English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Burada mısınız

Burada mısınız translate French

932 parallel translation
Hâlâ burada mısınız efendim? - Aramadılar mı?
Vous êtes toujours là?
Bay Kralik, hala burada mısınız?
Vous etes encore la?
Hâlâ burada mısınız Bayan Roy?
Encore là, Mlle Roy?
12 neredeyse 13. - Burada mısınız?
J'ai 12 ans... bientôt 13.
Siz hâlâ burada mısınız?
Vous êtes toujours là?
- Bu gece burada mısınız bayım?
Vous restez pour la nuit monsieur?
- Günaydın. - Daha burada mısınız?
Vous restez là un moment?
Siz hala burada mısınız? Süratle şu tepeyi aşın ve at komisyoncuları ile irtibata geçin.
Vous deviez aller sur la colline prévenir les acheteurs.
- Burada mısınız?
Alex! Katherine!
Hepiniz burada mısınız?
Vous êtes toutes là?
Hey, sizi amele hergeleler, hala burada mısınız?
Cette bande de vauriens est toujours là!
- Epeydir burada mısınız?
Javert ne me lâchera pas. J'espère être avant lui à Montfermeil
Bay Jorganson, bölgedeki en akılcı kafalardan birine sahipsiniz. Burada insanların boğazları üzerinde bu usturayı sallayadurduğum 20 yıl süresince onların gırtlaklarını deşmek için birçok kez ani dürtülere kapıldığıma inanır mısınız?
M. Jorgenson, vous qui êtes un de nos concitoyens les plus sages, croiriez-vous que depuis 20 ans que je passe le rasoir sur les gorges, l'envie m'est venue plusieurs fois de trancher net une pomme d'Adam?
Farkında mısınız, burada Ütopya'yı kurmuşsunuz.
Vous l'ignorez sans doute, mais c'est une Utopie.
- Burada rahat mısınız?
Vous êtes bien, ici?
Burada rahat mısınız?
Vous êtes bien ici?
Bana kahvaltı ısmarlayacak mısınız yoksa hemen burada bir şeyler pişirmemi mi istersin?
Alliez-vous m'offrir le déjeuner... ou aimeriez-vous que je vous cuisine quelque chose sur place?
Bu yaptığınız aptalca bir davranıştan da öte ve itibarım açısından sizi burada saklayamam.
Mais continuez à agir de manière stupide, et la respectabilité de ma maison ne vous protégera pas.
Bu da ne demek oluyor? Neden hâlâ burada olduğunuzu açıklar mısınız?
- M'expliquerez-vous votre présence?
Evet o adam burada. İfadenizi tekrarlar mısınız lütfen?
Je lui ai montré une chambre à 3 marks.
- Siz de burada olacak mısınız? - Sanırım.
- Vous serez là aussi?
Bugünkü yayınımız burada sona eriyor.
Ainsi s'achève notre programme.
Sizi burada istemiyorum. Çıkacak mısınız?
Je ne veux pas de vous ici.
Madam diğerlerine katılacak mısınız yoksa kahveleri burada mı alacaksınız diye sordu?
Madame demande si vous rejoignez les autres ou prenez le café ici?
Yağmurun ve rüzgarın sesi ne hoş değil mi, burada güvende ve sıcak mıyız?
C'est pas chouette d'entendre la pluie et le vent et d'être à l'abri?
Öyleyse sabahleyin burada olacak mısınız? Elbette.
- A demain, alors?
Biraz duyuyorum. Burada kalmayacak mısınız?
Mettez pied à terre.
- Olay sırasında burada mıydınız?
- Vous étiez présent? - Non.
Yalnız olsam sakıncası olurdu ama kız kardeşim burada...
Si j'étais seule, ça m'ennuierait, mais ma sœur est là. Il n'y a rien de mal, non?
- Başka? - Burada benimle kalır mısınız?
- Vous voulez rester avec moi?
Burada kalacak mısınız?
- Vous allez rester un moment?
Ne doğruluk, ne sükûnet ne de ızdırapa merhem Ama burada karanlığın içindeki bir düzlükteyiz Sarmış dört bir yanımızı Çarpışan ve kaçışanların şaşkın telaşları
Mais nous sommes ici-bas comme sur une plaine obscure parcourue de cris d'alarme confus du combat où d'ignorantes armées s'affrontent dans la nuit.
Burada olduğumuzdan beri sadece üç kez dışarı çıktığımızın farkında mısın?
Une minute. Tu sais qu'on n'a passé que trois soirées ensemble!
Eğer burada dinsel amaçlarınız dışında bulunuyorsanız, Oldukça şaşıracağım.
Si vous êtes ici par charité, je vous admire énormément.
Anladığım kadarı ile, bu gece burada, biz bayanların samimi olarak davetli olmadığımız bir poker partisi var.
Si j'ai bien compris, iI y a une partie de poker ce soir, et Ies femmes sont priées de s'absenter.
Bir süre daha burada kalacak mısınız? Belki.
Vous restez longtemps?
Burada biraz daha kalacak mısınız Bay Emery?
Allez-vous rester longtemps parmi nous?
— Sınır buraya epey uzak. Atlarımızı burada biraz dinlendirmek ve sizden bir kaç at ödünç almak istiyorum.
- La frontière est encore loin, nous aimerions laisser nos chevaux et emprunter les vôtres.
size tanık olarak ihtiyacım olacak burada kalacak mısınız?
- Il faudra témoigner. Vous restez? - Oui.
hala burada olabilseydi, arkadaşımız Marcus ile en azından bir maç yapabilirdin.
Brutus n'aurait rien à vous envier s'il était des nôtres.
Ziyaretçi misiniz yoksa burada kalıcı mısınız?
Vous comptez y séjourner?
- Burada yalnız mısın?
Vous êtes seul à New York? Non.
Siz hala burada mısınız?
Encore là?
Düzeni korumak için burada olacak mısınız?
Vous allez faire régner l'ordre?
- Burada uzun kalacak mısınız?
Vous allez rester longtemps?
Burada olmamalısınız. Sizi odanıza taşıyamaz mıyız?
Ne peut-on pas vous porter chez vous?
Şimdi neden burada olduğunuzu merak ediyor olmalısınız.
Vous vous demandez pourquoi vous êtes ici, M. Balestrero?
Aslına bakarsanız Lexington'un biraz yukarısında oturuyorum. Ama Smithers'ın eğlencesini bozmayayım diye burada indim.
En fait, j'habite un peu plus loin, mais je ne voudrais pas gâcher le plaisir de Smithers.
- Burada uzun kalacak mısınız? - Yeterince.
Assez longtemps.
Siz sayın konuklarımız sıradaki delikanlının... burada fazla kalmayacağına üzüleceksiniz, çünkü çok güzel şarkı söylüyor.
Vous, les invités du pénitencier, allez être vraiment désolés... que l'artiste suivant soit là juste à court terme... parce qu'il a une bien belle voix.
Sen ve albay burada kendinizi savaşın dışına çıkarmışsınız ama adamlarım gözden çıkarılamaz.
Le colonel et toi, vous quittez la guerre. Mais pas mes hommes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]