English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your dad's here

Your dad's here translate Turkish

280 parallel translation
It's from your Dad, Joey. Here, take it.
Babandan geliyor, Joey.
- Here's a gun that belonged to your dad.
- Burada babana ait bir tabanca var.
Your dad's here.
Baban burada.
It's only your old dad here you'd be turning loose if you did it.
Serbest bırakacağın kişi sevgili babacığın olacak.
When you're six years old now, here's the list of words your dad and I don't ever want to hear you say.
Artık altı yaşına girdiğine göre senden asla duymak istemediğimiz kelimelerin listesini veriyoruz.
Your dad work here?
Baban burada mı çalışıyor?
WELL, HE'S HERE TO BEG YOUR FORGIVENESS, DAD. HE, UH...
Buraya, af dilemeye geldi, babasından diyebiliriz.
Your dad's here?
Baban mı burada?
Hey, your dad's gonna just go in here, work it out and you'll, you'll drive home in this!
Hey, babanız biraz sonra burada olacak, buraya alışın çünkü, eve bununla döneceksiniz!
Guess your dad's not here to save you now, is he?
Seni kurtarmak için baban yok değil mi?
- Your dad's here.
- Baban geldi.
Dad, most of your colleagues around here... Are dedicated to a program of armed nuclear destruction.
Baba, buradaki meslektaşlarının çoğu kendilerini... nükleer kıyamete adamış.
Your dad's over here.
Baban burada.
- Here's your Hot Buns, Dad.
- Senin pof minderin burada, baba.
Get out of here, Dad! You should lock your doors. It's a bad neighborhood.
Utandığını gördüm ve orada yanında olmalıydım ve olmadım.
Hey, your dad's here. Matt, you want a drink?
- Matt, içecek bir şey ister misin?
- Art, your dad's here.
- Art, baban geldi.
No nannies here d - d Or grannies here to look after your health d d You're in the wildwood d d And every child would tell you that you've got no business to be here d
Burada dadılar veya nineler yok Sağlığına bakmak için Vahşi Orman'dasın Ve her çocuk sana söyleyecektir ki Burada olmamalısın
Your dad's sitting here with me.
Babanız benimle.
Your dad's right here to save your hide... and risk his own against Tombstone.
Baban seni kurtarmak için buraya geldi. Tombstone karşısında hayatını riske attı! Ne?
Me and dad have had it up to here with your behavior.
Babam ve ben, senin bu davranışın yüzünden yaşadık bunu.
Murphy, your dad's here. - Bye.
Murphy, baban geldi.
Your dad's not here.
Baban henüz gelmedi.
Your Dad's friend from the army, Mr Nair is bringing his daughter here.
Bağlantıyı koparma. Bay Nair. Ordudan babanın bir dostu.
- Your dad works here?
- Baban burada mı çalışıyor?
What's your dad doing here, anyway?
Babanın burada ne işi var?
And this is as good a place as any,'cause there's a lotta love here. ... From your dad and your stepmom.
Çünkü burada çok fazla sevgi var... babandan - ve- üvey annenden.
Here's to your dad.
Babana kadeh kaldıralım.
There's a house that needs taking care of. Donny and your dad do for themselves, while you're down here living God knows what kind of lifestyle.
Donny'yle baban bütün gün ev işleriyle uğraşırken... sen burada kim bilir ne tür bir hayat yaşıyorsun!
Here's your dad after a frat party.
Okul yemeğinden sonra baban bu hale gelecek.
- Your dad's here.
- Baban burada.
Okay, I think that it's very exciting that you and your dad are talking about moving here.
Babanla ikinizin buraya yerleşmeyi düşünmeniz heyecan verici.
Your money's no good here. Half-court Crane's dad doesn't pay for drinks.
O atışı yapan çocuğun babası biraya para vermez.
Just a sec, here's your dad.
Ricky! Trinity arıyor!
- Your dad's not here, is he?
- Baban burada yok, değil mi?
Syd, your dad's here.
Syd, baban burada.
I'm telling you, your dad's here.
Babanın yanına git.
- Kim, your Dad's not here right now.
- Kim, baban şu an yok.
Between your dad... and your portable set of Men in Black action figures... the boy's taking on a huge job here.
Baban ve korumaların arasında o burada önemli bir iş yapıyor.
Here's your card, Dad. I think I melted the sucka. Put everything on it but an Escalade.
İşte kartın, kanını emdim neredeyse.
Here's your dad.
Babanı veriyorum.
Your dad's here.
Babanız geldi.
That's very nice of you. Well, your dad is going to need a little help being a dad. I mean, because... he was your dad, so no news flash here.
- Babanın babalık konusunda yardıma ihtiyacı olacak çünkü o senin baban.
WHAT'S YOUR POINT HERE, DAD?
Ne demeye çalışıyorsun, baba?
Here's to your dad.
Babanıza.
Cassy's going to be living with your dad and we're gonna be staying here, okay?
Cassy babanla yaşayacak, biz de burada kalacağız. Tamam mı?
Your dad's tracking bail jumpers half the time... and yet, somehow, all the cases that come in here still get handled.
Baban sürekli kefalet ödeyip kaçanların peşinde ama yinede aldığınız bütün işler çözülüyor.
Your dad's tracking bail jumpers half the time and yet, somehow, all the cases that come in here still get handled.
Baban sürekli kefalet ödeyip kaçanların peşinde ama yinede aldığınız bütün işler çözülüyor.
Pickle, your dad and Walt are here, and they're gonna take you back to Bernard's.
Baban ve Walt burada. Seni Bernard'ın evine götürecekler.
And here's my dad, your Uncle Dale.
Ve işte benim babam, Amcan Dale.
Here's your dad, man.
İşte baban burada, adamım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]