O da gitti translate English
636 parallel translation
Ama o da gitti.
And as good cooks go, she went.
Madam kapıyı açtı, o da gitti.
Madam opened the door and he left.
O da gitti işte.
Well, she got.
- O da gitti.
- He's gone, too.
Git dedin, o da gitti.
You told him to go and he went.
O da gitti mi?
- And he went out?
Eğer sevgili kardeşini arıyorsan, o da gitti.
If it's your dear brother you're looking for, he left, too.
O da gitti.
He's gone too.
O da gitti.
Then he left.
O da gitti vampire aşık oldu.
Oh, him! Fallen in love with a vampire.
O da gitti.
He's gone, too.
O da gitti.
Now that's gone.
Bir kızı beni sevmeye ikna ettim o da gitti.
I managed to fool one girl into loving me and now she's gone.
- O da gitti mi?
- So, did he?
Onu dışarı attınız efendim, o da gitti.
You threw him out, sir, and so he left.
Sanırım sonrasında kenara çekildim ve o da uçup gitti.
Then I guess I just stepped aside and over he went.
Ama yanına alır almaz, o da zatürreeden gitti bir anda.
If that man don't up and die with the pneumonia.
O zamandan beri dokuz ya da on jenerasyon büyüdü gitti.
Nine or ten generations have grown up since then.
Keşke anneniz hayatta olsaydı fakat o da ellerimden kayıp gitti.
If only your mother were still alive, but she was taken from me too.
Ama hoşuma gitti. O kadar da aptal değilmişsin.
I like it, I'd have thought you too stupid for that
Hepsi orada, Metellus Cimber'den başka. O da seni evinde aramaya gitti.
All but Metellus Cimber, and he's gone to seek you at your house.
O yüzden, safariyi bıraktık, o da durumla ilgilenmeye gitti.
So he went back to see what he could do about it.
O da Forca d'Acero ormanına gitti.
He went to the forest of Forca d'Acero.
O da onun peşinden gitti.
He's tailing her.
... Başkan da Mr. Oshira'ya güvenmez o yüzden hepsi gitti, patron.
... and Mr. Mayor not trust Mr. Oshira so all got to go, boss.
Oscar'ı memnun etmek için koydurmuştum ama şimdi o gitti, buna da ihtiyaç yok.
I only had it put in to please Oscar, but now that he's gone there's no need for it.
Burada, Edo'da mı yoksa o ve Naosuke başka bir yere mi gitti?
Is she here in Edo or did she and Naosuke go off somewhere?
Gençliğimle birlikte o da ziyan olup gitti.
I EVEN HAD SOME CRAZY IDEA
Peki ya erkek kardeşi? O da mı gitti?
What about her brother?
Ve sonra o da hızla gitti.
And then she went quickly away.
Annem severdi beni ama, o da öldü gitti.
My mama loved me, but she died.
Sonuçta o da Truva savaşına gitti, ve canı eve gitmek hiç çekmediği için, yapabildiği kadar yolculuk yapmaya devam etti.
So he went off to the Trojan war, and since he didn't feel like going home, he kept traveling as long as he could.
- Ama sonra o da diğerleri gibi beni bırakıp gitti.
But he took off like all the rest.
Bu yüzden o da Amerikalıları gördüğünde hemen yanlarına gitti.
So when the American landed, the guy fled to his camp.
Annem ile ben birlikte ölmeye karar verdik. Fakat o gitti, tek başına, ilaçlarını da almış.
Mom and me had decided to die together... but she's gone, alone, with medications.
Patron Tohachi, abimden seni öldürmesini istedi, ve o da senin arkandan gitti!
Boss Tohachi asked my brother to kill you, and he went after you!
O da diğerleriyle birlikte Zvenigorod'a gitti.
He went to Z venigorod with the others.
Üstelik o hayatlar... nasıl da ucuza gitti.
And how cheaply those lives were bought.
Oğlu cüzdanını düşürmüş, o da ona vermeye gitti.
Her son dropped his wallet. She went on to give it to him.
Evi eridi gitti, o da benimkini aldı.
The fox's house melted, so she took over mine.
O da bana : "Acelem var ve ayrıca umurumda değil." deyip gitti.
And she said "No, I'm busy and anyway I don't give a shit."
Oh, o anlar nasıl da hızla uçup gitti
Oh, how fast those moments flee
Stalingrad'ın çok gerisinde uzun Rus tank konvoyları ve askerler o güz geldiler. Ama çok az bir kısmı Stalingrad'a gitti. O da şehri yıkılmaktan korumaya yetecek kadar.
Of very far of Estalingrado, long columns of tanks had arrived e welded Russian in this Fall, but few had been for Estalingrado, the sufficient to prevent the fall.
O da senin gibiydi, senin gibi biriyle gitti.
She left because of the likes of you, with one of you.
Şimdiyse, o iki dünyadaki tüm yaşam da... sönüp gitti.
Now, all life on those two worlds is extinguished.
O'da savaşçıyla gitti.
She went with him.
Dört bir taraftan o adamı armağanlara boğuyorsun yarısı da saraydan gitti.
You have lavished gifts on that man from all directions... half of them from the palace.
O erkenden kalktıda Seferoğullarını gözetlemeye gitti baba.
He got up very early and went out to spy on Seferoğullari, Dad.
O gitti, her durumda da.
She's gone, in any case.
- O da onlarla gitti
He's gone too.
Ben söyleyince Amerika'ya gitti. Salıncak, o da benimdi.
She went to America on my say-so.
o da ne 669
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da burada 16
o da nedir 79
o da benim 38
o da olur 28
o da sensin 43
o da yok 16
o da var 56
o da ne demek 78
o da iyi 30
o da burada 16
o da nedir 79
o da dedi ki 42
o da beni seviyor 25
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da beni seviyor 25
o da 410
o da nesi 25
o da bana 49
o da kim 286
o da mı 21
o daha bir çocuk 37
o da kimdi 18
o da doğru 23
o da ne öyle 27
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16
o da öyle 48
o daha çocuk 50
o da nereden çıktı 18
o da neydi 223
o da neydi öyle 27
o da değil 31
o da öldü 29
o da oradaydı 16