
You are so sweet... And you make me feel so good.
Çok tatlısın.... ve kendimi çok güzel hissettiriyorsun.
I mean, you make me feel like shit a hundred times a day.
Sayenizde günde yüz kere kendimi bok gibi hissediyorum.
You make me feel better.
Kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyorsun.
I spent seven years letting you make me feel like I wasn't pretty or smart or refined enough to be worthy. And
Son yedi yılımı senin beni değmiyecek kadar güzel ve ya zeki ve ya kibar olmadığımı hissettirmenle geçirdim.
You're the only person who can make me feel guilty... relieved and a little sad, all in one sentence.
Bir cümleyle bile beni, suçlu, rahatlamış ve aynı zamanda biraz da üzgün hissettirebilen bir tek sen varsın.
You're just saying that to make me feel good.
Sadece kendimi iyi hissetmem için söylüyorsun.
That this might make me feel, you know-inferior.
Bu bana kendimi aşağılık hissettirebilir.
You don't have to downplay it to make me feel better.
Moralimi bozmamak için yaptıklarını hafife alma.
If you really wanna make me feel better, then go find Phillip Bauer.
Eğer gerçekten iyi olmamı istiyorsan gidip Phillip Bauer'i bulursun.
Fills me with profound sadness... but it doesn't make you feel anything.
İçimi derin bir üzüntü kaplıyor ama sana hiçbir şey hissettirmiyor.
You always make me feel much better.
Sağol, Mar. Her zaman kendimi daha iyi hissetmemi sağlıyorsun.
Besides, the whole thing started with me trying to make you feel better about yourself when you were pregnant.
Üstelik, her şey hamileyken, kendini daha iyi hissetmen için uğraşmamla başladı.
What could you have that could possibly make me feel better?
Beni iyi hissettirebilecek ne olabilir ki?
You're just saying that to make me feel better.
- Beni rahatlatmak için öyle söylüyorsun.
You're just trying to make me feel bad because you figured that out, didn't you? !
Bunu öğrendiğin için kendimi kötü hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun, değil mi?
You're trying to make me feel better? Yeah.
- Beni rahatlatmaya çalışıyorsun.
You guys, I know you're trying to make me feel better, but I have to tell you, this pausing to talk about rose and derek, - it just means...
Çocuklar, daha iyi hissetmemi sağlamaya çalıştığınızı biliyorum ama Rose ve Derek hakkında konuşmak için durmamız, işte bu...
Are you trying to make me feel bad about my life so that you can fix me?
Yaşamım konusunda kötü hissetmemi sağlayıp, tedavi etmek mi istiyorsun?
You always know what to say to make me feel better!
Kendimi iyi hissetmem için ne söylemek gerektiğini hep biliyorsun.
I remember you once told me that you might sometimes have to make me feel sad. Even if you didn't mean to.
Bana bir zamanlar beni bazen istemesen de üzmen gerektiğini söylediğini hatırlıyorum.
- How's that make you feel now? - That makes me feel terrible.
- Bu seni nasıl hissettiriyor peki?
What interested me the most was both the visual aesthetics, this kind of stereotype with this corpse-paint that you can make it into kind of a visual stereotype that both is something you feel you've seen before but is not quite like what you have seen before.
Benim ilgimi çeken hem bu ölüm maskesinin klişeleşmiş görsel estetiği hemde daha önce bunu görmemiş olsanız bile gördüğünüzü hisstmeniz ama daha önce kesinlikle görmediğiniz bişey.
If you're trying to make me feel bad, you're doing a wonderful job.
Kötü hissetmemi sağlamaya çalışıyorsan bunu gayet iyi yapıyorsun.
I forgot how you always make me feel like you're doing me a favor.
Her defasında bana kıyak yapıyormuş gibi hissettirdiğini unuttum.
You trying to make me feel guilty?
Ne istiyorsun? Kendimi suçlu hissetmemi mi istiyorsun?
Can one of you guys explain to me how to make my heart explode so I never have to feel this pain again?
Birisi bana kalbimin nasıl olupta patlamadığını açıklayabilir mi? Bu acıyı tekrar yaşamak istemiyorum.
You're just pretending.. .. to make me feel terrible for having left you here.
Ama unutmuş gibi görünerek... seni burada bırakmakla hata yaptığımı yüzüme vurmaya çalışıyorsun.
You want to sacrifice. Make this great sacrifice.. .. be a martyr and make me feel even worse.
Böyle yaparak beni cezalandırmak istiyorsan... durma devam et.
I mean, you've always known how to make me feel like a piece of shit in 30 seconds.
Yani, beni nasıl 30 saniye içinde berbat hissettirebileceğini her zaman bilirsin.
But I feel things when I'm with you that make me think.
Ama senin yanındayken hissettiğim şeyler beni düşündürdü.
You trying to make me feel bad?
Kötü hissettirmeye mi çalışıyorsun?
You know, actually, it would make me feel a little better knowing that you were there when Walter Jr.
Aslında Walter Jr. Okuldan eve geldiğinde senin orada olduğunu bilirsem kendimi daha iyi hissederim.
You'd feel better and it'd make me happy.
Sen kendini daha iyi hissedersin, ben de mutlu olurum.
If you do it... you are going to make me feel... reallly, really... horny.
Eğer yaparsan beni çok... hem de çok... azdırırsın.
I don't need you to make me feel better.
Yardımına ihtiyacım yok.
Will you make me look like you made me feel last night?
Dün akşam hissettiğim gibi görünmemi sağlar mısın?
Are you seriously trying to make me feel bad for you or something?
Cidden senin için üzülmemi sağlamaya mı çalışıyorsun?
You... make me feel so shame.
Sen beni utandırdın.
Got to feel you can be vulnerable, make mistakes, and still tell me about them.
Sen de incinebilirsin hata yapabilirsin ve bunları da bana anlatmalısın.
Oh that looks sore, let me get something make you feel better
Çok kötü görünüyor. Seni daha iyi hissettirecek bir şey getireyim.
you make me happy 42
you make me laugh 67
you make a good point 33
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
you mean 3569
you make me laugh 67
you make a good point 33
you make me sick 180
you make me nervous 20
you make 37
you make me 18
you make it sound so easy 34
you make the call 17
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you made it 730
you meant 25
you miss me 101
you mean you don't know 16
you meant it 23
you mean everything to me 17
you mean it 157
you mean right now 22
you mean me 104
you made it 730
you meant 25
you miss me 101
you mean you don't know 16
you meant it 23