English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bu inanılmaz bir şey

Bu inanılmaz bir şey translate Spanish

418 parallel translation
Bu inanılmaz bir şey!
¡ Es increíble!
Bu inanılmaz bir şey.
Esto es increíble.
Bu inanılmaz bir şey.
¡ Es increíble!
Bu inanılmaz bir şey!
¡ Esto es extraordinario!
Bu inanılmaz bir şey.
Esto es algo increíble.
- Bu inanılmaz bir şey.
- Es increíble.
Bu inanılmaz bir şey.
Es increíble.
Bana göre bu inanılmaz bir şey.
Para mí esto es alucinante.
Bu inanılmaz bir şey... hem bunu bilmeyen Amerikalı sayılmaz.
Eso no sólo es increíble, sino que es del todo no-americano.
Bence bu inanılmaz bir şey.
Creo que es extraordinario.
Bu inanılmaz bir şey, değil mi? Şey, sen...
¿ No te parece increíble?
- Bence de öyle. Bu inanılmaz bir şey dostum.
- Te diré algo es genial, hombre.
Bu inanılmaz bir şey ya millet!
No puedo creerlo.
Tatlım, bu inanılmaz bir şey! Başkası var mı?
Es sensacional. ¿ Tienes más?
- Tanrım, bu inanılmaz bir şey.
¡ Es increíble! ¿ A qué esperamos?
Bu inanılmaz bir şey.
Increíble :
- Hayatım, bu inanılmaz bir şey.
- Es increíble, cariño.
Bu inanılmaz bir şey!
Esto es increíble.
Tanrım! Elinde ilk romanın, hatta devamı ve bir Puccini operası için malzeme var! Bu inanılmaz bir şey.
Tienes material para tu primera novela y la secuela ¡ y para una ópera de Puccini!
Bu inanılmaz bir şey. Düşünsene bu G-Force çok hafif diyordu.
Si, un Starfighter es increible, se imagina la fuerza de gravedad en uno de esos aparatos
- Abi bu inanılmaz bir şey, ne zaman oldu?
¿ Cuándo ha pasado todo esto? - Ayer por la noche.
Johnny, bu inanılmaz bir şey.
- Johnny, ¡ es increíble!
Ben seni buldum. İnanılmaz bir şey bu.
Pero encontrarte a ti... es demasiado improbable.
Gördünüz ya beyler, Almanların planı bir hayli incelikli ve tertipli İnanılmaz bir şey bu.
Señores, los alemanes hacen sus planes con mucho tiempo.
Kimsenin yaşamak istemediği bu yerde, başka bir yerde yaşayamayan penguenlerin yaşaması inanılmaz bir şey.
Es increíble que alguien quiera vivir aquí... pero la mayoría de los pingüinos no vivirían en ningún otro lugar.
İnanılmaz bir şey bu.
- Es increíble.
Ama haklıysam... ki kuramımı destekleyen kanıtlar gittikçe çoğalıyor... o zaman bu çölde inanılmaz bir şey cereyan etmiş demektir.
pero si no me equivoco y las pruebas apoyan mi teoría algo increíble ha ocurrido en este desierto.
İnanılmaz bir şey. Bir evladın bu kadar mutsuzluk, üzüntü vermesi.
Es dificil aceptar que un hijo pueda darte tanta felicidad y tanta desdicha.
yaşadığım bu şey... inanılmaz bir hikaye.
Se que es una historia increible
Jiggs'e olan bütün saygıma rağmen, bu söyledikleri inanılmaz... Haberimiz olmaksızın gizli bir teşkilatın oluşturulabileceği fikri, inanılmaz bir şey.
Con el debido respeto... es inconcebible que se haya creado una base sin nuestro conocimiento.
- Bu, inanılmaz bir şey.
- Es increíble.
İnanılmaz bir şey bu.
Eso es increíble.
Bir taklidi restore ediyorum. Bu işi değiştirmemen inanılmaz bir şey.
Y no puedes cambiar el rumbo?
İnanılmaz bir şey. Nedir bu?
Me parece especialmente fascinante. ¿ Qué es?
Bu, inanılmaz bir şey geçimini yalnızca babasının dolgun harçlığından sağlayan genç bir kızın 4 yıldan sonra hala, nefretten ıstırap duyması bu, işte benim yapacağım şey.
Eso tan increíble de hacer, que una joven cuyo único pan hoy depende de la caridad de su padre, tenga, dentro de 4 años, oro honrado, su propio oro, yo lo conseguiré.
Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın okyanusun ötesine ayak basması, eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi ve sevgilisinin yanına gitmesi, bu, işte benim başaracağım şey.
Eso tan increíble de hacer, que una joven cruce el mar, que pase del viejo mundo al nuevo para reunirse con su amor, yo lo conseguiré.
"Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın..." "... okyanusun ötesine ayak basması... " "... eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi... "
Eso tan increíble de hacer, que una joven cruce el mar, que pase del viejo mundo al nuevo para reunirse con su amor, yo lo conseguiré.
İnanılmaz bir şey bu.
Es increíble.
Şey, en iyi deyişle bu inanılmaz bir tesadüf.
Pues como mínimo, es una coincidencia increíble.
İnanılmaz bir şey bu.
Es muy difícil de creer.
İçinde bu bulutu yaratan inanılmaz bir şey olmalı.
Debe haber algo de inmenso poder generándolo en su interior.
Kendini tanımaya başlıyorsun. - Bu inanılmaz bir şey.
- Es increíble.
Bu inanılmaz bir şey!
Es sorprendente.
Eminim bunun aksini kanıtlayabilecek uzmanlar vardır. Bu şey de inanılmaz bir yeniden doğuşun meydana geldiği bir çağda yaşadığımız gerçeği. Bilimin asla bu kadar hızlı ilerlemediğini.
Estoy segura que hay expertos que pueden probar lo opuesto... que estamos viviendo una era de renacimiento... que la ciencia nunca ha progresado tan rápido... que la vida nunca fue mejor.
Bu, inanılmaz bir şey!
Esto es impresionante.
Bu sabah geminin battığını duyduğumda... inanılmaz bir şey.
Cuando he leído lo del barco... Increíble.
İnanılmaz bir şey, bu yabancılar tıpatıp biribirlerine benziyorlar.
Increíble, extraños idénticos.
Bu kabadayılar bana inanılmaz bir şey söylediler.
Estos vagos me contaron algo.
Bu inanılmaz bir şey.
Se dirigían a la Calle Mayor.
Onun yaşında inanılmaz bir şey bu.
Lo cual es sorprendente para su edad.
Andy, seninle Miguel'in bütün bu meseleyle böylesine cesaretle başa çıkışınız sizinle inanılmaz derecede gurur duymamızı sağlayacak olması dışında herhangi başka bir şey söylenebileceğine inanmıyorum.
La manera en que manejaron todo este asunto tú y Miguel, con tanto coraje no hay nada que alguien pudiera decir que nos hiciera sentir otra cosa más que increíblemente orgullosos de ti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]