English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ G ] / Güzelsin

Güzelsin translate French

4,133 parallel translation
Çok güzelsin.
Tu es si belle.
Tanrım, ne kadar güzelsin.
Que tu es belle.
Tanrım çok güzelsin.
Tu es si jolie.
Zaten bir haziran günü kadar güzelsin.
Tu es déjà aussi jolie qu'une journée de Juin.
Çok güzelsin.
Vous êtes magnifique.
Çok güzelsin!
Tu es très belle!
Ciddiyim, çok güzelsin!
Sérieusement, tu es belle!
Sen güzelsin.
Tu es mignonne.
Genç ve güzelsin. Kötü kadın!
Jeune et belle.
Çok güzelsin, Nikki Heat.
Tu es très belle, Nikki Heat.
Çok güzelsin, Nikki Heat.
Vous êtes vraiment belle, Nikki Heat.
Çok güzelsin.
Je pense que tu es beau ( belle ).
Ne bekliyordun ki? Karnı burnunda bir güzelsin.
Tu t'attendais à quoi, tu es de 9 mois... belle.
Hâlâ çok güzelsin.
Toujours aussi belle.
Muhteşem derecede güzelsin.
Vous êtes vraiment belle.
Mahkeme salonunda harcanmak için fazla güzelsin.
Tant de beauté gâchée dans une cour d'audience.
Tatlım kutsal kitap kadar güzelsin ama güzellik dergi sattırır, kayıt değil.
Et bien, chérie, tu es aussi jolie qu'un livre de prière. Mais la beauté fait vendre des magazines pas des disques.
Jackie, sen çok güzelsin.
Jackie, tu es très belle ce soir.
Yani, elbisen kötü ama sen çok güzelsin.
Je veux dire, à part ta robe qui est hideuse, tu es magnifique.
Tatlım, ne güzelsin.
Chérie, regarde toi.
- Her zamanki gibi çok güzelsin.
qu'en penses tu? Jolie, comme toujours.
Sen hapse giremeyecek kadar güzelsin.
Tu es trop mignon pour aller en prison.
Sen çok güzelsin, Linny.
Tu es si belle, Linny.
Sesin bugün.. Bugün çok güzelsin.
A t'entendre, tu dois être séduisante aujourd'hui.
Ben Garret ve sen de annenin söylediğinden daha güzelsin.
Je suis Garrett, et vous êtes encore plus jolie que votre maman l'a dit.
Bugün çok güzelsin.
Vous êtes vraiment bien ce matin.
Güzelsin, iyi bir yazar ve arkadaşsın ama.
Eh bien, tu es jolie, tu es une bonne auteur et tu es une bonne amie.
Çok güzelsin.
Vous êtes belle.
Güzelsin.
Julie était magnifique aussi.
O kadar güzelsin ki.
Tellement belle.
- Ne kadar da güzelsin!
Est-ce que tu n'es pas jolie?
Neredeyse, ben senin yaşındaykenki kadar güzelsin ama sen... hamile kaldın.
Tu es presque aussi belle que je l'étais à ton âge, et ensuite tu... tu t'es fait mettre en cloque.
Sen baya güzelsin de.
T'es aussi jolie jolie.
Zayıf ve çok güzelsin.
Et tu es belle et mince.
Çok güzelsin.
Tu es belle.
Zaten güzelsin.
Vous êtes déjà jolie.
Çok güzelsin.
Tu es tellement belle.
Kıyafetler çok güzeldi, ve sende çok güzelsin,... ve bu kutlamamız gereken bir şey.
Les vêtements étaient magnifiques, et tu es magnifique, et c'est quelque chose que l'on doit fêter.
- Hayır. - Cece, her zaman gibi çok güzelsin.
Cece, tu es un ange, comme toujours.
Güldüğünde çok güzelsin.
Tu as un joli sourire.
Demek istediğim... Çok güzelsin ama... Tüm bunlar bir numaraydı değil mi?
Je veux dire, tu es très belle mais je... je... donc c'est vraiment faux, n'est-ce pas?
Çünkü güzelsin ve onlar da sana hayır demek istemediler.
Parce que tu es mignonne et qu'ils ne voulaient pas te dire non.
Çok güzelsin.
Tu es magnifique.
Hey Tess, sen çok güzelsin...
♪ Yo, Tess, tu es si belle ♪
Betsy, sen çok güzelsin.
Betsy, tu es belle.
Sen güzelsin.
Tu es belle, tu es...
Ama sen çok güzelsin.
Mais tu es si, si jolie.
Çok güzelsin, çok seviliyorsun ; benimse sana olan nefretimden başka şeyim yok.
Tu es beau, magnifique. C'est pour ça que je t'aime et te hais.
- Güzelsin...
Tu es supposée me dire que je suis belle.
Sen güzelsin.
Tu es magnifique.
Sen inanılmaz güzelsin.
Putain t'es belle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]