English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Bunu biliyorum

Bunu biliyorum translate Spanish

10,505 parallel translation
Ve ben bunu biliyorum.
He llegado.
Bunu biliyorum.
Lo sé.
Bunu biliyorum.
Eso lo sé.
Bunu biliyorum.
Lo se.
Bunu biliyorum oğlum ama ben dolandırıcı değilim.
Pero, hijo... no soy un timador.
- Bir saniye. Bunu biliyorum.
- Espera un momento conozco esto.
Evet. Bunu biliyorum.
Sí, sé lo que significa.
Bunu biliyorum.
Que yo sepa.
Evet, bunu biliyorum Sunny.
Si, eso lo sé, Sunny.
- Bunu biliyorum Bayan Ansiklopedi.
Ya lo sé, Wiki.
Geri gelmeyecekler. Bunu biliyorum.
No van a volver.
Demek istediğim, o hayatımda olduğu için çok şanslıyım, ve bunu biliyorum.
Me refiero a que soy tan afortunada de tenerlo en mi vida, y lo sé.
Seni hayal kırıklığına uğrattım bunu biliyorum ama bizi düzeltebilmemin bir yolu olmalı.
Te he fallado. Lo sé, pero debe haber una forma de arreglarlo.
Sen bir yalancısın. Ve ben bunu biliyorum.
- Eres una mentirosa y lo sé.
- Bunu biliyorum.
Ya tengo esa.
Ama sende biliyorsun, hemde çok iyi biliyorsun. ve bunu bende biliyorum. Seni gördüğüm günden beri gözlerim üzerinde...
Pero cuando lo sabes, lo sabes, y yo lo sé desde el momento en que te vi...
Bunu neden sana vermem gerektiğini biliyorum.
Porque se suponía que te lo daría a ti.
Bunu kimin yaptığını çok iyi biliyorum.
Y creo que sé exactamente quién fue. - Bueno...
Bunu istediğini biliyorum.
Sabes que quieres un pedazo de esto.
Olaya bir bütün olarak bakmam gerektiğini biliyorum. Eninde sonunda hepimiz böyle bir durumda kalabiliriz. Bunu anlıyorum ve gerekirse görev için hazırım.
sé cómo van las cosas, y al final, cuando llegue el momento... lo entenderé y lo aceptaré.
Şüpheli bunu alfa erkek meydan okuması olarak görecek... -... ve bu hiç iyi değil. - Biliyorum.
El sudes lo verá como el desafío de un macho alfa cosa que no es buena.
Sanırım bunu neden benden istediğini biliyorum.
Creo que sé por qué me pediste que.
Biliyorum, sen bunu yaparken tuvalette oturmayı kesmeliyim.
tengo que dejar de sentarme en inodoro mientras haces eso.
Ve bunu söylemek hoş değil biliyorum ama...
Y sé que no está bien decirlo, pero...
Birkaç bardak sudan fazlasını içtiğini biliyorum ama bunu denizciler gibi ifade etmene gerek yok.
Sé que has bebido mucha agua, pero esa no es razón para hablar como una marinera.
Bunu hepimizden daha iyi biliyorum.
Lo sé mejor que cualquiera de nosotros.
Birisinin suçlu olup olmadığını bilmem için bunu bana hakimin söylemesine gerek yok. - Biliyorum zaten.
No necesito que un juez diga quién es culpable o inocente.
- Bunu çok ciddiye alıyorsun, biliyorum.
La cual te tomas muy en serio, lo sé.
Evet biliyorum, Bunu söylemiştin.
- Yo sé eso. - Me lo dijiste.
Bak sana ne diyeceğim, tüm bu pislikten kurtulmak için bir şeyler almak istersem arkam sağlam, yani dostum olun ve bana izin verin çünkü ben sizin için bunu yapardım çünkü ne yaptığını biliyorum.
Te diré algo, si quiero darme un tiempo y deshacerme de toda esta mierda que tengo encima, entonces sé un amigo Y déjame hacerlo, porque es lo que yo haría por ti. Sé lo que haces.
Senin türün hakkında söylediklerimi biliyorum ama bunu bulan adamın kutudaki işçiliği bu sadist büyü hepsi enfes bir şekilde hazırlanmış.
Sé lo que he dicho sobre tu especie, pero... ¿ el hombre que ideó esto? La artesanía de la caja, el sadismo de los hechizos... es todo tan... deliciosamente barroco.
Şu senin küçük yedek planın. Bunu bir zamandır düşündüğünü biliyorum.
Ese pequeño plan de refuerzo tuyo, sé que has estado pensando en él todo el tiempo.
Bunu kazanacağını düşündüğünü biliyorum çünkü tam bir gevezeydi.
Seguramente él pensó que iba a ganar solo porque era Gabby.
Sen bunu yapmazdın biliyorum.
Sé que no lo hubieras hecho.
Sizi terk etmemi telafi etmeye yetecek bir söz olmadığını biliyorum. Ama en azından bunu denemem için önümüzde sonsuz bir hayat var.
Sé que no hay palabras para poder compensar mi abandono, pero tengo toda la eternidad para intentarlo.
Biliyorum. Sende bunu yapacak güç var.
Sé que puedes hacerlo.
Bunu hiç böyle düşünmeyeceğinizi biliyorum ama, şanslı olduğunu tahmin ediyorum.
Sé que nunca pensaría en ello, pero... calculo que tuvo suerte.
- Bunu biliyorum.
- ¡ Te quiero!
Sana yalan söylememeliydim biliyorum ama iyi niyetle yaptım bunu.
Sé que no debería haberte mentido, pero lo hice por una buena razón.
Bunu neden yaptığını biliyorum.
No creas que no sé por qué actúas así.
Dün gece bizimkilere söylediğimizi de biliyorum ama düşündüm de, iş kuralları gereği sanki bunu bir süre gizli tutsak iyi olacak.
Sé que les dijimos a mis padres anoche, pero no pensaba en eso, en términos de trabajo, quizá deberíamos mantenerlo entre nosotros por un tiempo.
Amerikan halkının bunu yapmamı istemediğini biliyorum.
Y no creo que los estadounidenses quieran que lo haga.
Bunu biliyorum efendim.
Ya lo sé, señor.
- Bunu biliyorum.
- Y no todas las prostitutas son adictas.
- Bunu biliyorum.
Sé que puedes.
Biliyorum, bunu söyleyip duruyorum ama bana geri dön lütfen.
Vuelve conmigo, por favor.
Seni incittiğini biliyorum ama bunu isteyerek yapmadı.
Él te hizo daño... pero no fue su intención.
Bunu hak ettiğimi biliyorum ve sen de sinirlisin.
Sé que me lo merezco y sé que estás enfadada.
Bunu zaten biliyorum.
Ya lo sé.
Bunu nasıl halledeceğimi biliyorum.
Sé cómo lidiar con esto.
Bunu kimin yaptığını biliyorum.
Sé quién fue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]