English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ B ] / Buraya nasıl gelmiş

Buraya nasıl gelmiş translate Spanish

133 parallel translation
Buraya nasıl gelmiş?
Una mujer preciosa que nunca antes había visto por aquí. - ¿ De dónde vienes?
Buraya nasıl gelmiş yüzbaşı
¿ Cómo ha llegado hasta aquí, capitán?
Luddington buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó Luddington aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo entró aquí?
Buraya nasıl gelmiş bilmiyorum.
No sé como llegó aquí.
- Buraya nasıl gelmiş?
- ¿ Quien le ha traido?
Buraya nasıl gelmiş ki?
¿ Quién lo ha traído aquí?
- Buraya nasıl gelmiş?
- ¿ Cómo está él? - ¡ Lo cruzó a nado!
Bu heykel buraya nasıl gelmiş acaba?
No sé cómo habrá llegado aquí esta estatua.
Buraya nasıl gelmiş bu?
"¿ Cómo llegó aquí?"
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
Soy un hombre.
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo diablos llegaron hasta aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo Llegó aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ De dónde ha salido?
Bu buraya nasıl gelmiş bilmiyorum, sırası falan karışmış olmalı.
No se como ha llegado ahí, debe haberse cambiado el orden de alguna manera.
Buraya nasıl gelmiş?
Como hizó para venir aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó ahí?
Tanrım. Buraya nasıl gelmiş?
Dios mío. ¿ Cómo llego hasta aquí?
- Woody! - Nasıl kurtuldun... - Buraya nasıl gelmiş?
¿ Qué hace aquí?
Buraya nasıl gelmiş?
- ¿ Cómo ha llegado hasta aquí?
Buraya nasıl gelmiş olabilir?
- ¿ Cómo ha llegado hasta aquí?
Bunlar buraya nasıl gelmiş? Teslim etmiştim.
Yo ya había entregado todo.
Sizce buraya nasıl gelmiş olabilirler?
¿ Y como se supone que viajaron hasta aquí?
Ve onun buraya nasıl gelmiş olduğu hakkında hiçbir fikriniz yok?
¿ Sabe cómo llegó aquí?
Bu imkânsız. Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo ha llegado hasta aquí?
Peki buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo pudo meterse en el conducto de ventilación?
Hiç mantıklı değil. Peki buraya nasıl gelmiş?
No tiene sentido. ¿ Cómo se ha metido por el sistema de ventilación?
Bu köpek buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo ha entrado el perro?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó ahi?
Buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó allí?
İskandinavya'dan buraya nasıl gelmiş?
¿ Y cómo ha acabado en nuestra casa?
İskandinavya'dan buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo ha acabado aquí si vive sólo en Escandinavia?
Buraya nasıl gelmiş oldukları konusunda en ufak bir fikrim bile yok Bob.
No tengo idea como pudieron llegar a meterse aquí, Bob.
Bu buraya nasıl gelmiş?
¿ Cómo llegó esto aquí?
- Buraya nasıl gelmiş?
¿ Como terminó aquí?
Kafatası buraya nasıl gelmiş?
- ¿ Cómo llegó este esqueleto aquí?
Buraya kadar nasıl gelmiş? Onu indireceğim.
- ¿ Cómo llegó tan cerca?
Buraya nasıl gelmiş...
¿ Cómo diablos...
- Nasıl gelmiş buraya bu böyle?
¿ Cómo ha llegado esto aquí?
Mutlaka buraya gelmiş olmalı. Sameer'in nasıl göründüğünü bilmiyorsun.
Así que es necesario saber que aspecto tiene Sameer
Nasıl gelmiş buraya?
¿ Cómo llegó esto aquí?
Nasıl oldu da buraya gelmiş?
¿ Y qué hace aquí?
Bu nasıl buraya gelmiş?
¿ Cómo subieron estos aquí?
Buraya kadar nasıl gelmiş olabilir?
¿ Cómo pudo desaparecer tan rápido?
Mina'nın numarası nasıl gelmiş buraya?
¿ Cómo llego aquí el numero de teléfono de Mina?
Amerikalı dahi, buraya, biz sıradan köylülere, cinayet nasıl çözülür göstermeye gelmiş.
Está aquí para mostrar a los simples mortales cómo resolver un homicidio.
Hangi gezegende olursan ol buraya saat beşta gelmiş ol Saat dörtte görüşeceksen nasıl yetişebilirsin?
No puedes estar a las cinco si tienes una reunión en la ciudad a las cuatro.
Bu buraya nasıl gelmiş? Tamam, hatırladım. Porno olduğunu sanmıştım.
Oh, sí ya me acuerdo, pensé que era una película porno.
- Buraya nasıl geri gelmiş?
- ¿ De dónde salió?
- Bu insanlar nasıl gelmiş buraya?
Cómo hicieron para llegar aquí?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]