O da dedi ki translate English
328 parallel translation
O da dedi ki buraya gelip bizim çeteyle kavga edeceklermiş ama ayağı fena halde kırık bir adamları varmış ve bundan dolayı da yapamamışlar.
So he said they want to come down and fight our gang, see, but they got a guy with his leg broke bad, and maybe he can't go'round on account of poison.
Sonra oturmazmısın dedim,... o da dedi ki...
Then I said, won't you sit down...
O da dedi ki : "Şey... daha kötüsünü yapamazsınız."
And he said, "Well, now, uh... you couldn't do worse".
Ve O da dedi ki...
And she said...
O da dedi ki " Beni işyerinde meşgul etme.
So he says, " Don't bother me at the office.
O da dedi ki "Kapa çeneni şişko."
So he says, "Bite your tongue, fatso."
O da dedi ki "Sana mektup yazarım."
So he says, "I'll write you a letter."
O da dedi ki " New York Times'a bir ilan verip...
So he says, " I'll put an ad in the New York Times personal column...
O da dedi ki " Bana şu budala gözlerinle bakma...
So he says, " Don't you be looking at me so cockeyed...
O da dedi ki :
So he said :
O da dedi ki, "Doğal olarak, 10 parmak var."
And he said, "Well, naturally, I got 10."
O da dedi ki : "Çünkü tehlikeli ve pis görünüyor."
She said, "'Cause he looks mean and dirty. "
Ve ben "Ne?" dedim. Ve o da dedi ki,
And I says, "What?" And then he says,
Ben de "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. O da dedi ki : " Öğle yemeğimi yiyordum...
And I said, "What do you mean?" "Well," he says, " I was eating my lunch...
O da dedi ki, "geliyorum".
And he said, "I'll come."
"Alo, Tanya" dedim. O da dedi ki,
I said, "Hello, Tanya." She said,
O da dedi ki Adam epey çetin ceviz çıktı.
And he said... He's pretty mean, that guy up there.
O da dedi ki...
and he says... - Okay, Polly!
O da dedi ki ofisime gidelim çünkü henüz açılmamış bir şişe şampanyam var ve -
So she said : "Let's all of us go to my office, because there's a bottle of champagne there, and..."
O da dedi ki...
And she said :
O da dedi ki : Hayvanlardan birini vurdum.
So he said, " I shot one of those animals.
- O da dedi ki...
He said...
O da dedi ki, " Tabii, elbette.
And he said, " Well, certainly.
O da dedi ki : " Evlat, korkacak bir şey yok.
He says to me, " Kid, they're full of shit.
sonra o da dedi ki... "Kim gönderdi seni?"
Then he asked me...'who asked you to do it?
O da dedi ki :
HE SAID :
Ve o da dedi ki :
AND THEY SAID
"Cenaze yarın olacak." o da dedi ki :
"The funeral's set for tomorrow."
Sonra da kızı kollarına aldı fakat o dedi ki : Hayır, bırakın beni!
So then he takes her in his arms and she says : "No, let go of me!"
Bn. Harding dedi ki, yumurta kırıyorsanız, o da istiyormuş.
Miss Harding says, if you're making eggs, she'd like some.
O da hayır dedi, tabii ki.
So he said no, naturally.
O dedi ki, sizi havaalanına ben de götürebilirim ya da otobüsle de gidebilirsiniz, tercih size kalmış.
He said I was to drive you to the airfield or the bus, whichever you prefer.
Sonra Jo dedi ki insan değil, yer ismiymiş ve o da çıktı.
Then Jo said it wasn't a man but a place, and she dashed off.
Babam benim de dansçı olduğumu söyledi o da gülerek dedi ki :
Papa told her I was a dancer too and she laughed and said :
O da bana dedi ki'Peki neden çekiniyorsun öpmeye'
And she says : Yeah, man Why aren't you kissing me?
O da bana dedi ki'Bırak dalga geçmeyi'
And she says : Yeah, man You're just kidding me
O da bana dedi ki'Peki neden oynamıyorsun onlarla'
And she says : Yeah, man Why don't you play with it?
O da bana dedi ki'Neden çıkarmıyorsun'
And she says : Yeah, man Why don't you take it off?
O da bana dedi ki'Neden çıkarmıyorsun'
And she says : Yeah, man Why don't you slip it off?
O da bana dedi ki'Haklısın, ne saçma bir film'
And she says : Yeah, man it's a stupid movie
Adam burayı görür görmez dedi ki : "Sen...!" O da ağlamaya başladı.
As soon as he saw here he said, "You're...!" She began to cry.
O da bana baktı ve dedi ki, " Öyle olabilir.
So he looks at me and says, " Maybe not.
O da "tabii ki" dedi. Ben de "Merak ediyorum, fabrikanın yeri neresi olacak?" diye sordum.
And he said "Sure." And I said "Well, I wonder where it's gonna be."
O da bana dedi ki : "O duvar şeye ait şeye refaha."
And he said to me, "That wall belong to- -" uh...
Williams dedi ki, bu binadan sonra Milwaukee'de başka bir iş varmış. O binanın da hafriyat kontratını da benimle yapabilirlermiş.
And Williams said after Milwaukee, there's a building in Detroit and they may even subcontract the excavating to me.
O da bana dedi ki : "Daha kötüsü de olabilirdi, neyse ki yaralanan olmadı."
He said it could have been worse, no one was hurt.
O da, "Elimde hiç Soutine yok. Niye sordun ki?" dedi.
He say, " I don't have any Soutine by Modigliani.
- Ama o da bana dedi ki...
- But he told me...
O da uyandı ve dedi ki : "Ben Nick değilim."
Then she woke up and said, "This ain't Nick."
Annemin yayımcısı dedi ki, benim ilk romanımı da o basacakmış.
Mom's publisher said that he'll publish my first novel, too.
O da, "ama ben çorap giymem ki" dedi!
She said she Wasn ´ t Wearing any stockings.!
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da burada 16
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da nedir 79
o da burada 16
o da beni seviyor 25
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da gitti 18
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16