English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Burada duramazsın

Burada duramazsın translate French

90 parallel translation
Burada duramazsın, gitmelisin.
Il vous faut partir d'ici.
- Burada duramazsın. - Biliyorum, ama nereye gideyim? - Bak, oraya çık.
Vous ne pouvez ni partir ni rester ici.
- Burada duramazsınız.
- Il est interdit de stationner.
Burada duramazsınız.
Madame, ne restez pas là.
Haydi. Burada duramazsın.
Ne reste pas ici.
Burada duramazsınız, ayak alltındasınız.
Ne restez pas là.
- Burada duramazsınız hanımefendi.
Vous ne devez pas rester là.
Burada duramazsınız.
Vous ne pouvez pas rester ici.
- Burada duramazsın.
- Ne t'arrêtes pas ici.
- Burada duramazsın.
- Pas maintenant.
Burada duramazsın.
Tu veux pas t'arrêter ici, quand même?
- Burada duramazsınız, bayım.
- C'est interdit, ici.
Üzgünüm, bayan. Burada duramazsınız.
Excusez-moi, vous ne pouvez pas rester.
Haydi, hayatım, bütün gün burada duramazsın.
Viens ma poulette. Tu ne peux pas rester Ici.
Hadi, git buradan. Burada duramazsın.
Tu ne peux pas rester ici.
Burada duramazsınız!
Vous pouvez pas rester ici.
İnsanlar resimleri düzeltirken burada duramazsın.
Tu ne pourrais pas être ici pendant qu'on bougera toutes les peintures.
Tatlım, sen burada duramazsın fakat benim kalmam gerekiyor.
Chérie, tu ne peux pas rester ici, et moi je dois rester. - Pourquoi?
Burada duramazsın.
Et c'est quoi cette merde?
Burada duramazsın oğlum.
Tu peux pas rester, mon grand.
Burada duramazsın.
- Non. - Ne reste pas ici.
Burada duramazsın.
Tu ne peux pas rester là.
Burada duramazsın.
Tu ne peux pas rester ici.
Ama burada duramazsınız.
Mais vous ne pouvez pas rester la.
Dinleyin Bayım. Burada duramazsınız. Bana ne aradığınızı söylemezseniz...
Je ne peux pas vous aider si vous ne me dites pas qui c'est.
Bayım burada duramazsınız - Ama işemem gerekiyor.
- Mais il faut que j'aille pisser!
Burada duramazsınız. Burası suç mahalli.
Mais c'est une scène de crime, ici.
Burada duramazsınız!
Ne restez pas là!
Burada duramazsın.
Vous ne pouvez pas rester là.
Afedersiniz bayım burada duramazsınız.
Désolé, vous ne pouvez pas rester là.
Affedersin, burada duramazsın. Tek başına.
Je suis desolé, tu peux pas rester là toute seule toute seule
Burada duramazsınız.
Ne vous garez pas là!
Burada duramazsınız. Geri çekilin.
- Vous ne pouvez pas rester ici.
Ama burada duramazsın.
Mais tu ne peux pas rester ici!
Dinle, burada duramazsın. Şube müdürü her an gelebilir. Eğer o geldiğinde burada olursan, ben de işimden olurum.
Ok, écoutez, vous ne pouvez pas rester le préfet peut arriver d'une minute à l'autre, s'il vous trouve ici...
Burada duramazsın. - Baba duyuyor musun?
Tu ne peux pas t'arrêter ici.
Burada duramazsın.
T'entends? Tu ne peux pas t'arrêter ici.
Baba burada duramazsın.
Papa? - Tu ne peux pas t'arrêter ici.
Marslı da olsan umurumda değil. - Burada duramazsın.
Vous pouvez bien venir de Mars, ça ne change rien.
Bu kadar kamerayla burada duramazsınız.
Vous ne pouvez pas rester làavec ces caméras.
- Burada duramazsın. Kapalıyız.
Tu peux pas rester là, c'est fermé.
Burada duramazsın.
Tu peux pas t'arrêter là.
Burada duramazsın.
Tu ne peux pas être là.
Burada duramazsın.
- Vous ne pouvez pas rester ici.
Hiçbir şey yapmadan burada oturup duramazsın.
Tu ne peux pas rester assise ici sans rien faire.
Bak, şakayı bırakın, burada ben şov yaparken duramazsınız, tamam mı?
Sans blague, vous ne pouvez pas rester là.
- Her neyse, burada bu halde duramazsın..
- Ne reste pas comme ça? - Comme quoi?
Ne yapıyorsun burada? İşin yoksa duramazsın. Burada durmak yasak.
Ce n'est pas un endroit pour traîner.
Burada duramazsınız.
Vous pouvez pas rester ici.
Sorun ne bilmiyorum ama burada böyle elf gibi asılı duramazsın.
Peu importe tes raisons, tu ne peux pas rester comme ça.
Artık bebeği düşünmelisin, hayatını burada harcayıp duramazsın.
Tu devrais plutôt penser au bébé, tu ne peux pas passer toute ta vie ici.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]