English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kazanamazsın

Kazanamazsın translate French

673 parallel translation
Benim gibi bir enayi daha bulamazsan, kocana yollayacak kadar para kazanamazsın orada.
Vous ne gagnerez pas assez d'argent pour votre mari, à moins de rencontrer un pigeon.
- Ama bu işten para kazanamazsın.
Tu ne gagnerais rien.
- Böyle para kazanamazsın.
- Pensez à vos marges.
Her zaman kazanamazsın, kaybedebilirsin de.
On peut aussi perdre.
Bu doğru. Sen 2000 Yen istesen bile kazanamazsın.
Si on joue pour gagner 2 000 yen, on est sûr de perdre.
Dene bak, sen kazanamazsın.
Essayez donc de jouer! Échec garanti!
Eğer ben kazanamıyorsam, sen de kazanamazsın.
Pour vous, c'est pareil!
- Çünkü bu şekilde kazanamazsın.
- Ce n'est pas comme ça qu'on gagne.
Başka hiçbir yerde bu şekilde para kazanamazsınız.
Où gagnerez-vous autant d'argent?
Çok çalışsan ve bir sürü partiye katılsan bile... bu paranın 3'te 1'ini kazanamazsın.
Tu auras beau t'appliquer et courir les engagements, tu ne pourras même pas gagner le tiers de cette somme.
Öldürerek kazanamazsın, Atilla.
On ne vainc pas en tuant, Attila.
Kazanamazsın ama fazla yaşarsın. Siz ikiniz de deli misiniz?
"Coupe, ça fait durer le plaisir".
Bir kuruş bile kazanamazsın.
Tu n'auras pas un centime.
Çiçek satarak iyi para kazanamazsın.
Tu ne gagneras rien en vendant des fleurs.
Tabii asla benim kadar para kazanamazsın. Ama biraz eğitimle olayı kaparsın.
Tu ne gagneras jamais mes cachets... mais avec de l'entraînement, tu te défendras.
- Ateş püskürerek ödül filan kazanamazsın.
Si vous voulez le prix, gardez votre sang-froid.
Tek başına kazanamazsın.
Tu ne peux pas vaincre tout seul.
# Kazanamazsın dostum #
Tu perdras Mon pote tu perdras
- Hiç bir şekilde kazanamazsın.
- Tu ne peux pas.
Her zaman kazanamazsın.
On ne peut pas tout avoir.
- Bu tilkilere karşı kazanamazsın.
Tu n'arriveras à rien avec ces renards.
Kazanamazsınız.
Vous ne pouvez pas gagner.
- Clément'ı taklit etmediğin zamanlar. Sadece bu işten hayatını kazanamazsın.
Il faut bien que vous gagniez votre vie en dehors du théâtre.
Acıklı hikayelerin ile Nishi'yi kazanamazsın.
Nishi n'est pas du genre à se laisser apitoyer.
Artık maç kazanamazsın.
Tu n'es plus capable de gagner.
- Kazanamazsın.
- On perd toujours.
Risk almazsan, bir şey kazanamazsın.
Celui qui ne tente rien, n'a rien
Hayatınızı kaybederseniz, hiçbir şey kazanamazsınız.
Mourir ne te rapportera rien.
Yalan söyleyerek bir şey kazanamazsın!
Dis-moi la vérité.
Kendi işinde asla bu kadar kazanamazsın.
Avec ton métier, tu n'en gagnes pas autant.
Hepsini kazanamazsın.
Eh bien, on ne peut pas toutes les conquérir.
Sanat olunca, bundan para kazanamazsınız.
LORSQUE LE CAPITAINE PICARD CHERCHE LA RAISON
O yüzden, ben diyorum ki, vatandaşlarınızın güvenini bir kez kaybettiğinizde bir daha asla saygılarını kazanamazsınız.
C'est pourquoi, si on abuse de la confiance de nos concitoyens, on ne gagnerajamais leur respect ni leur estime.
Capone ile savaşa başlayabilirsin, ama bunu kazanamazsın.
Faire la guerre à Capone peut-être, mais la gagner?
Kazanamazsın.
C'est perdu d'avance.
30 ton fiş, üzgünüm beyler, fakat hepsini kazanamazsınız.
La route est longue, et vous ne pouvez pas tout gagner.
İşin doğrusu, hiç kazanamazsınız.
Vous ne risquez pas de gagner, d'ailleurs.
- Beraber olursak kazanamazsın.
- Pas si nous nous allions contre vous. Ridicule.
Sanırım işin özü de bu. Pisliği çekmezsen kazanamazsın, değil mi?
C'est toujours pareil, si on ramasse pas, on perd.
Delilik bu, Willie! Kazanamazsın. Onları yenemezsin, Willie, asla.
Tu n'as aucune chance contre eux.
Burada çok fazla para kazanamazsın şekerim.
Tu gagneras pas grand-chose par ici.
Üzülme Köpekbalığı, hepsini kazanamazsın. Doğru, memur bey.
- Chéri, tu ne peux pas tous les avoir.
Böyle kazanamazsın.
Mauvais calcul :
- Kazanamazsın! Bir maden ocağından diğerine sürüklenmeyi bıraktım!
J'en ai marre de passer d'une mine à l'autre.
Kazanamazsın.
Tu gagneras pas.
Eğer Cahil'le kazanamazsan hiç bir atla kazanamazsın.
Si tu ne peux gagner avec Jahil... tu ne gagneras jamais.
Durumu zorlamakla kazanamazsın Stenbaugh.
Pourquoi tu veux tout casser? Laisse Bronson s'occuper de ça.
Eğitim süresince bir şey kazanamazsın.
On ne gagne rien pendant les cours.
Eğer birşey yemezsen, gücünü geri, kazanamazsın.
- Désolé, je n'ai pas faim. Vous ne reprendrez pas de forces si vous ne mangez rien.
Çalışarak kazanamazsın.
Tu n'en auras pas par ton travail.
Her zaman kazanamazsın Yeğen. Bazen kazanır, bazen kaybedersin.
On ne peut pas toujours gagner, P'tit Gars.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]