English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Е ] / Его не видно

Его не видно translate Turkish

191 parallel translation
С веранды его не видно...
Bakmak için üstü kapalı verandaya çıkıyorum, ama kim olduğu konusunda pek de emin değilim.
Его не видно.
Geri çıkmadı.
Лучше, когда его не видно. Оставь его в покое!
Üç kişiymişiz gibi bir his var içimde.
Его не видно на рентгеновских аппаратах в аэропорту, и он стоит больше, чем вы зарабатываете за месяц.
Havaalanının dedektörlerinde gözükmüyor ve senin bir aylık kazancından daha pahalı.
Из других углов комнаты его не видно из-за ширмы.
Bölme, sandığın büyük bir kısmının odadan görülmesini engelliyor.
Его не видно.
Korkuyor musunuz? - Çok.
Пока его не видно
Hiç şık değilsin.
- А я должна встретиться с Дэвоном, но его не видно. Как будто то, что он в группе, дает ему право не явиться.
- Benim de Devon'la buluşmam gerekiyordu, ama onu bulamıyorum görünen o ki bir grupta çalmanın ona kaytarma hakkı verdiğini düşünüyor.
Просто его не видно. Недоступное пониманию, это место ожидает нас.
Gözlerden uzak, gizlenmiş bulmamızı bekliyor.
- Его не видно!
- Peşimizden gelmiyor.
Иногда его не видно, но мы должны научиться быть с собой честными и противостоять давлению толпы.
Belki onu zor görürüz, ama bundan çıkaracağımız bir ders var. Kendimize karşı dürüst olmalı ve baskılara direnmeliyiz.
Давно его не видно. Он в порядке, я надеюсь?
Bayadır onu görmedim.
Что-то его не видно.
Onu göremedim.
Его не видно, но все наши снаряды взрывались,.. ... не долетая до них.
Görünmüyor, ama açılan her ateş çok erken patlıyor ve bir hasar verecek kadar yanına yaklaşılamıyor.
Его нигде не видно.
- İyice bak!
Жалко, что темно, его совсем не видно.
Yazık çok karanlık. Zoır görüyorum.
На его лице теперь не видно ни ненависти, ни страдания.
- Yüzünde artık nefret ve ızdırap kalmadı.
{ C : $ 00FFFF } Что-то его больше не видно, наверное, мы зря переполошились.
O herif ne vakittir ortalıkta görünmüyor. Belki de endişelenmemize gerek kalmamıştır.
Так вот сегодня вечером, пока мы тебя искали, мы пытались найти второго. Но его нигде не видно. - Очевидно, что...
Bu sebeple, bu gece seni ararken Faugel'i takip etmeye çalıştık ama onu bulamadık.
Его нигде не видно.
- Onu göremiyorum. - Ayrılalım.
- Его нигде не видно
- Hiçbir yerde göremiyorum.
Я же говорил, что она проститутка, по ней это видно! - А почему судят его?
Kızın yürüyüşünden ne mal olduğu belli olur!
Звезды очень красивые, потому что где-то там есть цветок, хоть его и не видно.
Yıldızlar, gözlerden uzak bir çiçek sayesinde bu kadar güzeller.
Звезды очень красивые... Звезды очень красивые, потому что где-то там есть цветок, хоть его и не видно
Yıldızlar gözlerden uzak bir çiçek sayesinde bu kadar güzeller.
Его нигде не видно.
Görünürlerde yok.
Даллас, ты уверен, что его нигде не видно?
Dallas, ortalıkta görünmediğine emin misin?
Да, но что-то его не видно.
- Ferdy'de vardır.
Его нигде не видно.
Whitmanlar'a kadar gittim. Onu hiçbir yerde göremedim.
Его уже несколько месяцев не видно.
Aylardır... onu kimse görmedi.
Мы еще не на самом краю, но нам его отсюда неплохо видно.
Aslında değiliz ama onu buradan görebiliyoruz.
Это его единственное фото. Не видно, каков он. Но он невероятно огромен.
neye benzediği tam olarak bilinmiyor korkunç derecede büyük beyler, General Sherman'ı yakalamaya gidiyorum aman tanr- - elektronik mağazasına gideceğiz, bir hamburger kapacağız ve son olarakda atari salonuna büyükbaba yaşlı bir adam, bize kim güvenirki
- Его здесь не видно, верно?
- Orada görünmüyor, değil mi?
Ваше превосходительство, его нигде не видно.
Ekselansları, çatıya düzgünce baktık
А затем еще два часа..... пока паразит не расплодится настолько, что его станет видно.
Sonra da parazitin tekrar üreyip onu görebileceğimiz hale gelmesi için 2 saat daha.
его теперь не видно из-за дыма!
Şapşal! Dumandan düşman gürünmüyor!
За этим вы пригласили меня сюда, в Чарльстон? Сказать, что его не слышно, не видно?
Beni Charleston'a davet etmenin sebebi, onun gözükmemesinin zevkini çıkarmak mıydı?
Его нигде не видно. Ладно, Марлон.
Ondan bir iz yok.
Его давно не видно.
Şimdiye kadar dönmeliydi.
- ќтсюда его почти не видно.
Zar zor görebiliyorum.
Его не будет видно на радаре, поэтому мы установили специальный передатчик.
Radarda görünmeyecek, o nedenle biz de bir verici yerleştirdik.
Знаешь, в последнее время его и вправду не видно.
Bilirsin, o çocuğu ben de son zamanlarda görmedim.
Его даже не видно. - Наверняка, он симпатичный. Да?
Çekici olsa gerek.
Его завалили здесь, так что с этой стороны его не было видно из-за контейнеров.
Burada indirdi, yani bu piçler bu taraftan kolladılar.
Он может быть связан с дюжиной убийств, а его вообще не видно на радаре.
Kimseye yakalanmadan neredeyse 10 tane cinayet işledi.
И Барксдейла-младшего, из Ямы... его тоже не видно.
O pitteki Barksdale çocukları da yok artık.
Но, как видно, не настолько заумную, чтобы его не поняли в провинции.
Ama fazla entelektüel değil, yoksa taşrada kimse onu dinlemez.
Но один с нами не живет, а еще один ненормальный, его никогда не видно.
Ama biri benimle yaşamıyor, ve birini hiç görmüyoruz çünkü o deli.
Они заделали голову его брата так, что никакой дырки не было видно. Вообще никакой.
Onlar kardeşinin kafasındaki delikleri tıkadırlar ve sen onları görmedin bile hepsini
Каждый пытается его скрыть, вот почему ни одного не видно.
Herkes gizliyordu, böylece kimsede kuyruk gözükmüyordu.
Ни одной из его команд не видно?
Buralarda tayfası yok mu?
Сразу видно, что Браддок не молод, когда Баер гоняет его по рингу.
Baer onu sağa sola ittikçe Braddock yaşını göstermeye başlıyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]