English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Belki de hayır

Belki de hayır translate French

714 parallel translation
Belki, belki de hayır. Güzel bir hikaye. Ama silahı hala istiyorum.
Je veux toujours ce flingue.
Belki de hayır. Eğer eyalet sınırını geçerse, biz peşindeyken sıkıntı çekeceriz.
Si elle passe la frontière, on aura du mal à la suivre.
Belki de hayır.
- Peut-être.
Belki evet, belki de hayır.
Peut-être oui, peut-être non.
Belki de hayır. Ama bütün denizciler birbirine benzer.
Peut-être pas, mais tous les marins se ressemblent.
Belki de hayır ama bu kez sana on bin dolara mal olacak.
Pas la peine de l'esquinter! Mais ça te coûtera 10 000 marks.
Masum gençliğimde düşünüp duruyordum ki, ben de bir zamanlar sizin gibi masumdum belki bir gün bana da çıkardı uygun bir eş adayı bilmem gerekirdi o zaman, nasıl davranacağımı ve eğer bir de zenginse ve bir de nazik biriyse ve eğer yakası kar gibi beyaz ise ve biliyorsa bir bayana nasıl davranacağını hayır demeliydim ona.
Longtemps, je l'ai cru Quand j'avais ma vertu Souviens-t'en Toi aussi, tu y as cru Je rêvais au moment De mon premier amant
Hayır, belki de onlara sürpriz yapmam daha iyi olur.
Non, c'est une surprise...
Belki bunun bir yardımı olur ekselansları. Adını vereceğiniz herhangi bir hayır kurumuna cömertçe bir bağışta bulunabilirim.
Je suis tout à fait disposé à faire parvenir un don à l'ouvre de votre choix.
- Belki de sizi hastaneye göndersem iyi olur. Hayır.
Je vous envoie à l'hôpital.
Hayır madam, değilim. Peki neden California Joe diyorlar? Bilmem, belki de...
Parce que... j'veux y aller depuis 27 ans.
- Hayır, belki de zorlayamam.
- Peut-être.
Yok hayır, belki de Nichola.
Non, peut-être Nichola.
Belki de bilet satabilirim. Hayır.
Je pourrais vendre des billets pour voir ça.
Belki bir hayır kurumu yararına ileri tarihli bir gösteri maçı ayarlamalıyız.
Et si nous organisions un combat pour une œuvre de charité?
- Belki bir piyango bileti alırsınız? - Hayır.
Un ticket de tombola?
Hayır, düşündüm de... belki de Batı'ya giderim... California'daki yeni yerleşimlere.
J'ai pensé... que peut-être j'irai dans l'Ouest... pour m'installer en Californie.
Hayır. Belki de bana iyi gelir.
Ça peut me faire du bien.
- Hayır, ben... - Belki de habersiz gelmemeliydim.
Peut-être n'aurais-je pas dû venir comme ça.
- Düşündüm de, belki... - Hayır.
- J'ai pensé que, peut-être...
Hayır, ama belki de Smith'e haber vermelisin.
Non, mais préviens Smith.
- Kalkmanıza yardım edeyim. - Hayır teşekkürler.Bu konuda müthiş kabiliyetliyimdir. Belki de bir şeye takıldım.
Non, non, je suis assez grand pour me relever seul d'une glissade, malgré le ridicule
Çölde 3 ay, uzun bir süredir. - Belki de nedeni... - Hayır, her zaman her erkeğe göre öylesin.
Les mois sont longs dans le désert...
Belki de Willa gibi bir kadının o çocuklarının ruhunu sakatlamaması daha hayırlıdır.
Il ne fallait peut-être pas que Willa corrompe leurs jeunes vies.
Bu sadece- - Hayır, belki de gerçektir.
Ce doit être juste...
Hayır ama belki de bu, başlangıcın sonu.
Maís c'est peut-être Ia fín du commencement.
Hayır, belki de üç.
Non! Trois, peut-être.
- Hayır. - Belki de hep birlikte yersiniz.
- Si ça se trouve, ils sont ensemble.
Hayır onu korkaklığa ikna ettiğim için ve belki daha da kötüsü, o güvenilmez taraftarları yüzünden.
Non, de lui avoir fait comprendre les fanfaronnades, les lâchetés, et pis encore, de ses partisans équivoques!
Belki de Bay Addams ile görüşmem daha hayırlı olacaktır.
D'un autre côté, il est peut-être préférable que je voie M. Addams.
Belki de sana yardım etmeliyim. Hayır, hayır, hayır, hayır.
- Laisse moi t'aider.
Belki de bir cadı. - Hayır.
- C'est peut-être une sorcière.
Hayır burada değil, belki, otoyolun yakınlarında.
Je préférerais plus près de la route.
Hayır, ben ararım. Bu sayede, belki ona çarpmayabiliriz.
Non, je vais en chercher une, pour qu'on évite de la percuter.
Hayır, ama belki de daha yaşlı, daha deneyimli, hayatı tanıyan bir hemşire olsa daha iyi olur. Ben o seviyede değilim.
Non, mais il lui faudrait une infirmière plus âgée, plus expérimentée, qui connaisse la vie.
Hayır, teşekkürler, Carlo. Belki bir meyve suyu.
Non, merci, Carlo, peut-être un jus de fruit.
Belki de hayır.
Peut-être pas.
Belki en iyisi... - Hayır, yapma!
La seule chose à faire, c'est de...
Belki de dengesini yitirip boynunu kırmıştır. - Hayır, beni bulduğunuzda ben uyuyordum! Ne bileyim!
Elle a dû perdre l'équilibre, j'en sais rien moi!
Hayır, efendim. Hiç de öyle değil. Zavallı yaşlı Roger'ın dün gece kente gelmesi için tuzak kurulduğu gibi berbat bir düşünceniz var... belki, Macbeth'in kurduğu türden.
Vous imaginez que ce pauvre Roger a été attiré en ville, hier soir, peut-être par Macbeth lui-même.
Hayır, hayır. Belki de sen haklısın.
Non, vous avez sûrement raison.
Hayır, ama belki içinde bir aile sırrı vardır.
Non, mais il y a peut-etre quelques secrets de famille, dedans.
- Hayır! Belki de eğlenirsin.
Tu t'amuseras sûrement.
Belki de onunla birlikte kumpas kurdunuz. Hayır, merhametli tanrı!
Dieu de miséricorde, nous sommes venus par mer pour te féliciter au plus tôt.
Hayır, seni ahmak. Belki seni eve gönderir.
- Non, elle risque de te dire de rentrer.
- Belki de onu satın almam! - Hayır sahip, lütfen yapma.
- Et je t'achèterai pas cette fille.
Çocuklar belki de ırgatlarımızla birlikte çalışmak istiyorlardır. Hayır...
Peut-être le garçon veut-il rejoindre les ouvriers.
Belki de kayınvaliden ve kızının artık gitmesi gerekiyordur. Hayır!
Peut-être que ta belle-mère et sa fille devraient quitter la maison.
- Belki de her işte bir hayır vardır.
- Espèrons que tout s'arrangera pour le mieux.
Hayır, belki de beni çok etkilediği için.
Non. C'est juste un coup de foudre, je n'ai pas réfléchi.
Belki onlarla konuşabilene kadar onları hayatta tutmanın bir yolu vardır. - Hayır!
Il peut y avoir un moyen de les garder en vie jusqu'à ce qu'ils retrouvent la force de parler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]