English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kazanacaksın

Kazanacaksın translate French

885 parallel translation
Sana kazanacaksın dememişmiydim
Je t'ai dit que nous gagnerions.
Belki de 15 bini sen kazanacaksın.
Tu vas peut-être gagner les 15,000 marks.
Beni ele vererek ne kazanacaksın?
Ça ne vous rapporterait rien.
Bir gece boktan bir oyunda birinin annesini kazanacaksın. Ya da bir bebek.
Tu finiras par gagner la mère de quelqu'un aux dés, ou peut-être un bébé.
Söylesene genç adam, 25.000 doları nasıl kazanacaksın?
Et vous les trouveriez comment, jeune homme?
- Ama sen de milyonlar kazanacaksın.
- Mais tu vas gagner des millions, toi aussi.
- Evet, kazanacaksın.
- Si, toi aussi.
Bu büyük bir dava. Çok para kazanacaksınız.
C'est une affaire qui va vous rapporter gros.
Bir hafta içinde her şeyi kaybedecek ya da kazanacaksın.
Dans une semaine, tu auras gagné ou perdu une fortune.
Alın teriyle para kazanacaksın.
A la sueur de ton front!
- Durma, devam et. Bu tartışmayı kazanacaksın.
Dis-lui ça!
Şansa bak, her eli sen mi kazanacaksın?
- Je serai un mauvais serveur.
Evet, Horace, 75 bin sayesinde bir milyon kazanacaksın.
Oui, mon cher Horace, ces 75 000 te vaudront un million.
Evet, Horace, kazanacaksın.
Oui, Horace, vraiment!
Babam binlerce dolar kazandığını söylerdi siz ise milyonları kazanacaksınız.
Votre pere a dit qu'il ferait des milliers... - et vous des millions. - Des millions pour nous aussi.
Kazan ya da kaybet, 200 dolar kazanacaksın.
Que vous gagniez ou que vous perdiez, c'est 200 $ cash.
Yine de kazanacaksınız.
Vous êtes sûre de gagner.
Fena bir yaşam sayılmaz Ole. Yirmi yıl ve emeklisin. Başlangıç için yılda $ 2,200 kazanacaksın.
C'est pas mal, la retraite au bout de 20 ans et 2 200 dollars pour commencer.
Demek şimdi de profesyonel spor yapıp insanlara vurarak hayatını kazanacaksın.
Tu vas gagner ta vie à frapper les gens.
Rakamlarla aram iyidir Charlie. Sonunda bir servet kazanacaksın.
Je sais compter, ça fait une fortune.
Para kazanacaksın, eminim kazanacaksın.
Tu vas gagner, j'en suis sûre!
Paranı kazanacaksın, Bay Sowerberry.
Vous allez faire fortune.
- Kazanacaksın. - Kazandım.
- Mais vous gagnerez.
Kabul ederseniz, çok para kazanacaksınız.
Acceptez, et vous serez riche.
Dün bugüne karşı. Paranın on katını kazanacaksın.
Votre argent rapportera du 1 000 %.
Bunun için Tanrı'nın rızasını kazanacaksın, kardeşim.
Le Seigneur vous le rendra, mon frère.
Sen ise en azından bir milyon kazanacaksın, yani yatırdığının 20 katı.
Vous gagnerez un million, soit vingt fois la somme engagée.
İki milyon liret kazanacaksınız. Ayrıca günde 1000 liret daha, kimse karışamaz.
Plus mille lires par jour, que personne ne vous prendra.
Beyler, "Yıldırım Savaşı" taktiğinin sadece hızla hareket eden birliklerce... yapılabileceğini ifşaa etmenin ve onu yenmenin onurunu sizler kazanacaksınız.
Vous aurez l'honneur d'être les premiers à savoir ce qu'est vraiment un blitzkrieg : Une manœuvre tactique extrêmement limitée.
Yarından itibaren, müşterilerinizi geri kazanacaksınız.
Dès demain, vous retrouverez les clients.
Sür arabayı, 20 papel kazanacaksın.
Tu conduiras.
Sen savaşa gidecek ve kazanacaksın.
Veux-tu gagner une bataille?
Bunları da kazanacaksın!
Tu gagnerais.
Elbette kazanacaksın.
Tout à fait.
Birşeyler öğrenecek ve para kazanacaksın. Bizden de beslenecek bir boğaz eksilir.
Tu apprendras des choses, et tu gagneras de l'argent, et nous aurons une bouche de moins à nourrir.
Basit : Kocanı geri kazanacaksın. - Ve ben...
Vous récupérez votre mari, et moi... et vous...?
Savaşmadan mı kazanacaksınız?
Et si nous refusons?
"Şöhretiniz çiftçileri korkutacaktır, Nehirin kuzey tarafından kovduğun her bir çiftçi için 1000 $ kazanacaksın."
"1000 $ pourtout fermier établi au nord de la crique qui disparaîtra."
Ne kazanacaksın?
Tu gagneras quoi?
Bir asker eşi olarak ayda 200 mark almaya hak kazanacaksın. Üstelik ölürsem tazminat var.
Vous auriez 200 marks par mois, plus une indemnité si je meurs.
Ne kadar kazanacaksın?
Combien tu toucheras?
Jüri sıra dışı suçunuzu on soruda tahmin edemezse bütün masrafları tarafımızdan ödenmiş olan, deniz kıyısında lüks bir otelde iki haftalık tatil kazanacaksınız.
Si les invités ne découvrent pas votre crime énigmatique en 10 questions, vous gagnez deux semaines de vacances dans une station balnéaire en vogue, tous frais payés.
Bundan çok daha fazlasını kazanacaksınız.
C'est même pas drôle, c'est couru d'avance!
Onu bu defa nasıl kazanacaksın, bu yerde?
Comment allez-vous l'apprivoiser maintenant... dans cet endroit?
Kazanacaksın.
Et vous vaincrez.
Kazanacaksın, Orlov.
Vous vaincrez, Orlov.
İltifat, kıyafet, para kazanacaksın.
Tu récolteras des compliments, de l'argent...
Kazanacaksınız.
Vous gagnerez.
Tüm aylık maaşımı kazanacaksın.
Tu vas gagner toute ma paye.
Evet, güzel bir oyuncak bebek kazanacaksın.
Venez pêcher!
İmparatorluğu bölerek ne kazanacaksın?
Vous diviserez l'Empire!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]