Belki başka bir zaman translate French
315 parallel translation
- Belki başka bir zaman?
Une autre fois, peut-être?
Belki başka bir zaman.
Une autre fois.
Belki başka bir zaman.
Une autre fois, peut-être...
Belki başka bir zaman.
Une autre fois, peut-être.
Belki başka bir zaman. Bu kılıkta.
Attifée comme ça...
Af edersin, belki başka bir zaman.
Désolé l'ami. Ça va pas le faire.
Bunun için çok üzgünüm, belki başka bir zaman.
J'en suis horriblement désolé. Peut-être une autre fois.
Evet. Belki başka bir zaman ha?
Peut-être la prochaine fois?
Belki başka bir zaman.
Une autre fois, peut-être?
Belki başka bir zaman, babalık.
A bientôt, vieux.
Belki başka bir zaman.
La pauvre, un autre jour, j'espère.
Şey, Milo, belki başka bir zaman -
Ecoutez Milo, peut-être un autre jour- -
Belki başka bir zaman sohbet edebiliriz.
J'aimerais que vous me laissiez. On pourrait en discuter une autre fois.
Belki başka bir zaman, kendimi kirli hissettiğimde.
Une autre fois. Je ne me sens pas assez "sale".
Belki başka bir zaman.
J'aimerais voir votre coup suivant. Mais ça attendra.
Belki başka bir zaman.
Peut-être une autre fois.
- Belki başka bir zaman giderim.İyi geceler.
- Une autre fois. Bonsoir.
Belki başka bir zaman?
Une autre fois, peut-être?
- Belki başka bir zaman yapmalıyız. - Senin için çıldırıyormuş gibi görünüyor.
- Peut-être une autre fois alors?
Belki başka bir zaman.
Une autre fois peut-être.
- Belki başka bir zaman konuşuruz.
- Une autre fois.
Belki başka bir zaman.
Je dois y aller, peut-être une autre fois...
Belki başka bir zaman.
Non merci, une autre fois.
Belki başka bir zaman, ha?
Merci, à charge de revanche.
- Belki başka bir zaman.
Kika... à un autre moment.
- Belki başka bir zaman.
- Une autre fois.
Belki başka bir zaman hakaret değiş-tokuşu yapabiliriz. Şimdi biraz meşgulüm.
Insultez-moi une autre fois, je suis trop occupée.
Neyse, belki başka bir zaman.
Une autre fois peut-être.
Belki başka bir zaman.
Peut-être une prochaine fois?
Belki başka bir zaman.
- Une autre fois, peut-être.
Belki başka zaman, bay Neff. - Yorucu bir gün geçirdim.
Nous verrons une autre fois, la journée a été dure.
Belki de başka bir isimdi. Belki de öyle. Hayvanları besleme zamanı.
Elle s'est peut-être remariée avec un nom différent Il est temps de nourrir les animaux.
Başka bir zaman, belki.
Une autre fois, sans doute.
Belki. Başka bir zaman.
Probablement, mais une autre fois.
Başka bir zaman belki. Kızın yanında kalmalıyım.
Une autre fois, je dois rester près d'elle.
Belki, başka bir zaman, geçmişten konuşmayı istediğinizde.
Peut-être une autre fois quand vous aurez envie de parler du passé.
Belki bunu başka bir zaman görürsünüz.
Peut-être verrez vous une autre fois.
Belki başka bir zaman yaparım.
Je vais te dire un truc.
Bir başka zaman... Belki de siz sonra Pierre'in oraya gelirsiniz.
Peut-être que si vous allez sur la côte, on se reverra.
Başka bir zaman ve mekana geçebiliriz belki başka bir evrene ya da paralel bir boyuta.
On ressortirait ailleurs, dans un autre univers peut-être... ou alors à un autre point de notre univers.
Belki başka bir açıdan bakarsanız o zaman daha- -
Peut-être qu'avec un regard différent...
Belki bunu bir başka zaman deneriz.
On essaiera une autre fois.
Ben seni rahatsız etmek istemezdim ama belki de başka bir zaman gelmeliyim ha?
Je ne veux pas déranger, mais... Je devrais peut-être revenir une autre fois?
Belki de onları burnunu karıştırmaktan başka bir iş kullanmanın zamanı gelmiştir.
Ils feront plus que porter la nourriture à ta bouche.
Belki de, başka bir zaman gelmeliyim.
Je reviendrai une autre fois.
Söylemesem, efendim. Belki bir başka zaman. Bu koşullarda değil.
- Ce n'est peut-être pas le moment, vu les circonstances...
- Belki bir başka zaman.
- Une autre fois, peut-être.
Belki, başka bir zaman.
Une autre fois peut-être.
Belki de başka bir zaman gelsek daha iyi olur.
Nous devrions peut-être revenir une autre fois.
Belki hayatımın başka bir zamanından, çocukluğumdan.
Vous ais-je connu à une autre époque de ma vie, enfant?
Belki başka bir zaman gelmeliyim.
Non.
belki başka zaman 69
belki başka sefere 16
başka bir zaman 98
bir zamanlar 253
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki başka sefere 16
başka bir zaman 98
bir zamanlar 253
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki biraz 51
belki ben 27
belki bu 38
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki de hayır 17
belki biraz 51
belki ben 27
belki bu 38
belki bir dahaki sefere 27
belki de ben 23