На ней translate Turkish

Сложно не принимать на свой счёт, но... где эта сумка? Она в... в...

- Şeyde...

Оказывается, огонь погас, а я не заметил. Свинья холодная, как взгляд твоей семьи на меня, когда они поймут, что я испортил ужин.

Ateş sönmüş ve ben fark etmemişim ve şu an bu domuz, ailenin bir yemeği daha mahvettiğimi öğrendiğinde olacakları kadar soğuk.

А ещё... Хотя на мне и не будет блузы мамы Рэндала, может, тебе захочется...

Ayrıca Randall'ın annesinin bluzunu giymiyor olabilirim ama bence sana iyi gelecektir...

Лучшей матери ему не найти.

Joe'nun ondan daha iyi bir anne bulması imkânsız.

Я потратила $ 15 на фотографию не для того, чтобы её прятать.

Bu fotoğrafı kimseye göstermeyeyim diye 15 dolar vermedim ben.

Это не то, на что похоже.

- Göründüğü gibi değil.

Постараюсь выйти на связь позже, но меня может и не оказаться на месте.

Sonra arayacağım. Müsait olamayabilirim.

Новый президент. - Но они не изменили субсидии для найма компаний с долевым пакетом.

Ama diğerlerinde azınlık şirketinde olduğu gibi vergi indirimi olmuyor.

Но на каких основаниях? Мы не услышали доказательств.

Herhangi bir kanıt sunulduğunu görmedik.

На самом деле, это не я, а...

- Aslında ben değildim bulan kişi...

На самом деле, решение Верховного суда по делу против Проекта гуманитарного права дало понять, что благие намерения Проекта не внесли изменений в их виновность.

Hatta Yüksek Mahkeme'nin Holder'ın İnsancıl Hukuk Projesi'ne karşı davasında bu çok açık bir şekilde şöyle belirtilmiştir. Hukuk Projesi'nin iyi niyetinin, bu suçluluk karşısında hükmü yoktur.

- Там вы их не найдёте.

Onları orada bulamazsın.

Нет, на дождь не похоже.

Hayır, yağmura benzemiyor.

Отлично. Даже не думала, что ты на такое способна.

Bunun yapılabileceğinin farkında bile değildim.

Но они не понимают, что на самом деле как раз наоборот.

Bilmedikleri şeyse... aslında bunun tam tersi.

Ваши клиенты купили украденную машину, и теперь, чтобы не видеть за рулём законного владельца, они хотят, чтобы машину сдали на металлолом.

Müvekkilinizde çalıntı bir araba var ama sahibine geri verilmesindense araba çöplüğüne gönderilip dümdüz edilmesini istiyor.

Не считала себя эмоциональной, но посмотрите на меня.

Duygusal biri olduğumu sanmazdım ama şu halime bakın.

На тебя не похоже.

Senden beklenecek bir hareket değil.

И мы ни на что не соглашались, кроме залога.

Kefaletle serbestlik dışında herhangi bir söz vermedik.

Правда ли, сэр, что после победы Трампа на выборах вы волновались, что выпуск его оскорбит, и решили не показывать его, и поэтому понадобился 23-ий выпуск?

Trump seçimleri kazandıktan sonra bölüm kendisini rencide eder endişesiyle bölümü yayınlamamaya karar verip 23. bölüm siparişi vermediniz mi?

Колонна танков на площади ТяньаньмЭнь, например, - это один способ контролировать то, что видит и слышит народ, но не единственный, ваша честь.

Mesela Tiananmen Meydanındaki sıra sıra tanklarla da insanların görmesini, duymasını istediğiniz şeyleri kontrol edebilirsiniz ama tek yol bu değil sayın yargıç.

Наверняка вас вывернет от того, что вы тут найдёте, но это не просто мерзко, а ещё и вредит моему бизнесу.

Burada bulacaklarınızdan dolayı iğreneceğinizden eminim. Ama sadece kötü bir şey değil, işime de zarar veriyor.

Какого цвета на тебе трусики? Не знаю.

- Ne renk iç çamaşırı giyiyorsun?

Был на заседании и понял, что отправил в тюрьму на 30 лет человека, потому что мне не дали.

Adamın birini 30 sene hapse gönderdiğimde ceza uzlaşması pazarlığında olduğumu fark ettim. Çünkü sevişmemiştim.

А мы не поддадимся. Давим на посты.

O zaman biz de onunla anlaşmayız.

Просит пока не выходить на 4chan.

Bir süre 4chan'den uzak durmamızı istiyor.

Ничего смешного на ум не приходит, так что отказываюсь отвечать.

Aklıma esprili bir cevap gelmedi o yüzden cevap vermeyeceğim.

Поэтому прошу, помните : не полагайтесь на обоснованные сомнения.

O yüzden lütfen aklınızda bulunsun. Mantıklı bir kuşkunun ötesine inanmanıza gerek yok.

Я привела клиентку на добровольную беседу, а не на групповой допрос!

Müvekkilimle gönüllü bir görüşme için geldik, toplu sorgulama için değil.

И вот в чём проблема : не уверена, что в 4 часа вы могли видеть дядю Джекса у себя в доме, если в три были на приёме у врача.

Problem de burada. Saat üçte doktordayken saat dörtte amcan Jax'i evde nasıl gördün bilemiyorum.

Не я была на программе, а моя старшая сестра.

Bozo Sirki'ne hiç gitmemişim. Giden ablammış.

Вы же знаете, что я работаю на ГОПО, а не на вас?

Senin için değil, PTK için çalışıyorum bunu biliyorsun değil mi?

- Синяки здесь и здесь? - Если бы я это сделал, не думаете, что у меня на руках были бы следы? Да, сэр.

Buralardaki yaralar mı?

Когда факты не на твоей стороне...

Gerçekler senin yanında olmadığında...

Ничего не смог найти.

Bir şey bulamamıştım.

Я настаиваю, чтобы вы больше с ним не связывались, иначе найму других адвокатов.

Onunla tekrar görüşmemeniz konusunda ısrar ediyorum yoksa başka avukat tutacağım.

Не дали им на это веской причины.

Bunu yapmaları için onlara yeterli bir sebep vermedik.

- Не верится, что потратил 4 месяца на изучение немецкого.

Dört ayımı Almanca öğrenmeye çalışarak çöpe attığıma inanmıyorum.

По моему опыту, Майя, когда кто-то говорит "по правде", на самом деле это не по правде.

Tecrübelerime göre Maia... Eğer birisi, "gerçeği söyleyecek olursam" derse genelde öyle değildir.

Ты не похож на короля.

Kral gibi görünmüyorsun.

Я нашла источник энергии в том месте, где он должен быть. Но выйти на связь с Со не вышло, одни помехи.

Tam da Komutanın olduğunu belirttiği yerden bir güç kaynağının bilgisini alıyorum fakat Saw'a hiçbir telsiz kanalından ulaşamıyorum.

Пока не знаем, что это за источник, делимся на две группы.

O güç kaynağı hakkında daha fazla şey öğreninceye kadar iki gruba ayrılacağız.

Да, на вид не скажешь, но они умные и любят строить.

Evet. Onlar düşündüğünden çok daha akıllı ve yaratıcı.

Щит на базе не помешает.

Kalkan gerçekten Chopper Üssünün işine yarar.

Вы не понимаете, что на кону?

Nelerin buna bağlı olduğunu anlamıyor musunuz?

Возвращайтесь на поверхность, пока дроиды или что хуже не проснулось.

Bu savaş droidleri ya da her neyseler uyanmadan yüzeye dönün.

На ограбление не похоже.

Soygun gibi gözükmüyor.

Не знаю его имени, но на другой фотке тоже он.

- Adını bilmiyorum ama diğer resimde de var.

Жаль я раньше не мог с тобой поговорить, сэкономил бы на путешествии.

Keşke senle daha önce konuşsaydım. Buraya kadar gelmezdik.

Прости, что не пригласили на свадьбу.

Düğüne davet etmediğim için üzgünüm.

Да, но на этот раз он мне не нужен.

- Evet, ama bu sefer ben istemiyorum.