Oraya koy translate French
276 parallel translation
Yüzüm hariç, nereyi istiyorsan oraya koy şunları.
Mets-les où tu veux, mais pas dans mon visage.
- Elindekileri oraya koy Betty.
- Posez ça là, Betty.
- Kancanı oraya koyma. - Widgeon, şu yağı alt güverteye koy.
Mettez le reste de l'huile sur le faux-pont.
- Amy, şu fincanları oraya koy.
Oh... Qu'ils viennent tremper.
Botunu oraya koy, tamam mı?
Servez-vous de votre pied, enfin!
Onu buraya koy ve bunu oraya koy.
Un petit coup par-ci, un petit coup par-là...
Onu buraya koy, bunu oraya koy.
Un petit coup par-ci, un petit coup par-là!
- Oraya koy, Doreen.
- Mettez-le là.
Bunu kullanacağım. Oraya koy.
Je prendrai ça Mets-le là
Oraya koy.
Pose-le là!
Oraya koy.
Rangez-le.
İğneyi oraya koy.
Piquez l'épingle dedans.
Oraya koy.
Je fais comme ça...
Kolunu tam oraya koy.Hadi kolunu indir.
Posez votre bras là. Allez, posez votre bras.
Onu oraya koy.
Mettez ça là.
Oraya koy.
Pose, là.
Şu Hollywood kamerasını oraya koy.
La caméra hollywoodienne, là-bas.
- Etmiyorsun. - Elini oraya koy.
- Place ta main derrière...
Ellerini oraya koy.
Mets ta main là.
Oraya koy lütfen.
Posez-le là, merci.
Onları oraya koy.
En l'air.
Atları oraya koy.
Amenez les chevaux dans l'appentis.
Oraya koy dostum.
Pose-les là-bas.
- Şunu oraya koy.
- Mais ça ici.
Sadece oraya koy.
jetez-les partout.
Oraya koy çocuğum. Masanın üstüne koy.
Sur la table, jeune homme.
Oraya koy.
Mets le là.
Tavşanı oraya koy ve yoldan çekil bakalım. - Taşlar.
Pose-le là-bas et écarte-toi.
Oraya koy dedim.
Haut les mains, je te dis!
- Onu nerede uyuyorsa oraya koy. - Tamam.
Là où il dort.
- Oraya koy..
- Ouais, regardez.
Telefonumu oraya koy.
Mettez mon téléphone là.
- Oraya bir yere koy Hoy.
- N'importe où, Hoi.
Oraya Gilbert'ı koy.
Mets Gilbert.
Kitaplarını oraya koy, Beda, neredeyse yemek vakti. Evet, anne.
Range ton livre, Beda, on va dîner.
Oraya, yerine geri koy. İyi.
Vous dites ne pas savoir où elle habite?
Oraya, direğin tam başının altına koy.
Juste au bout.
Oraya koy.
Mets ça là.
Bunu oraya koy.
Va poser ça là-bas.
- Oraya koy, olur mu?
Mets-le là.
Oraya da koy.
Y a un trou.
- Oraya bir yere koy işte.
Mais il a dû entrer dans la maison!
Evet, koy oraya.
Vous aussi, posez tout là.
Bunu da oraya koy. Ve bir tespih.
Un chapelet.
Koy oraya.
Mets les ici.
Bunu oraya koy.
Là.
Oraya bir yere koy yeter.
Posez ça là.
Oraya bir iki taş koy, lütfen.
Mets quelques pierres là, veux-tu?
Onları oraya koy.
Haut les mains!
Oraya bir "S" koy.
- Mets un "S", là. - M'emmerde pas.
Oraya koy, dostum.
Mets-le là-dedans, ma poule.
koyu 23
koyun 28
köylü 41
koyayım 25
koydum 27
koyuyorum 18
koyunlar 19
köyde 17
koyu saçlı 18
koy onu yerine 28
koyun 28
köylü 41
koyayım 25
koydum 27
koyuyorum 18
koyunlar 19
köyde 17
koyu saçlı 18
koy onu yerine 28
köylüler 64
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya 298
oraya git 101
oraya gidiyorum 49
oraya geliyorum 69
oraya gidelim 54
oraya gitmek istemiyorum 20
oraya gidemezsin 37
oraya bak 56
oraya gitmeliyiz 19
oraya gidin 38
oraya geç 17
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitme 62
oraya gittim 26
oraya otur 27
oraya gitmeyin 17
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20
oraya girme 29
oraya geç 17
oraya hiç gitmedim 28
oraya gitme 62
oraya gittim 26
oraya otur 27
oraya gitmeyin 17
oraya giremezsin 27
oraya gidemem 20
oraya girme 29