English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ K ] / Kendinizi

Kendinizi translate French

6,319 parallel translation
Her neyse, dans edecek durumda olmadığını biliyorum ama lütfen içecekleri için ve kendinizi evinizde hissedin.
En tout cas, je pense que vous ne serez pas d'humeur à danser, mais je vous en prie, prenez un verre, et faites comme chez vous.
Aynen. Kendinizi nakavt edin.
Faites-vous plaisir.
Hadi gelin çocuklar adamı duydunuz. Kendinizi mahalle bakkalında ki gibi tarayıcıya sokun.
Venez vous faire scanner comme au supermarché.
Görünen o ki efendim, burada çok yanlış işler dönüyor ve siz ikiniz kendinizi kurtarmak için çabalıyorsunuz.
Il semblerait que quelque chose ait très mal tourné dans cette opération et que vous deux essayiez de vous sauver.
Kendinizi benim Koreli orospum yaptığınız için!
Je vais te faire ma petite chienne coréenne!
Siz bile kendinizi tanımıyorsunuz ama o sizi tanıyor!
Tu es étranger à toi-même, et pourtant Il te connait...
Kapana kısılmışsınızdır her uyandığınızda kendinizi içinde bulduğunuz kabus tarafından.
On est piégé... dans ce cauchemar dont on ne cesse de se réveiller.
Kendinizi işle mi avutuyorsunuz?
Vous voulez vous occuper?
Kendinizi koruyun.
Protège toi!
Onun dışındakiler, kendinizi kandırmayın.
Le reste d'entre vous, ne vous voilez pas la face.
Bağlılığınızı göstermek için kendinizi damgalıyorsunuz.
Vous vous marquez vous-même pour montrer votre engagement.
- Kendinizi tanıtın.
- Identifiez-vous.
Kendinizi nasıI savunacaksınız?
Vous plaidez comment?
Kendinizi nasıI savunuyorsunuz?
Vous plaidez comment?
Kendinizi nasıI savunacaksınız?
Vous plaidez comment? - Non coupable.
Kaçın çocuklar, kendinizi kurtarın!
Courrez, les enfants! Sauvez-vous!
Kendinizi nihai savaşa hazırlayın!
Et maintenant, préparez-vous pour le combat final!
Kendinizi Douglas Jarméus olarak tanıtmanız karşılığında Douglas ile Florentine ne kadar ödeme yaptı size?
Combien Douglas et Florentine vous ont-ils payé afin que vous vous identifiiez frauduleusement comme étant Douglas Jarméus?
Kendinizi bu geceye hazırlasanız iyi edersiniz. Çünkü gece başlıyor! Aynen öyle.
Tu ferais mieux d'être prête, car ce soir, c'est parti.
Kendinizi evinizdeymişsiniz gibi hissedin, burada güvendesiniz.
- Oui. - Détends-toi. Fais comme chez toi.
Dışarı çıkın ve kendinizi daha iyi vatandaşlar haline getirin.
Allez dehors et devenez de meilleurs citoyens.
Buradan hoşlanmıyorsunuz, buraya karşı kendinizi kapatmışsınız.
Vous n'aimez pas être ici. Vous y êtes étrangère.
Kendinizi korumak size vız gelir gibi seziyorum, Bayan Paul.
Je pense que vous êtes plus que capable de veiller sur vous-même, Mrs. Paul.
Kendinizi karanlık bir şeye kaptırabileceğinize?
Que l'on puisse se perdre soi-même se laisser gagner par les ténèbres?
Kendinizi iş birliği yapmayan bir tutuklu ile karşı karşıya bulduğunuzda izlendiğinizi unutmayın.
Donc si vous êtes confrontés à un détenu récalcitrant, souvenez-vous qu'on vous voit.
Dünyaya kendinizi iyi, bizi ise kötü adam göstermek için!
Pour montrer au monde que vous êtes les gentils et nous les méchants?
Her şey bitince kendinizi yapayalnız hayatın kıyısında bulursunuz.
Ca se termine et sans s'en rendre compte, on se retrouve vieux et seul.
Kendinizi kandırmayın. Çoğu erkek aynen benim yaptığımı yapardı. O biçim değillerse tabii.
- La plupart des hommes aimeraient faire comme moi, mais ils n'ont pas l'audace nécessaire.
Bu cinayeti önceden planlamıştınız. Onun karınız olduğuna kendinizi inandırmıştınız.
Vous avez prémédité ce meurtre, mais vous étiez convaincu que c'était votre femme.
Kendinizi tehlikede hissederseniz kırık kulenin en yüksek penceresinde bir mum yakın.
Si jamais vous avez des soucis, allumez une bougie à la plus haute fenêtre de la tour cassée.
Çünkü şakaların çoğu yalandır ve siz de kendinizi doğruluğa adadınız.
Car la plupart des plaisanteries sont des mensonges et vous êtes dévouée à la vérité.
Yani kendinizi toparlayın.
Alors unissons nos efforts.
Doğru yolda yürüdüğünüze kendinizi inandırmak kolay.
On a tôt fait de se croire sur le chemin de la vertu.
Nasıl oldu da kendinizi bir Ansatsuken öğrencisi olarak buldunuz?
Comment en êtes-vous arrivé à devenir un disciple du Ansatsu-Ken?
Kendinizi çarpışmaya hazırlayacaksınız.
Vous préparer au combat.
Yolculuğunuz sizi kendinizi keşfetme yoluna sokup benim size veremeyeceğim cevapları verecektir.
Mais croyez-moi. Votre Shugyo vous emmenera sur la voie de la découverte, vous offrant des réponses que je n'aurais jamais pu vous apporter.
Siz ikiniz kendinizi toplar mısınız?
Ça fait mal. Vous pourriez, vous calmer tous les deux, s'il vous plait?
Ama kendinizi Lord Loxley'nin kolunda hayal edin. Böyle bir elbiseyle bir suareye giriyorsunuz.
Mais imaginez-vous au bras de lord Loxley, dans une robe comme celle-ci, alors que vous arrivez à une merveilleuse soirée.
Haydi, geçirin kendinizi.
GARDE 1 : Aller, passe par là.
Hangi galakside yaşıyor olursanız olun evrene baktığınızda kendinizi kozmik ufkun tam merkezinde bulacaksınız. Ama bu, yalnızca bir yanılsama.
Peu importe dans quelle galaxie vous vous trouvez, quand vous regardez dans l'univers, vous vous trouvez au centre de l'horizon cosmique.
Fakat o dönen gazın içinde seyahat ediyor olsaydınız... - ki bunu kimseye tavsiye etmem -... olay ufkunu saniyeler içinde geçer ve kendinizi hiçbir yolcunun geri dönmediği, keşfedilmemiş topraklarda bulurdunuz.
Mais si vous chevauchiez sur ce gaz en spirale... et je ne vous le conseille pas... vous vogueriez après l'horizon des événements en quelques secondes dans le pays inconnu d'où aucun voyageur ne revient.
Kendinizi hedef haline getirirsiniz.
Vous faites de vous une cible.
Sen, bloğun ve gönderilerin kendinizi büyük bir müzik sitesine atmalısınız, Pitchfork gibi.
Tu blogues et postes, et essaies de te faire remarquer sur l'un des gros sites musicaux, comme Pitchfork.
Kendinizi tamamen adadığınız bir şey oldu mu hiç?
Vous avez déjà été si focalisé sur un truc qu'il prend le contrôle de tout le reste?
Her gün orada durup karşınızda kendimi aşağılıyorum ama, siz kendinizi gösterme yüceliğini göstermiyorsunuz.
Je me tiens là tous les jours, en m'humiliant pour vous, et vous n'avez même pas la courtoisie de venir.
Kendinizi bu greve harcamayın.
Il y a pas que la lutte dans la vie.
Aha. Sizler bana kendinizi gösterdiğinize göre, Mike Jackson adında, adı çıkmış Accrington'lu bir
Maintenant que vous vous êtes fait connaître, j'ai une question pour le célèbre sodomite d'Accrington, ce cher Mike Jackson.
Kendinizi dizginleseydiniz, bugün siz, siz olmazdınız.
J'ai des doutes sur le fait que la prudence a fait de vous ce que vous êtes.
Kendinizi kurtarın!
Courrez les enfants! sauvez-vous!
Kurtarın kendinizi...!
Sauvez-vous...!
Kendinizi fiyakalı hissetmiyor musunuz?
Vous vous sentez pas virils?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]