Ama olmaz translate French
4,926 parallel translation
Keşke söyleyebilsem ama olmaz.
J'aimerais pouvoir. Je ne peux pas.
Ama olmaz, sen ve Jedikiah, Nathan'a kardeşini sattırmak için plân kurmakla meşguldünüz.
Mais non, Jedekiah et toi êtes trop occupés à comploter pour inciter Nathan à vendre son frère
Çok üzgünüm, canım ama olmaz.
Je suis désolé trésor, mais c'est non.
Biliyorum çok genç, korkuyor ama olmaz ki. Tek başına yapabileceğin bir şey değil bu.
Je sais qu'elle est jeune, je sais qu'elle a peur, mais allez, ce n'est comme si elle allait faire ça toute seule.
Ama aşkta mantık olmaz ki.
Mais l'amour n'a aucun sens.
Tamam, bir ara bunu başarabilirim gibi göründü ama Robin'le olmadıysa kimseyle olmaz zaten.
Ecoute, je sais qu'il y a eu un moment où il semblait que j'étais capable de tenir la distance, mais... si ça ne marche pas avec Robin, alors ça ne marchera avec personne d'autre.
Tamam, bir ara bunu başarabilirim gibi göründü ama Robin'le olmadıysa kimseyle olmaz zaten.
Je sais qu'à un moment, on a cru que je pouvais être en couple. Mais si ça n'arrive pas avec Robin, ça n'arrivera avec personne.
Gelmek zorunda değilsin ama yine de ne olur ne olmaz diye sana da haber vereyim dedim.
Tu n'est pas obligé d'y assister mais j'ai pensé que ça serait bien de t'y invitez, juste au cas où.
Ama deridekinin aksine latekste kabartı ayrıntıları olur, ama gözenekler olmaz.
Contrairement à la peau, le latex reproduit les sillons mais pas les pores.
Böyle şeyler asla olmaz aslında ama Friedman'ler az önce düğünü iptal etmek için aradı. Ve böylece bahar için yer açılmış oldu.
Cela n'arrive jamais, mais les Friedman viennent d'annuler leur mariage, et on a maintenant une date libre au printemps.
Ama bu jenerasyonun erkekleri asla kendini adamaz. Onca şeyden sonra kendini adayan bir adam bulmak çok rahatlatıcı olmaz mı?
Dans une génération ou les hommes ne s'engagent pas, n'est-il pas rassurant de trouver enfin quelqu'un qui s'engage a chaque fois?
Ellerin omzuma dokunabilir. Ama başka hiçbir yer olmaz.
Tes mains peuvent toucher mes épaules, mais rien d'autre, rien d'autre.
Onu şişleyebilirsin, beni şişleyebilirsin ama sana bir yardımı olmaz.
- Tu peux la taillader elle ou moi mais ça ne t'aidera pas.
Şimdi o fotoğrafları direkt yukarıdaki komiser yardımcısına gönderebilirim ama kariyerin için pek iyi olmaz, değil mi?
Tu l'as même tournée. Ecoutez si c'est à propos de la relation que Lee Anne avons eue dans votre bureau
Bana karşı çıkma Lee Anne yoksa seni bir daha kelepçelerim ama bu sefer oyun olmaz.
Merci d'essayer d'aider mon fils.
- Lafı olmaz. Russell Brand'i öldürmem gerekiyordu ama önce sizin işi halledeyim.
Je devais tuer Russell Brand, mais tant pis.
Ama yine de bana olmaz diyor.
Mais il continue de me dire non.
Bildiğim iyi oldu ama bugün olmaz.
C'est bon à savoir, mais, heu, pas aujourd'hui.
Ama onları Hisar Kent'in içinde tutup bize vergi ödettirirsek daha akıllıca olmaz mı sizce?
N'est-il pas plus sage de les laisser dans leur Cité Fortifiée afin qu'ils nous versent un tribut?
Ama bu kıyafetle olmaz.
Seulement pas dans cette tenue.
Tamam ama burada olmaz.
Bien sûr. Mais pas ici.
Tamam, bilirsin, bunun zor olacağını düşünmüştüm, ama belki de olmaz.
Ok, tu sais, je pensais que ça serait difficile, mais peut-être pas.
Yapardım. Ama yapamam... Yalnız başıma olmaz.
Je le ferais, mais pas seul.
- Aradım ama telefonunun hiç şarjı olmaz.
Je l'ai fait, mais son téléphone est toujours mort.
Ama düşüşümle dalga geçmezsen olmaz.
Mais vous devez sûrement avoir peint un paysage de ma chute?
Bu gece olmaz ama.
Je ne peux pas ce soir.
Sorun olmaz sanırım, ama oyuncaklarını kullanmadık.
J'espère que ça ne te dérange pas, mais on a pas utilisé tes jouets finalement.
Ama olsaydı çok harika olmaz mıydı?
Mais ca serait cool si elle l'était?
Bak bunların hiçbirini bilmem ama burda öyle olmaz
Ecoute, je ne sais rien à propos de ça, mais ici il ne l'est pas.
Sipariş tamam ama "sipariş" olmaz!
Les livraisons, ça va, mais les "Livraisons," non.
Ama tereddüdünüz olmasın. Yaşamanıza izin vermemin tek sebebi beş beyaz polis öldürdüğümde patronlarımın çekeceği dikkatten endişelenmem. İş için iyi olmaz.
Mais ne faites pas d'erreur... la seule raison de vous laisser vivre est parce que tuer cinq flics ricains avec toute l'attention sur mes patrons actuellement... n'est pas bon aux affaires.
Ama ölsem de haberin olmaz, çünkü bir telefon açacak kadar bile sevmiyorsun beni.
Mais tu ne le sais même pas, parce que tu ne m'aimes pas assez pour décrocher le téléphone!
- Tamam ama burada olmaz.
- Gare-toi! - Je peux pas m'arrêter ici.
Bu müzikle olmaz, söyleyeyim ama.
Pas cette musique, je te le dis.
Ama eğer kocamın dersini bölmek zorunda kalırsam bunun sonucu pek iyi olmaz.
Mais si j'interromps le cours de mon mari, j'arrêterai pas d'en entendre parler.
Evet ama ben başarılı bir oyuncu olursam, paraya ihtiyacımız olmaz.
Oui, mais si je devient une actrice à succès, on n'aura pas besoin d'argent.
Çok üzüldüm ve hassas bir konu olduğunu biliyorum ama filmdeki rolü tekrar düşünsen olmaz mı?
Je suis vraiment désolé. Je sais que c'est un sujet sensible, mais tu ne veux pas repenser à ce rôle dans le film?
"Bu kişi her zaman bir kız arkadaşa ya da erkek arkadaşa ihtiyacı olmaz, ama onlar sizi mutlu edebilir."
Peu importe si cette personne est un garçon ou une fille, tant qu'elle peut vous rendre heureux.
Ama ne olur ne olmaz diye aldım.
C'était au cas où.
Terapi işe yaramadı ama bir seferden bir şey olmaz dediler.
La réhab n'a pas tout réglé, mais ils disent que c'est courant la première fois.
Balina şekilli pasta gibi olmaz ama.
Et ben, c'est pas l'ourson de Lu.
Ama ne olur ne olmaz.
Mais juste au cas où.
- Olmaz. Tehlikeli, ölümcül ama çok uzak.
Non, dangereux, mortels mais à distance.
Hadi ama, çok eğlenceli olmaz mı?
Allez. Ça ne serait pas fun?
Ama sanirim sorun olmaz.
Mais je pense que ça devrait aller.
- Ama burada olmaz.
- Mais pas ici.
Aslında hayır geçmedik, ama geçeceğiz. 5 saniye içerisinde odaya baskın yapacaklar ve hepimiz ölmüş olacağız. Eğer aramama izin verirsen olmaz.
en fait non, mais nous allons le passer dans 5 secondes ils vont entrer dans cette pièce et là nous serons tous morts à moins que vous me laissiez les appeler.
Bu düşman olmaz ama.
Pas cet ennemi.
Peter kek yapmama yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Ama yerde dursan daha kolay olmaz mı?
Peter, merci beaucoup pour ton aide dans la préparation de ce gâteau mais tu ne crois pas que cela serait plus simple si tu restais par terre?
- Bir tarafı saf dışı bırakabiliriz. Ama CIA konusunda yardımı olmaz.
Va pour ce groupe, mais ça ne change rien pour la CIA.
- Umurumda bile olmaz ama o bir erkek.
Je m'en fiche que ce soit un homme.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama önemi yok 26
ama öylesin 16
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama önemi yok 26
ama öylesin 16