Bunu yapmak zorundayım translate Spanish
530 parallel translation
Ama bunu yapmak zorundayım.
Pero tengo que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım, Charlie...
Tengo que hacer esto, Charlie.
Hakkımda ne söylerlerse söylesinler... Bunu yapmak zorundayım.
tengo que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım.
Es responsabilidad mía.
Saat 08.30'da ofiste olacağım ama bunu yapmak zorundayım.
Estaré en su oficina a las 8 : 30, pero debo hacerlo.
Silahlarını kemerlerini eyerlere bağlayın üzgünüm rick bunu yapmak zorundayım yoksa seni öldüreceklerdi
Quítese el cinturón. Lo siento, Rick. Tenía que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que hacer esto.
- Bunu yapmak zorundayım Grune.
- Debo hacerlo, Grune. _ iQUé pasa?
Bunu yapmak zorundayım.
" Debo hacer esto.
Ama çocukların iyiliği için bunu yapmak zorundayım.
Yo no lo podría decir... pero me gustaría saber ¿ por qué lo dijiste?
Ama bunu yapmak zorundayım.
Pero debo hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım çünkü yapmak zorundayım.
Es algo que debo hacer... - Porque debo hacerlo. - Entiendo.
Bunu yapmak zorundayım. Yapmak zorundayız.
Es lo que tengo que hacer, lo que tenemos que hacer.
Yoksa bunu yapmak zorundayım!
¡ O tendré que hacer esto!
Bunu yapmak zorundayım.
Lo tengo que hacer.
Bunu yapmak zorundayım çünkü korkarım buraya gelecekler.
Tengo que hacerlo porque temo que ellos vengan aquí.
Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que conseguirlo.
Bekle. Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım, genç bayan.
Tengo que hacerlo, jovencita.
Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que hacerlo. Tengo que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım Sam.
Tengo que hacerlo.
" Ama doğru olduğunu bildiğim şey için bunu yapmak zorundayım.
Pero debo luchar por lo que es correcto.
Neden bunu yapmak zorundayım?
¿ Disculparme por qué?
Bunu yapmak zorundayım.
Tenía que hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım. Tıpkı diğerleri gibi.
Yo tengo que hacer esto, como cualquier otro.
Ama köşeye sıkışmış durumdayım, bunu yapmak zorundayım.
No quiero tener que hacer esto, de verdad. Pero es algo que debo hacer.
Bunu yapmak zorundayım.
Debo hacerlo.
Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que irme, es algo que debo hacer.
Bunu yapmak zorundayım Stephen.
Debo hacerlo, Stephen.
- Dahası var. Bunu yapmak zorundayım.
Tengo que tomarlo.
- bunu yapmak zorundayım.
- Tuve que hacerlo. - ¡ Gus!
Böyle düşünmüyorum, ama bunu yapmak zorundayım.
Yo no, amigo. Pero tengo la opinión de la minoría.
Birlikte olalım. Bunu yapmak zorundayız.
Lo que debemos hacer es unirnos.
Bunu yapmak zorundayım.
Lo siento, Esther.
Bunu yapmama gibi bir şansımız yok. O yüzden böyle oluyor. Sektörde kalmaya devam etmek istiyorsak bu gemiyi yapmak zorundayız!
Si queremos permanecer en el negocio debemos construirlo.
Bağışla beni, Bay Anderson. Bunu Bayan Whiteford için yapmak zorundayım.
Perdone, Sr. Anderson, debo hacerlo por Ia Sra. Whiteford.
Bunu kendim yapmak zorundayım.
Tengo que buscarme mi propia vida.
Orada inşaat yapmak zorundayım, ve sen bunu biliyorsun.
Tengo que construir allí. Lo sabes.
Bunu yapmak zorundayım.
Es preciso.
Biliyor musun... Kör adam sopasız kalınca belki zorlanacak..... ama yine de... bunu Tsuru için yapmak zorundayım.
Sabes... un ciego puede pasarlo mal sin este bastón... pero el hecho es... que yo iba a pasarlo mal sin mi Tsuru también.
Bir görev için ayrılmak zorundayım. Korkarım bunu bensiz yapmak zorundasın.
Tengo que partir en una misión, tendrás que hacerlo sin mí.
Bunu yapmak zorundayım.
Es lo que tengo que hacer.
Biliyorum, bunu yapmamalıyım. Ama yapmak zorundayım.
Se que no debería hacer esto, pero lo haré
- Bunu Nicole'e yapamazsın. - Yapmak zorundayım, Andre.
- No puedes hacerle esto a ella.
Bunu yapmak için de, mevcut en iyi adamımı kullanmak zorundayım.
Y para hacerlo, me veo obligado a utilizar el mejor personal a mi disposición.
Bunu önlemek için bir plan yapmak zorundayım..
Debo prevenirlo, o mi complot se hunde
Tatlım, sana kaç kere söylemek zorundayım bunu yapmak istiyorsan... kol düğmelerini çıkar diye.
Querido, ¿ cuántas veces debo decírtelo? Si quieres hacerlo... quítate los gemelos.
Bunu yapmak için de, Phil'in katilini bulmak zorundayım.
Y para hacer eso, debo encontrar al asesino de Phil.
Bunu bu gece yapmak zorundayım.
Tiene que ser hoy.
- Bunu elle yapmak zorundayım.
- Habrá que hacerlo manualmente.
bunu yapmak istiyorum 21
bunu yapmak istemiyorum 75
bunu yapmak zorundasın 20
bunu yapmak istemedim 22
bunu yapmak istemezsin 29
bunu yapmak zorundaydım 22
bunu yapmak zorunda mısın 17
bunu yapmak zorundayız 25
bunu yapmak zorunda değilsin 85
bunu yapmak istediğine emin misin 31
bunu yapmak istemiyorum 75
bunu yapmak zorundasın 20
bunu yapmak istemedim 22
bunu yapmak istemezsin 29
bunu yapmak zorundaydım 22
bunu yapmak zorunda mısın 17
bunu yapmak zorundayız 25
bunu yapmak zorunda değilsin 85
bunu yapmak istediğine emin misin 31
bunu yapmak zorunda değildin 18
yapmak zorundayım 47
zorundayım 57
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
yapmak zorundayım 47
zorundayım 57
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu yapmana gerek yok 38
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834
bunu nereden biliyorsun 159
bunu yapmana gerek yok 38
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu yapabilir misin 143
bunu sevdim 345
bunu unutma 219
bunu yapamam 834