English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kazanmak

Kazanmak translate French

7,020 parallel translation
Kardeşine karşı gıyaben hüküm kazanmak mı zafer?
Gagner un jugement par défaut contre ta soeur?
Sana söylüyorum Gerald, HandiŞapka sahibi olmak ayrıca para kazanmak için mükemmel bir yol.
Je te le dis, Gerald, avoir un handicap est un bon moyen de se faire de l'argent.
Onları taksi şoförü gibi kaptın şehri gezdirebileceğini düşündün ve ekstradan para kazanmak istedin.
Tu les as laissé appelé ton bus comme si tu étais un taxi, en pensant leur faire un tour de la ville et te faire un peu d'argent en plus.
- Onu geri kazanmak mı istiyorsun?
- Vous voulez la récupérer?
- Evleri kiraya vererek para kazanmak için mi?
Pour devenir marchand de sommeil?
Sadece oyunu kazanmak istiyordun.
Vous vouliez gagner la partie.
Zehirlendikten sonra, idaremi kazanmak için, her şeyi yapacak durumdaydım.
Après avoir été empoisonnée, j'étais prête à tout pour retrouver un semblant de contrôle.
Senin ve halkının, bir daha asla savunmasız kalmayacağı bir ülke yaratmak istedin. Belki ben hiç yetim olmadım, ama inan bana korkmuş olmanın nasıl bir şey olduğunu iyi bilirim. Zehirlendikten sonra, idaremi kazanmak için, her şeyi yapacak durumdaydım.
Tu voulais créer un endroit où toi et ton peuple ne seriez plus jamais vulnérables. je sais ce que c'est. j'étais prête à tout pour retrouver un semblant de contrôle.
- RKT onun kandırmaca olduğunu düşünüyor... Stone kartlarını zaman kazanmak için oynuyor, daha akıllıca hareket etmek için.
Ils pensent que c'est une ruse, que Stone joue la montre, qu'il prépare ses nerfs.
Bombalı yelek, istekleri bunların hepsi virüsü insanlara yaymak için yeterli zamanı kazanmak içinmiş.
La ceinture d'explosifs, les demandes... tout ça pour exposer le gens assez longtemps pour qu'ils soient infectés et puissent propager le virus.
Bak, Victoria'nın elektrik direği ile olan dansı sana babanı kazanmak için ikinci bir şans tanıdı.
Regarde, Victoria entre la vie et la mort ça te laisse une deuxième chance de récupérer ton père.
Para kazanmak için.
c'était pour gagner de l'argent.
O rezil Ronnie, süslemelerinden korkarım diye endişelenmiş çünkü "sokağın en korkutucu evi" yarışmasını kazanmak istiyormuş. Ben de "bırak süslemelerinden korkmayı, o yarışmayı da ben kazanacağım" falan oldum.
Cet odieux Ronnie pensait que je ne serais pas capable de gérer ses décorations parce qu'il essaye de gagner ce concours de la maison la plus effrayante de la rue, et je lui ai dit, " non seulement je peux me faire à tes décorations,
Bir araya geldik, mükemmel oylamamı uyguladık ve hindistancevizini kazanmak için yeterli para kazanndıkk..
Nous avons travaillé ensemble, maintenu mon classement, et on s'est fait assez d'argent pour sauver notre eau de noix de...
Siz ikiniz burada ne arıyorsunuz? Eski görkemimizi geri kazanmak için geldik.
Que diable vous deux faites ici?
Kazanmak. Size, bunu birlikte nasıl yapacağımızı göstermeye geldim.
Et je suis là pour vous montrer comment.
Bilardocular oyunun ortasında avantaj kazanmak için toplarını değiştirirler.
Les arnaqueurs changeront leur boule blanche au milieu de la partie pour prendre l'avantage.
Kazanmak için gerçekten insan sarrafı olman lazım.
Il faut savoir lire en quelqu'un pour gagner.
Belki onu kazanmak için yeterli olur.
Peut-être que ça sera suffisant pour le conquérir.
Bu nefreti kazanmak için ne yaptım acaba?
Qu'ai-je fait pour mériter votre colère?
Ariadne'in kalbini kazanmak için buradayım.
Je suis ici pour gagner le cœur d'Ariane.
Yunanistan'ın en iyi savaşçıları gelecek, onlar kazanmak için her şeyi yaparlar.
Ils vont attirer les meilleurs combatants de toute la Grèce. Ils feront tout pour gagner.
Uzak diyarlarda bir yarışma kazanmak için mi?
En gagnant une compétition dans une lointaine contrée?
Ariadne'nin kalbini kazanmak için buradayım.
Je suis ici pour gagner le cœur d'Ariane.
Yarışmayı kazanmak için gelmedi.
Il n'est pas ici pour gagner une compétition.
Ariadne ile evliliği kazanmak için geldi.
Il veut remporter la main d'Ariane.
- Hepimizin olduğu gibi sadece kazanmak istiyor.
Il veut seulement gagner, comme nous tous.
Alan, gerçekten altı yaşında birinden daha az para kazanmak istiyor musun?
Alan, tu veux vraiment te faire de l'argent sur un enfant de 6 ans?
O yüzden... Acaba iki saatte 150.000 dolar kazanmak ister misin?
Alors, aimerais-tu gagner 150 000 $ en deux heures?
Sekizden az farkla kazanmak demek.
C'est gagner par moins de huit.
Herhalde 50.000 papel kazanmak değildi.
Apparemment, ce n'était pas pour gagner 50 000 $.
Azıcık güveninizi kazanmak için ne gerekiyor Bayan Bradshaw?
Qu'est-ce qu'il faut pour gagner un peu de confiance avec vous, Mme Bradshaw?
Güzel, her zaman bu oyunu kazanmak istemişimdir.
J'ai toujours voulu le gagner.
- Hey Marcie, Gerçek para kazanmak istiyor musun?
Hé, Marcie. Oui? Tu veux te faire du véritable argent?
" para kazanmak istiyorsanız, bildiğiniz ve sevdiğiniz işten şaşmayın.
"Si tu veux faire de l'argent, fais ce que tu sais et aimes."
Kazanmak istiyorsanız riske girmek zorundayız.
Il faut prendre des risques pour gagner.
"Ama bir ulusun kalbini kazanmak çok daha iyidir."
"mais il vaut mieux gagner le cœur de la nation."
AMA BİR ULUSUN KALBİNİ KAZANMAK ÇOK DAHA İYİDİR. "
"mais il vaut mieux gagner le cœur de la nation."
Düşünüyordum da, hızlı yoldan biraz para kazanmak isteseydin kötü ruh kaçırılması bunun için hiç de fena bir fikir değil.
Je pensais juste à un truc. Si vous vouliez vous faire un peu de blé vite fait, se faire enlever par un poltergeist, c'est pas une mauvaise idée.
Güvenini kazanmak için programlanmış insan kılığındaki bir yaratık.
Est quelque chose sous une forme humaine. Qui a été conçu et programmé pour votre confiance.
Çünkü Econo Air'de, güveninizi tekrar kazanmak için çok çalışıyoruz.
Chez EconoAir, nous faisons tout pour regagner votre confiance.
Bu gece, bir şanslı fan gidiyor yarım mahkemeden ateş bir şans bir aile tatili kazanmak için Disney World!
Ce soir, un admirateur chanceux pourra lancer depuis la moitié du terrain pour gagner des vacances en famille à Disney World!
Bir başkası... başkası kazanmak için gidiyorBir aile gezisi!
Une autre personne va gagner un voyage!
'Kazanmak istedim Çünkü.
Je voulais gagner.
Büyük banka, küçük banka, ben para kazanmak isterim.
Dans tous les cas, j'aime faire de l'argent.
Heyecanlıyız. AA tranştaki takaslarda 15 milyon dolar kazanmak istiyoruz.
On veut pour 15 millions de CDS sur des tranches double A.
Para kazanmak düşündüğüm gibi değil.
Faire de l'argent, c'est pas comme j'avais imaginé.
Bu izciler ok ve yay rozeti kazanmak üzereler.
Ces scouts sont en voie de recevoir un badge d'archerie!
Tamam, geçen yaz bir kaç haftalığına biraz fazla kazanmak için Stavro'ya çalışmıştım.
Eh bien, je travaillais à Sparrow deux semaines cet été pour gagner un peu d'argent.
Ariadne'nin kalbini kazanmak için buradayım.
Je suis ici pour conquérir le coeur d'Ariadne.
Bu oyunu kazanmak mecburiyetindeyiz.
Nous n'avons pas le choix.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]