English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Burada

Burada translate French

344,781 parallel translation
Burada bira içemezsin.
Tu peux pas boire de bière ici.
Bir kere burada koskoca tavuk döneri mideye indirmiştik.
Tu as mangé un poulet rôti entier ici une fois.
- Bilmem. Bir süre daha burada takılacak herhâlde.
Rester ici quelque temps, j'imagine.
Burada ne arıyorsun?
Que fais-tu là?
- Burada ne işin var?
- Que viens-tu faire ici?
Burada dostlarım var.
J'ai des amis ici.
Ayrıca bara gelen teklif geri çekildi, o yüzden Horoz burada çalışmayı bırakıp barı işletecek.
Et aussi, l'offre pour le bar est tombée à l'eau. Rooster ne travaillera plus ici pour s'en occuper.
Burada uçan bir Batarang mi var? Bunu mu kastediyorsun?
J'ai vu voler un Batarang?
Şimdi çıkarsam, burada olmamış gibi hissetmek için eve yetişebilirim.
Je vais y aller. Je peux rentrer à temps chez moi pour ne pas être là.
- Burada yanlış bir şeyler var.
Quelque chose cloche.
Biliyorsun, burada, Charm şehrinde de yapılacak şeyler var.
Il y a plein de choses à faire à Charm City.
Hala burada ne işimiz var?
Pourquoi on est encore là?
Şimdi söylemem gereken şeyler var. Burada duracak ve beni dinleyeceksin.
J'ai des choses à te dire, et tu vas rester là pour les écouter.
Burada işte.
Ici.
Başrahibi memnun etmek için burada otururdum ama şimdi burada huzur buluyorum.
C'est pour faire plaisir à l'abbé, mais je reconnais que... c'est paisible, ici.
Başrahip ve abin burada yalnız oturduğumuzu öğrenecek.
L'abbé et le roi vont savoir que nous étions ensemble.
- Hâlâ burada.
- Elle est encore là.
İkimiz burada kalıp gözetler, ikimiz Uhtred'in yanına giderdik.
Deux restent les surveiller et deux rejoignent Uhtred.
Babamız burada öldürüldü.
C'est là que notre père a été tué.
Burada ne işin var? Akşamüstü gelecektin.
Tu devais arriver cet après-midi.
Artık hep burada mı kalacaksın?
Tu comptes rester ici pour de bon?
Kanka kankaya hafta sonumuzdan sonra burada çalışırım veya New York'a dönerim.
Et après notre week-end entre potes, je peux rester y travailler ou rentrer à New York.
Burada bana hiç kız yok. Evet.
J'ai pas de copine ici.
- Burada mı yiyeceğiz?
- On va manger là?
Burada biraz daha yer var.
J'ai un chouïa de place là.
Burada çalışmak harikaydı.
C'était super de bosser ici.
Burada çok şey var.
- Il y a plein de trucs ici.
"New York. Burada çok şey var."
"NYC : plein de trucs ici."
Burada su veriyorlar.
Ici, ils servent de l'eau plate.
Senin burada ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais là?
- Burada çalışmıyorum.
- Je ne bosse pas ici.
Burada arkadaşlarım var.
J'ai mes amis ici.
- Burada tek beyaz ben varım.
- Je suis le seul Blanc ici.
Burada olması doğru mu?
Il est censé être là?
Burada ne varmış?
Qu'est-ce qu'on a là?
Bir şey söyleyeyim mi? Burada sihir yapan tek kişi ben değilim.
Je ne suis pas le seul à savoir faire de la magie, on dirait.
Aman Tanrım, burada!
Mon Dieu, elle est là!
Burada ne yapıyorsunuz?
Qu'est-ce que vous fabriquez?
Bu yemekleri yapanlara ve bugün burada bulunan aileye şükürler olsun.
Je veux bénir les mains qui ont fait ce repas et la famille qui est là aujourd'hui.
Burada Jennifer Aniston gibileri görmek istemiyorum.
Je ne veux pas voir de Jennifer Aniston ici.
Burada biz ve beş yakın arkadaşı için güzel, samimi bir yemek yaptı.
Il est venu nous faire un bon petit repas à moi et cinq de ses amis proches.
İkiniz de içine girip kafanızı köftelerin arasından çıkarın, birbirinize "Neler oluyor burada?" der gibi bakın.
Grimpez dedans, sortez la tête au milieu des boulettes et regardez-vous, genre : "Qu'est-ce qui se passe?"
Bugün burada bitirelim, çektiğimiz portre fotoğraflarını kullanalım, o sandviçi kesip öğle vakti geldi diyelim. Olur mu?
Et si on arrêtait là, qu'on utilisait les portraits, qu'on coupait ce sandwich et qu'on déjeunait?
Burada kocamanlar ve ne ararsan var.
Ici, elles sont grandes, et on y trouve de tout.
Burada yaşamak istiyorum.
Je veux y vivre.
Burada olduğumuzu biliyorlar.
Ils savent qu'on est là.
Syed Ahamed burada.
Syed Ahamed est là.
Syed burada olduğu için çok heyecanlandım. Arkadaşım.
Je suis surexcité que Syed soit présent.
Burada Pino emojisi yok.
Je ne vois pas d'emoji Pino.
Burada kamp kuracağız.
Nous ferons camp ici.
Burada kamp kur!
Faites du camp ici!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]