Belki de öyleyim translate French
60 parallel translation
Belki de öyleyim.
Peut être que oui.
Belki de öyleyim.
Je le suis peut-être.
Belki de öyleyim. Son üç gecedir gözlerimi kırpmadım.
Ça fait 3 nuits que je n'ai pas fermé l'œil.
- Evet! Belki de öyleyim.
Oui, peut-être.
Bana paranoyak diyorsunuz, belki de öyleyim.
Vous me prenez tous pour un fou. J'en suis un, peut-être.
Belki de öyleyim.
Peut-être.
- Belki de öyleyim.
- Il y a de quoi!
Belki de öyleyim.
Peut-être que je le suis.
Belki de öyleyim.
C'est peut-être vrai.
Belki de öyleyim, belki de delirdim, belki de -
Oui, t'as raison, je me fais peut-être des idées
Belki de öyleyim.
Peut-être bien.
Belki de öyleyim hayatım. Belki de öyleyim.
Peut-être, ma chérie.
Evet, belki de öyleyim.
Oui, c'est peut-être ça.
Bu konuda çok mu tutucuyum? Belki de öyleyim.
Tu me trouves trop prude?
Ve büyük ihtimal benim için de bilgisiz, gerikafalı bir evhanımı diye düşünüyorsun ve belki de öyleyim.
Et tu me prends certainement pour une vieille mère au foyer ringarde, à côté de la plaque. C'est peut-être vrai.
Belki de öyleyim.
je le suis peut-être.
- Şey, belki de öyleyim.
- Peut-être que oui.
Çılgın olduğumu söyleyeceğini biliyorum, belki de öyleyim, fakat bunun mantıklı olduğunu sanmıyorum.
Vous allez me trouver folle, et c'est peut-être le cas, mais... Tout ça n'a aucun sens. Quoi?
Belki de öyleyim.
Peut-être bien que je le suis.
Çıldırdığımı düşündüğünü biliyorum. Belki de öyleyim.
Je sais que tu crois que je deviens cinglée, peut-être.
- Belki de öyleyim. - Hayır, değilsin.
- Peut-être que si.
Ya, belki de öyleyim.
Ou peut-être bien.
- Evet, belki de öyleyim!
- Peut-être.
Ve belki de öyleyim.
Je le suis peut-être.
Ama belki de öyleyim. Sonuçta evleniyorum ve evliliğe inanmam bile.
Mais je dois l'être un peu si je me marie alors que je ne crois pas au mariage.
Bilemiyorum. Belki de öyleyim.
Peut-être que je l'étais.
- Belki de öyleyim.
Eh bien... peut-être que j'en suis un.
Hayır, belki değilim, Fakat belki de öyleyim.
Non, peut-être, mais peut-être que le suis.
Belki de öyleyim.
Je comprends mieux qui je suis.
Belki öyleyim, ama bir zamanlar ben de sizin gibiydim.
C'est possible, mais j'ai été comme vous.
- Belki de öyleyim.
Peut-être.
Dinle, belki dik kafalısın ama ben de öyleyim, bunu bil.
Tu es peut-être têtu, mais moi aussi! On y passera la matinée ou la journée...
Evet... belki de öyleyim.
Peut-être.
Belki öyleyim ama sen de midemi bulandırıyorsun!
Une putain de gamine! Tu me dégoûtes, salaud.
Evet, belki öyleyim ama arada bir de olsa içimdeki avukat ortaya çıkıyor.
- Peut-être que je le suis. Mais parfois, l'avocat en moi fait une sortie. - Ah oui?
Evet, tamam, belki de haklısın. Öyleyim.
Oui, tu as peut-etre raison.
Kim bilir? Belki de öyleyim. Bilemiyorum.
peut-être que oui, je sais pas et cet autre crétin... ton personnage quel ingénu tellement précieux et minaudant
Belki öyleyim ama bu maymun iskeleti aşık!
Peut-être, mais ce squelette de singe est amoureux.
Bir dizi kız arkadaştan... birkaç eş boşadıktan ve bir iki köpekten sonra... kendi kendime Hey, belki de ben öyleyim demeye başladım.
Aprés un tas de copines, quelques ex-femmes et un ou deux Danois, je me suis dit, "c'est peut-être moi qui cloche."
Belki de, öyleyim.
Ouais, peut-être bien que je suis un meurtrier.
Belki öyledir... ama ben de öyleyim.
Peut-être que c'en est un... mais moi aussi.
Belki de hala öyleyim.
Je le suis sûrement encore.
Aslında Szirmai'nin hayatındaki en şüphe çekici şey şu gördüğünüz şahıs bunun nedeni de şu ki karısının sevgilisiydim, belki de hâlâ öyleyim.
L'élément le plus louche de la vie du Dr Szirmai tourne autour de mon humble personne. J'étais, ou je suis encore, l'amant de sa femme.
Belki de öyleyim. Ben hayal kırıklığına uğramış biriyim.
Je suis désabusée.
Belki ben de öyleyim.
Comment est-ce que j'au pu...
Ve belki ben de öyleyim.
Et j'ai l'impression de l'être aussi.
belki düşünmek istersin, çünkü... biliyorum ben pek ele avuca sığmam ve... nevrotiğim ve bazen de... çok buyurgan oluyorum, öyleyim ama...
Réfléchis-y, parce que Je sais que je suis pénible, et névrosée, et quelques fois je suis trop autoritaire, et que je fais ça, mais...
Tamam. Belki de öyleyim.
Je le suis peut-être.
Öyleyim belki ama intihara kalkışmak da seni kahraman yapmıyor yani.
- Ouais, peut-être. Mais essayer de te pendre n'aurait pas fait de toi un héros.
Ben öyleyim ve belki burada olmamım sebebi Sam'in bir parçasının neden bahsettiğini bilmesidir.
Parce que moi, oui. Et si je suis là, c'est parce que je suis la partie de Sam qui sait de quoi elle parle.
Öyleyim belki de.
Peut-être.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de değil 95
belki de daha fazla 40
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de değildir 39
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
öyleyim 490
öyleyimdir 24
belki 3654
belki de vardır 18
belki değildir 19
belki de değildir 39
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
öyleyim 490
öyleyimdir 24
belki 3654
belki bir gün 64
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki mi 36
belki sonra 108
belki biraz 51
belki başka zaman 69
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27