O da benim translate English
3,746 parallel translation
Onunla Pakistan arasında duran tek biri var. O da benim.
.. and there's only one thing standing between him and Pakistan Me...
Ben bu dünyanın, o da... o da benim başımın belası.
I am a pain in the neck of this world and she is.
Sanırım o da benim hatam diye düşünüyorsun.
Think this is my fault too?
Sonra o da benim istediğimi verecek...
And after that, he gives me what I want...
O da benim gibi evinden uzakta olan bir arkadaşım ve eğer sizin için de uygunsa acaba gelip şarkılarından birini söylemesini ister misiniz?
She's a friend of mine who, like me, is a long way from home. And if it's OK with you, I was wondering if you'd like her to come up here and play one of her songs.
Polisi arayacak biri varsa o da benim.
Relax, anybody's calling the police, it's me.
Buralarda şarkı söylenilecek birisi varsa o da benim.
Only son of a bitch who gets his praises sung around here is me.
Ve o da benim yerime seni seçti, kardeşim.
And she chose you, over me, bro.
- Burada yaşadığım için ateş edecek biri varsa o da benim.
- Hey, I'm the one shooting! I live here. - Stop I said!
- O da benim...
- He can have my...
Bana çarptı, içkimi üzerime döktü. Ben de "Önüne baksana be adam." der gibi oldum o da benim hatam değil dedi. Ben de "Benim de değil." dedim.
Well, he bumped into me, spilt my drink on me, so I was like, "Excuse me," and he said it wasn't his fault, and I said, "Well, it wasn't my fault."
O da benim gibi.
He's like me.
O da benim babam gibi acımasız mıydı?
Is your father cruel like mine?
Ama burada bizi güvende tutabilecek biri varsa, o da benim.
But there is one person that can keep us safe, and that's me.
O da benim anladığım şeyi anlamıştı.
I think he picked up on the same thing I did.
Ve o da benim... tamamlayıcım.
And that's what she was... My context.
Bence o da benim kadar yıkılmış durumda.
I think she's really just as devastated as I am.
Sanırım, o da benim gibi ölü.
He's dead like me, I think.
O senin kardeşin, Kaz da benim.
He's your brother, Kaz is mine.
Şuradaki benim ve şu da o.
That's me And that's him
Şey, O da dünyayı benim kurtardığımı söylüyor, ama o nazik olmaya çalışıyor.
Well, he says that I saved the world, but he's probably just being nice.
Sadece bir kazanan olabilir, o kazanan da benim!
There can only be one winner, and that winner is me!
O da bizim birikimimiz olur, seninle benim.
And it'll be our little nest egg, you and i.
Benim hayatım da bir o kadar heyecan verici geçti.
My life has been equally exciting.
Hayir tabi. O cok aptal, benim de umurum da degil.
He's too dumb, and I don't care.
Benim kanaatime göre o, rehabilitasyon sürecinde, bir sonraki safhaya geçebilir. denetimi devam ederek dışarıda tedavisi devam edebilir.
In my opinion, she's ready to move onto the next phase of rehabilitation with ongoing supervision, as outlined in the outpatient order of conditions.
O yelloza söyle benim çöplüğünde mallarını satmak istiyorsa o da herkes gibi parasını verecek.
You tell that fucking puta that she wants to push her shit on my turf She's gonna have to fucking pay like everybody else.
O da kim? - Benim karım.
- Who is she?
Hayatta benim için çok değerli olan tek şey var o da Molotov.
The one who has meant the most to me in life is Molotov.
O da yaşlı bir kadındı - benim hastalarımdan biri.
She was an old lady too - one of my patients.
Sonra Fantastik Dörtlü filmine katıldım. Ama benim için o kadar da fantastik değildi.
And I made it in that movie, the Fantastic Four, uh, but it wasn't fantastic for me.
- O da benim.
That's mine.
Senin ölümünle fark ettiğim bir şey olduysa o da hep benim için kaygılanmayı bırakıp kendi hayatını yaşamanı istediğimdi.
If there's anything I took away from your being dead... it's that I wished you'd have stopped worrying about me... and gotten on with your life.
Ki, o da benim müvekkilim, Brahmpal Chaudhary.
Made w th the real owner of the property, wh ch is in the name of my cl ent Brahmpa Chaudhary,
Benim onu sevdiğim kadar, o da hayallerini sevmişti..
As much as I loved him he loved his dreams that much more.
O zaman da babam bizi sürekli ziyaret etmek isterdi ve bu benim işime gelmez.
Dad would want to come visit us all the time, and that just wouldn't work for me.
Büyülü gözleri, mor tişörtleri ve daima çıplak olan ayaklarıyla... benim için o zaman da, şimdi de... dünyadaki en harika şeydi.
With her elfin eyes, her purple T-shirts and her eternally bare feet, she was then, and still is to me, about the most wonderful thing in the world.
O da benim tek abimdi!
I too had just one brother.
Barmenlik de yapan bir mürebbiye vardı. Birlikte Büyük Zekâ'ya karşı savaştık ve o öldü. Benim hatamdı, o da sendin.
There was a governess who was a barmaid, and we fought the Great Intelligence together, she died, and it was my fault - and she was you.
Baba, neden daima benim için en iyisini bildiğini sanıyorsun ki?
Da, why o you always think you know what's best for me?
Benim karanlığı yok edemediğim gibi o da aydınlığı yok edemez.
He cannot destroy light any more than I can destroy darkness.
Fakat sizin de söylediğiniz gibi o dönemde çalışmıyordum. Bu da, o kısmı benim özelim yapar.
But as you pointed out, I wasn't working, which makes it personal history.
O da içine giden enstrümanlar kadar.. .. bir enstrümandı benim için.
It's just as instrumental as any instrument that's run through it.
Şimdi ben ne dersem o olacak Bu benim günüm... ne kadar az kalsa da.
Hey well it's my time, by God. My time... left of it anyway.
O kızlardan birisi benim kızımdı. Benim görüşüme göre, senin iki seçeneğin var : Şu anki gibi bir pislik olarak ölmek ya da kendini bağışlattırarak ölmek.
One of those girls was my daughter... and as I see it... you have two options... to die like the scum that you are... or to die after you redeem yourself.
O benim annem ve anlamak zorunda da değil.
And she's my mom, so she's not supposed to.
Aslında bu benim için o kadar da zor değil.
Actually, it's not so bad for me.
Ya benim çocuk katili olduğumu düşünüyorlar ya da o olaydan bahsetmemden sıkıldılar.
They either think I'm a child killer or are sick of hearing me talk about it.
Kardeşim Michael var. Kendisi de benim gibi denizci. Kafadan kontaklık cetvelinde on üzerinden on alır o da.
There's a brother, Michael, a Marine like me, another 10 out of 10 on the "fucked up" scale.
Benim gözümde o çok da yakışıklı olmayan bir yabancıydı.
At my side was a stranger.
Yani, çok da dahi değildir, ne zaman susması gerektiğini bilmez, ve genellikle, baş belasıdır, ama o benim ortağım.
Well, every idea he has is a stroke of genius, he doesn't know when to shut up, and in general, he's a huge pain in the ass, but he's my partner.
o da ne 669
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da burada 16
o da nedir 79
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da olur 28
o da sensin 43
o da var 56
o da yok 16
o da ne demek 78
o da burada 16
o da nedir 79
o da beni seviyor 25
o da iyi 30
o da dedi ki 42
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o da kimdi 18
o da doğru 23
o daha bir çocuk 37
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da neydi 223
o da nereden çıktı 18
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16