English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ B ] / Buradaydım

Buradaydım translate French

1,365 parallel translation
Ben buradaydım. Sen buradaydın. Burada, burada, burada seviştik...
J'étais ici, tu étais ici.
Buradaydım.
J'étais ici.
Geçen Pazar da burada değil miydiniz? Evet. Buradaydım.
- Vous étiez déjà là, dimanche?
- Hep buradaydım.
J'étais ici.
Bil diye söylüyorum, onlar için değil, senin için buradaydım.
Pour ta gouverne, j'étais là pour toi, pas pour eux.
Çünkü son üç saatten beri buradaydım Clark.
Ça fait pas loin de trois heures que je suis là.
- Clark'la buradaydım.
- J'étais avec Clark.
Gözlerimi açtığımda ise buradaydım.
Ia seule chose que je sais c'est que je me suis reveillé ici.
Daha sonra tek hatırladığım geçmişimdeki bu yerde koşuşturup durduğum oldu. Rüya olduğunu düşündüm ama uyandığımda hala buradaydım.
J'ai cru à un bad trip, mais en redescendant, j'étais toujours là.
Erken geldim, öğle yemeği tatilinde buradaydım.
Je suis arrivée tôt, j'ai fait la clientèle du midi.
Geçen gün buradaydım sende bir içki ısmarla demiştin.
J'étais là l'autre jour, tu voulais un verre.
Cumartesi gecesi buradaydım ve araç burada değildi.
J'étais là samedi soir et il avait disparu.
Paranın karşılığını aldın. Son beş Noel'dir buradaydım.
Tu as ce que tu paies, Chipeska.
Tek bildiğim ben buradaydım.
En tout cas, j'étais là.
Geçen sefer... tam üç koca gün buradaydım tamam mı?
La dernière fois... j'étais ici durant trois jours, d'accord?
Burası çok keyifli Geçen yaz buradaydım.
C'est bon d'être ici. Je suis venu l'été dernier.
- Dinle bir saat kadar önce buradaydım. 10 Chili sürpriz ve 5 shake ısmarladık.
On est venus il y a environ une heure... et on a commandé 10 Bombes et 5 milk-shakes.
Onu götürdüklerinde buradaydım.
Je suis arrivé quand on l'emmenait à l'hôpital.
Bütün yaz buradaydım.
A part tu sais quoi.
Ben hep buradaydım.
J'ai toujours été là pour toi.
Bu yüzden buradaydım. Çünkü bunları bana vermek istedi.
C'est pour ça que j'étais là, car il voulait me les donner.
Buradaydım.
J'y suis déjà venue.
Ben buradaydım, moralleri yükseltiyordum.
J'ai remonté le moral des troupes.
Gelmediler bile. Ben de bütün gece buradaydım.
J'ai attendu, moi aussi.
Üç gün önce buradaydım.
J'étais ici, il y a trois jours.
Belki hep buradaydım.
Peut-être que j'ai toujours été là.
Eğer Ross ve Rachel sorarlarsa, hep buradaydım.
S'ils vous demandent, je n'ai pas bougé d'ici.
Başından beri buradaydım.
Je n'ai pas bougé d'ici!
- Bu olduğunda ben sanırım buradaydım.
J'étais peut-être là quand c'est arrivé
Olanları bana anlatma! Bende buradaydım.
J'étais là.
Buradaydım, yalnız.
J'étais ici, toute seule.
- Buradaydım.
- J'étais là.
Tüm gece ve tüm sabah buradaydım
J'étais là jour et nuit.
Doktorların başındaydım, sürekli buradaydım. Hayatımda ikinci sırada olduğunu ona hep hatırlattım.
Je passais ma vie à l'hôpital et je la faisais toujours passer en dernier.
- Geçen gece buradaydım.
- J'étais là l'autre soir.
Bir matristeki epsilon parçacıklarını nasıl birleştireceğimi bulduğumda buradaydım.
Ici, j'ai trouvé comment combiner des particules epsilon en matrice.
Ayrıca bütün eşyalarım da buradaydı.
Et toutes mes affaires sont ici.
Sana söylüyorum, o şovdaki adam buradaydı bana bütün o garip soruları sordu.
Je te jure, l'acteur de la série est venu ici. Il m'a posé des questions bizarres.
Beyazları da sırt beyazlar ve yazılılar olarak ayıracağım. "Rock Yıldızı", "Şeytan" ya da "Kafka buradaydı" gibi.
Laver les T-shirts blancs unis ensemble, ceux avec des trucs marqués : "Rock star", "Diabolique", "J'ai vu Kafka". Tu m'envoies bouler pour la lessive?
Clark, Bay Dakik tam olarak 5 : 30'da buradaydı.
Clark, M. Ponctualité a fait son apparition à 5h30.
Dün gece bilgisayarımı açmadım bile. Sen buradaydın.
Je n'ai même pas allumé l'ordinateur, tu étais là.
Aman Tanrım. Buradaydı. Fotoğraftaki adam... buradaydı.
Il était là, l'homme de votre photo.
Leoben'la karşılaştığımızda birkaç saattir buradaydı.
Quand il a vu Leoben, il était déjà là depuis des heures.
- Sadece bir gün buradaydım.
Je ne suis resté qu'une journée.
Ben dün buradaydım değil mi?
J'étais ici hier, n'est-ce pas?
Daha önceden buradaydı ve birdenbire kendi kendine mırıl mırıl konuşmaya başladı.
Il était ici, il y a un moment... et il a commencé à parler tout seul comme un fou.
Can evimden vuruldum. Tam buradaydım.
J'étais là.
Bu sabah buradaydı.
M. Smith est persuadé d'avoir été ici hier.
Gardaki taksi şoförü onu buraya getirdiğini söyledi. Oğlunuz sabah erken saatlerde buradaydı Rahip Lewis.
Le conducteur de taxi à la gare routière m'a dit l'avoir conduit ici.
Birkaç hafta önce buradaydı. Takımınız adamı öldürmemeyi bir şekilde başarmış. Senin kadar bende şaşırdım.
Il était ici il y a 2 semaines et votre équipe a évité de le tuer.
Uyandım ve buradaydı.
Que s'est-il passé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]