English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ B ] / Ben bırakıyorum

Ben bırakıyorum translate Portuguese

350 parallel translation
Tekrar yola çıkarsak, ben bırakıyorum. Aynen ben de.
Mas vou voltar a McKay nem que seja de quatro.
Ben bırakıyorum!
Eu uso e pronto.
Ben bırakıyorum.
Eu deixei!
- Onu böyle bırakamayız. - Onu ben bırakıyorum.
- Não podemos deixá-lo assim.
Ben bırakıyorum.
Desisto.
Ne olursa olsun bu maçtan sonra ben bırakıyorum.
Estou acabado após este jogo independentemente do que acontecer.
O da bitince, ben bırakıyorum.
Depois disto, estou à vontade.
Ben bırakıyorum. Bırakıyorum.
- Desisto, desisto.
Ben bırakıyorum!
Vou parar!
Yeter, Victor, çok fazla risk var, Ben bırakıyorum, gelecek sefere.
Chega, é muito arriscado. Fica para a próxima. Vou embora.
Bak, bunun kimin fikri olduğunu bilmiyorum ama ben bırakıyorum.
Não sei de quem foi esta grande idéia, mas estou fora.
O halde ben bırakıyorum!
Desta vez vou mesmo desistir!
Ben bırakıyorum!
Desisto!
Ben bırakıyorum. Dalga geçtiğimi sanma sakın.
Não te estou a endrominar.
Ben bırakıyorum.
Vou abandonar.
- Ben bırakıyorum.
- Não vou entrar.
Ben bırakıyorum.
Dou-me por vencido.
Ben bırakıyorum.
Eu desisto.
Ama ben bırakıyorum artık.
Só que eu vou sair.
Sizi bilmiyorum ama ben bırakıyorum.
Quanto a vocês, não sei, mas eu desisto.
- Hayır, hayır, ben bırakıyorum! Bu kadar. Hoşçakalın.
- Não, não, está decidido!
Çünkü evladım, Şangri-La'nın geleceğini ve kaderini... senin ellerine bırakıyorum... çünkü ben ölüyorum.
Porque vou colocar nas tuas mãos... o futuro e o destino de Shangri-La, pois vou morrer.
Ben de bunu vicdanına bırakıyorum.
Deixo isso à sua consciência.
Ben işi bırakıyorum. Sen de bıraksana.
Porque não faz o mesmo?
Ben çok korkuyorum,... ve işi bırakıyorum.
Estou com medo e vou-me embora.
Benim de tek çocuğum ama ben onu kendi haline bırakıyorum.
Também eu, mas eu deixo-o crescer.
Seni serbest bırakıyorum. Ben derim ki, eğer maymunda kazanç yoksa, keyfimize bakarız.
Se não o podemos sacar dinheiro, ao menos matámo-lo.
Sen beni yüzüstü bırakıyorsun, ben de seni bırakıyorum.
Estás a acobardar-te e eu vou-me embora.
Boynundaki o usturayı indir, ben silahı bırakıyorum.
Tire essa navalha do pescoço e eu me livro da arma.
Ben bırakıyorum.
Estou indo.
Ben yokum. Bırakıyorum John.
Acabou-se, John.
Ben içkiyi bırakıyorum.
Vou deixar de beber.
Ve ben de yeniden bırakıyorum.
Volte para pega-lo!
Aşağıda imzası bulunan ben diyorum ve teyit ediyorum ki ağaçlarla dolu bir bahçeyi ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için sadık köpeğime bırakıyorum.
" Eu, abaixo assinado, Fischietto Fischiegrille, digo e sustento que se tivesse... um jardim cheio de árvores, o deixaria ao meu fiel cachorro... para suas necessidades.
" Ben, Balta Jack... hazır aklım başımda ve ayaklarım kırıkken... av tüfeğimi... onu bulana bırakıyorum.
" Eu, Hatchet Jack... estando lúcido de cabeça e as pernas partidas... quero doar o rifle aqui a meu lado... a quem quer que o encontre.
Ben kendisinin deliliğiyle ilgileniyorum, peder ve ruhuyla ilgilenmeyi de size bırakıyorum.
Eu me preocuparei com sua loucura, padre. Em suas mãos deixo seu espírito.
Ben ikisini baş başa bırakıyorum ve ayrılırken onların bir kez daha yalnız kalabildikleri için mutlu olduklarını farketmemek elimden gelmiyor.
"Ao anunciar a minha saída, reparo que ficam aliviados " por finalmente voltarem a estar sozinhos.
Ben de bırakıyorum Eve.
Eu também concederei.
Ben de bırakıyorum.
Também vou largar.
Bana bırak, ben devralıyorum.
- Faz a ligação. Passa-me.
" Ben onun sahip olacağı başka bir fotoğraf bırakıyorum ;
Há mais. " Deixo-lhe uma fotografia que talvez queira guardar.
Doğal olarak eve ilk ben bırakıIıyorum.
É claro que me leva a casa primeiro.
Ben sana bırakıyorum. Temelli değil.
Não é definitivo.
Dinle, parlak çocuk, ben işi bırakıyorum.
Ouve espertalhão, a partir de agora estou fora.
Ben de bırakıyorum.
Eu também parei.
Bırak yahu, hem pizza servisi için para alıyorum ben.
Que se dane. Eu entrego pizzas e sou pago pra isso.
Bugün itibariyle ben, Al Bundy, beyzbolu bırakıyorum.
A partir de hoje, eu, Al Bundy... não jogo mais basebol.
Ben yoluma devam ediyorum ve seni kurukafanla baş başa bırakıyorum.
Seguirei o meu caminho e você ficará a conversar com a sua caveira.
Bırak üç yıl öncesini, ben dün geceyi bile hatırlamıyorum ki patron.
Mal recordo a noite passada e vou recordar uma coisa com 3 anos?
Ben de artık bu saçma işi bırakıyorum.
Vou despedir-me desta porcaria de trabalho.
Seni yemeğe ben götürüyorum, sonra da evine bırakıyorum.
Eu é que te levo para jantar e deixo-te em casa dele.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]