English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kazandın

Kazandın translate French

10,281 parallel translation
- Sen kazandın.
- T'as gagné.
Kaportanın altına bir göz atmaya hak kazandın... -... ama gözetimsiz değil.
J'ai pensé que tu avais mérité le droit de jeter un oeil sous le capot, mais pas sans supervision.
Leviathan'a katılmaya hak kazandınız.
Vous avez tous été choisis pour rejoindre le Léviathan.
Sen kazandın.
Tu as gagné.
Bunu kazandın işte.
Voilà ce que ça t'apporte.
Sevdiklerinin yok oluşunu izlemek için önden bir koltuk kazandın.
Au premier plan pour regarder tout le monde et toutes les choses que tu as aimé, être détruites.
- O zaman sende kazandın diye adi davranma.
- Quelle victoire de merde!
En sonunda kazandın.
Tu as enfin gagné.
Sen kazandın.
T'as gagné.
- Kazandınız masalı ne kadar işe yarıyor?
Ça marche souvent, le truc du concours?
Bu ülkeye onurunuzla hizmet ettiniz, böylece istediğiniz herhangi birinin sevgilisi ile yiyişme hakkı kazandınız.
Vous avez honorablement servi notre pays, et tu as gagné le droit d'embrasser la copine d'un autre.
Mike ve Frankie Heck sizin için seçilmiş son model bir lavabo kazandınız.
Mike et Frankie Heck, vous avez gagné un nouvel évier choisi spécialement pour vous.
Evet, Ghost ve Tommy'nin masasından yer kazandın.
T'as ce siège à la table avec Ghost et Tommy.
Bu gece için çok kazandın. Ve...
Tu as gagné une nuit...
- Aman Tanrım, Eddie. Kazandın mı?
- Tu as gagné?
Hayatınızı kurtarabilmek için oraya giriş izni kazandım.
Et pour vous sauver la vie, J'ai gagné le droit d'entrer dans ce lieu merveilleux.
Hızını tekrar kazandırmanın bir yolunu bulalım işte.
Pourquoi ne pas essayer de trouver comment faire revenir ta vitesse?
Kazandığınızda da, Sixtus o silahları Floransa'ya çevirecek.
Quand vous aurez gagné, Sixtus retournera ces armes contre Florence.
Kendi dünyanı bana kazandırdın. Sen de benimkine hoş geldin.
Vous m'avez admis dans votre monde, bienvenue dans le mien.
Her tartışmayı kazandığının hayalini kurardım.
- Je parie que t'avais le dernier mot.
Sen bir kaç kısa yol tuşundan ibaret olan bir sağa basıp, bir sola ve sonrada kazandığın oyunu diyorsun.
Touche droite, touche gauche, gagne? Ce ne sera pas aussi simple quand je ne te laisserai pas de marge de manoeuvre pour essuyer ton équipe.
Van Lunt ve çılgın astrologdan aldığı tavsiye yüzünde kazandığını söyledi. Buna inanabiliyorsan tabii.
Il dit attribuer sa victoire aux conseils de Van Lunt et de son astrologue à la noix, incroyable, non?
Rüzgarın burada iyice hız kazandığını söylemem gerek!
Je dois bien l'avouer, le vent est vraiment puissant ici!
Brianna, yaptığın işte çok iyisin ve bir sürü insana para kazandırıyorsun.
Brianna, tu es très douée. Et tu gagnes tant d'argent pour tant de gens.
Sana Glendon Hill'da kazandığın kadarını teklif edemeyiz. Ama Beyaz Saray'da kazandığının çok daha fazlasını teklif edebiliriz.
Tu gagnerais moins qu'à Glendon Hill, mais beaucoup plus qu'à la Maison-Blanche.
Gerçek görevlerini bilmediler. Bana kaçacak zamanı kazandıracaklardı.
Ils n'ont jamais su que leur vraie mission était de me laisser assez de temps pour sortir.
Kazandığın bazı davalar gece uyumana yardım eder, bazıları da seni uyutmaz.
Certaines victoires t'aident à dormir la nuit, d'autres te maintiennent éveillée.
Büyük kazandım... 40,000 dolar ve yarısını sana vereceğim... yarısını! Bir şeyin içinde...
J'ai gagné gros... 40 000 $, et je vais t'en donner la moitié...
- Hakikaten de kumarda kazandığın parayı alacağımı düşünmüş olamazsın.
- Tu ne penses pas vraiment que je vais te prendre de l'argent que tu as gagné en pariant? Oh, ce ton.
Artık bunu yapmadığını söylediğin halde Sharon'a kumarda kazandığın parayı teklif ettin.
Tu as proposé à Sharon de l'argent gagné aux jeux, alors que tu disais que tu ne jouerais plus.
Çoğu insan, senin zaten büyük ikramiyeyi kazandığını söyleyebilir sadece, sen bunun farkında değilsin.
Tu sais, pas mal de gens te diraient que tu as déjà gagné le jackpot, et que tu ne l'as pas réalisé.
Bakın 2 ay önce Notilus isimli bir yarışmayı kazandım.
Ecoutez... Il y a deux mois, j'ai gagné cette compétition, le Nautilus.
Halihazırda boktan hayatlarını mahvederek para kazandığımı söylerler.
Me dire que j'aime gâcher leur petite vie de merde.
O büyü hayatını kurtarmakla kalmadı yangında ölenlerin hayatını da kazandırdı.
Que ce sort ne t'a pas seulement sauvé la vie, mais que tu as gagné les vies de ceux qui sont morts dans cet incendie.
Vay anasını, kazandım.
La vache, j'ai gagné.
Ve oranın bir çehre kazandığını düşünüyorum.
Et je trouve que cet endroit progresse.
Brick, onlara ne kazandıklarını söyle!
Brick, dis-lui ce qu'ils ont gagné!
Zafer kazandığını sanma sakın.
Il ya une autre carte gauche à jouer. - Oh, Lumen
O parayı nerden kazandığını biliyorum!
Je ne veux pas de ton sale argent.
Yeah, açıkcası, Onun üzerine çok düşüyorsun, fakat... İyi de, şehirden kazandığını zannederek sinsice gitmene izin vermeyeceğim.
Oui, bien, tu t'es clairement joué d'elle, mais... je ne pouvais pas te laisser quitter la ville en pensant que tu avais gagné.
Sanki çoktan kazandıklarını farzediyorlar.
Comme s'ils étaient sûrs de gagner.
Size Noah'a kazandırdığımdan daha fazlasını kazandırabilirim.
Je pourrais vous en avoir plus que ce que j'ai eu pour Noah.
Ona ne kadar kazandırdın ki?
Quel prix vous lui avez eu?
Annem ilk büyük parasını kazandığında aldığı ilk mülk burası olmuştu.
Quand ma mère a eu son premier million, c'est la première propriété qu'elle a achetée.
Ama kazandığım zaman arkadaşlarımı serbest bırakacaksın.
Mais si je gagne, vous relachez mes amis.
- Ve sen ona ne kadar kazandığını söyledin.
- Et puis quand tu lui a dit - Combien tu gagnais. - Ooh.
Hatırlıyor musun Graham'a ne kadar kazandığını söylemiştin ve o da sana,
( rire ) : Tu te souviens lorsque tu as dit à Graham combien d'argent tu gagnais et qu'il a dit,
O yüzme yarışını kazandığından beri senden hoşlanıyorum.
J'ai eu le béguin pour toi quand tu as gagné l'épreuve de natation d'endurance.
Bu dünyada kahramanların daima kazandığını bilecek kadar yaşadık.
On a vécu trop longtemps dans un monde où les héros gagnent toujours.
Bence en yakın arkadaşını yeniden kazandığı için mutlu.
Je pense qu'il est juste heureux de retrouver son meilleur ami.
Yarın, toplantıdan sonra aklın ve kalbinin sana doğru olduğunu söylediği her şeyle bu oyu kazandıktan sonra.
demain, après le rendez-vous, après que vous ayez voté en votre âme et conscience.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]