English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Buradasınız

Buradasınız translate French

2,772 parallel translation
24 saattir buradasınız, çekmemiz lazım arabayı.
C'est interdit de stationner ici.
İşte buradasınız.
Vous voilà.
Ah, buradasınız. Duyduk duymadık demeyin bu kez kendi saçımı kendim yapacağım...
Oh, vous êtes là, Anais, Anais, Je m'occuperais de mes cheveux cette fois,
- Buradasınız, Iong olarak kötü olabilir.
- Si vous êtes là, ça pourrait être pire.
Neden buradasınız?
Pourquoi vous êtes là?
Demek buradasınız.
Vous voila!
Yani yıllar önce gerçekleşmiş olabilecek bir ölüm yüzünden buradasınız, öyle mi?
Vous êtes donc ici pour un meurtre qui a eu lieu, ou pas, il y a longtemps?
Buradasınız, çünkü... aman Tanrım, bir anomali var.
Vous êtes ici et... oh, mon dieu, il y a une anomalie.
Öyleyse niye buradasınız?
Alors pourquoi vous êtes là?
Yarına kadar buradasınız.
Donc vous allez devoir rester ici.
ıste buradasınız!
Vous êtes là!
Şimdi, neden buradasınız?
Maintenant, Pourquoi es-tu là?
Bay Caffrey, hala buradasınız.
M. Caffrey, vous êtes encore là.
Futuralıların inançlarının gerçeğe bu kadar yakın olacağını sanmazdım. Ama işte buradasınız,... hepiniz.
C'est dur d'imaginer que les croyances des Futuriens pourraient être véridiques, mais vous voilà,
- Klinikte çalışmak için mi buradasınız?
- Vous allez travailler à la clinique?
Buradasınız Bay Axel rod, hoşgeldiniz.
Vous êtes sur la liste, M. Axelrod.
Neden buradasınız Bayan Redding?
Pourquoi êtes-vous ici... Mme Redding?
- Hayır mı? - Dr. Wilson, konuşacak mısınız yoksa öylesine mi buradasınız?
Dr Wilson, parlez-vous ou représentez-vous les défavorisés?
Sophie için mi buradasınız?
Vous êtes ici pour Sophie?
Neden buradasınız Bayan Lupo?
Pourquoi êtes-vous là?
Neden buradasınız?
Vous, ici?
Neden buradasınız?
Pourquoi êtes-vous ici?
İşte buradasınız!
Comment allez vous!
Ne zamandır buradasınız?
- Vous êtes là depuis combien de temps?
Güzel bir doğum günü oldu. Hepiniz buradasınız. Özellikle de David.
Ce fut un anniversaire merveilleux, de tous vous avoir ici, surtout toi, David.
- Neden buradasınız?
On vient dire bonjour.
Henüz değil ama şükrüler olsun siz buradasınız. - Hazır mısınız?
Non, mais vous oui.
Neden hala buradasınız o zaman?
Les blacks ne font pas d'auto-promotion, habituellement.
İşte buradasınız.
T'es là!
Güzel, demek buradasınız, Frau Archer.
Vous êtes là, frau Archer!
d Evet, biz kapılardan geçiyoruz d d O yüzden gözlerini suçlamak d d Sanki hakları varmışçasına d d Herkesi eleştirmek d d İki yüzlüler, hepiniz aynı sebepten buradasınız d
On passe les portes Sous leurs yeux accusateurs Comme s'ils avaient le droit De critiquer les leurs Hypocrites, vous êtes tous là Pour la même raison
- Nasıl olur? Siz buradasınız ya.
Si vous êtes là, comment en sécurité?
Ama buradasınız, yani, bazı sorunlarınız olduğunu varsayıyorum.
Pourtant vous êtes là, il doit bien y avoir un problème.
Güzel. Hepiniz buradasınız.
Bien, vous êtes tous là.
Bunu kontrol etmeyi öğrenmek için buradasınız.
Vous êtes ici pour apprendre à la contrôler.
Kocamı öldürmek için mi buradasınız?
Etes vous venu tué mon mari?
İşte buradasınız, Bayan Hughes.
Vous voilà, Mme Hughes.
Merhaba, Walker düğünü için mi buradasınız?
Vous êtes là pour le mariage Walker?
En azından siz ikiniz buradasınız.
Au moins, vous êtes là.
Ama siz zaten fikir üretmek için buradasınız başlangıç için daha iyi bir fikrin var mı?
Vous êtes là pour nous aider. T'as une idée?
Ne demeye hâlâ buradasınız?
Que faites-vous encore là?
Elbette buradasınız.
- Naturellement.
Bayan Rinsky, Tanrıya şükür hâlâ buradasınız.
Mme Rinsky, Dieu merci, vous êtes encore là. Ah mince.
Harika, buradasınız çocuklar.
{ \ pos ( 192,220 ) } Vous êtes là.
Hepiniz buradasınız!
Vous êtes tous là!
İşte buradasın Yıldız'ım. Atlas!
J'ai retrouvé mon Étoile!
İşte, problem bu. Sen hep buradasın, yani asla yalnız kalamayacağım.
Et c'est bien le problème vu que t'es toujours là.
Şey, önemli olan artık buradasın ve başbaşayız.
L'important, c'est que tu sois là et qu'on soit ensemble.
İşte buradasınız, şuna bakın.
Regardez-moi ça.
Ah, buradasın. Acele et, Bonnie. Uçağımızı kaçıracağız.
Dépêche-toi, Bonnie, on va louper l'avion.
Sadece kız tavlamak için buradasın.
T'es là seulement pour les femmes!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]