Ne zaman olacak translate Spanish
1,703 parallel translation
Bir daha ne zaman olacak bu?
¿ Cuándo volverá a pasar eso?
Düğün ne zaman olacak? Henüz karar vermedik, ama en kısa sürede.
No lo hemos decidido, pero será pronto.
Ne zaman olacak bu?
¿ Cuándo sucederá?
Ne zaman olacak bu?
Cuando sera eso?
Ne zaman olacak bu?
Entonces, ¿ cuándo va a pasar?
Ne, ne zaman olacak?
¿ Cuándo va a pasar el qué?
Kafam karıştı yani ne zaman olacak bu?
Estoy confundido. Quiero decir, ¿ cuándo va a suceder esto?
- Ne zaman olacak?
- ¿ Cuando ocurrirá?
Ama bu ne zaman olacak bilmiyorum, çünkü bu aşamada, önde olan bir aday göremiyorum.
Pero no sé cuándo será porque, a esta altura, no veo que haya favoritos.
Randevu ne zaman olacak?
Entonces, ¿ cuál es el tema?
Evet, ama aşk, şefkat ve başını koyacağın bir omuz ne zaman olacak?
Y que hay del amor, afeccion y seguridad?
Peki bu ne zaman olacak?
¿ Cuándo va a pasar eso?
- Bu ne zaman olacak?
- ¿ Cuándo será eso?
- O ne zaman olacak?
¿ Y cuándo será eso?
Ne zaman olacak?
¿ En qué quedamos, Merche?
Ne zaman büyümüş olacak?
¿ Cuándo será lo bastante grande?
Orduların yok edildiği ve kralın yenildiği zaman, Sana ne olacak, Prenses Amelia?
Cuando acabe con el ejército y su rey se rinda, ¿ qué harás?
İyileşmeye başladığın zaman ne olacak?
¿ Que pasaría si empiezas a estar mejor?
Ne zaman bir ateşe atlasam, aklım nerede olacak?
Cada vez que haya un incendio, ¿ cómo podré concentrarme?
Üstte kalıyor. Siz ve çocuklar.. .. ne zaman isterseniz yanınızda olacak.
Vive en la base y estará a su disposición y la de sus hijas cuando lo deseen.
.. O zaman ailemin üzüntüsü ne olacak?
Qué pasará con la tristeza de mis padres?
Gittiği zaman ne olacak?
¿ Y cuándo se va?
Eğer bir şey bulacak olurlarsa, o zaman ne olacak?
¿ Qué haremos si encuentran lo que buscan?
Benim şu lanet malikanem ne zaman hazır olacak?
Cuándo mi maldita hacienda estará lista?
O zaman ne olacak?
¿ Entonces qué?
O zaman ne olacak?
¿ Qué pasa entonces?
Doherty'i tanık olarak işlemek için geçen zaman ne olacak, Marlow?
¿ Qué hay de todo el tiempo que yo he perdido cultivando a Doherty como testigo, Marlow?
Ne zaman olacağını bilmiyorum, ama olacak.
No sé cuando, pero sucede.
Argosy ne olacak, o zaman?
Acerca del Argosy, entonces.
O zaman ne olacak?
¿ Eh, qué pasa entonces?
Ne zaman ve nerede olacağını bilemiyorum ama bu olacak.
No sé dónde ni cuándo, pero me atrapará.
Er Kardeş ne zaman burada olacak?
¿ Cuándo llegará Er-Hu?
Peki bu ne zaman mümkün olacak?
Entonces ¿ tienes idea de cuándo podré hacerlo?
Fazla zamanını almayacağım, fakat bazı sorularım olacak. - Ne konuda?
No quiero robarte mucho tiempo, pero tengo algunas preguntas.
- Ne zaman haberin olacak?
- ¿ Cuándo lo sabrás? - Hoy lo sabré.
Diğelim ki en kötü seneryo gerçekleşti ve hapishaneye girdin. O zaman ne olacak?
¿ Qué pasa si el peor caso sucede, y vas a prisión?
Gücü kaybedeceğiz, ölümcül olacak, ne yaparsak yapalım ama o gereksiz sistemleri kapatabilirsek o zaman SNM sızıntılı borulardan daha az güç pompalaması gerekecek ve biz de yaklaşan ölümü bir ya da birkaç saat erteleyebileceğiz.
Perderemos energía, y eso es fatal, no importa lo que hagamos pero si pudiera apagarlos entonces el ZPM enviaría menos energía a través de la zona dañada y podríamos extender nuestra muerte por una hora más o algo así.
O zaman ne olacak? İncil'i yer döşemesinin altına saklamalarını mı istersin? Bak, çocuklarım İncil okumak isterse okuyabilirler.
Mira, si mis hijos quieren ir a estudiar la Biblia, pueden hacerlo.
Ne zaman buna vaktim olacak ki?
¿ Y cuándo vas a tener tiempo para escucharme?
O zaman ne olacak?
Entonces, ¿ qué es eso?
- Bu iş ne zaman olacak?
¿ Cuándo empieza?
35 yıldır ne zaman bu sefer farklı olacak diye düşünsem mutlaka içine ettin.
Durante 35 años, siempre creí que iba a ser diferente. Siempre podría contar contigo para enderezarme.
- Ne zaman doğru olacak?
- ¿ Cuándo va a estar bien?
O zaman ne olacak?
Entonces, ¿ qué?
O zaman ne olacak?
¿ Qué pasará entonces?
Ne zaman benim hatam olacak merak ediyordum.
... Me preguntaba cuándo me ibas a echar la culpa a mí.
Ne zaman paramız olacak?
¿ Cuándo vamos a tener dinero?
Evet, Dennis, onunla ilgili. Paraya ne zaman ihtiyacın olacak?
Sí, Dennis, acerca de eso...
Nasıl bilmiyorum, ne zaman olur bilmiyorum ama bu olacak.
No sé cómo, no se cuando, pero va a pasar.
Bilemezsiniz ne zaman sen ne olacak. Ölmek mi istiyorsun mi. Hapiste ölü hissediyorum it gibi.
En ese momento en particular me sentía muerto, porque estar en prisión es lo más cercano a la muerte
- Zamanında dönemezse ne olacak?
- ¿ Qué pasa si no regresa a tiempo?
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zaman 1956
ne zaman istersen 196
ne zamandı bu 24
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79