Ben yapıyorum translate Portuguese
3,910 parallel translation
Neden bunu ben yapıyorum?
Quero a fatia do canto, mas quero o "I" do meu nome.
Geri kalan her şeyi ben yapıyorum. O yüzden topla kendini.
Estou a fazer o resto, então recompõe-te, está bem?
Hayır. Toplantının açılış konuşmasını ben yapıyorum ve o da konuşma metnimde bana yardımcı oluyordu.
Farei o discurso de abertura e ela estava a ajudar-me com ele.
- Ben yapıyorum.
- Vou fazê-la. - Eu fazer.
Hepsini ben yapıyorum zaten.
Seja como for, estou a fazer o trabalho todo.
O puzzleı ben yapıyorum, yapıyorum, yapıyorum, bitiyorum.
Continuo a fazê-lo, mas não consigo acabá-lo.
Ben Raider Radyo'dan Alak Tarr, kemerin tepesinden yayın yapıyorum.
Eu sou Alak Tarr da Raider Radio a transmitir do topo do arco.
Ben saç bantları yapıp satıyorum.
O Jason escreve peças.
Ben Fransa Polis Teşkilatı'nda görev yapıyorum.
Sou uma agente da Polícia Nacional de França.
Ben işimi yapıyorum ve evet, bazen yatıyorum.
- Faço o meu trabalho e às vezes, sim.
Evet.Ben de onu yapıyorum.
Sim, é aquilo que estou a fazer.
Ben de işimi yapıyorum.
Estou a fazer meu trabalho.
Bakın, ben burada yalnızca işimi yapıyorum.
Escute, não tenho nada contra a senhora, faço apenas o meu trabalho, só isso.
Ben de elimden geleni yapıyorum.
Estou a fazer o meu melhor.
Ne yapıyorum ben?
O que faço?
Yapmam gerekeni yapıyorum ben.
Estou a fazer o que tenho de fazer.
Ben eve iş götürüyor olunca bazen her şeyi yatak odasında yapıyorum.
Quando levo trabalho para casa, vou directo para o meu quarto.
Ben bana söyleneni yapıyorum.
Só cumpro ordens.
Bana gerçeği söyle. Ben bir hata mı yapıyorum?
Diz-me a verdade, achas que estou a fazer a coisa errada?
Ben de Deron Williams'ın arkasından pazarlık yap dediğimi hatırlamıyorum.
Eu não me lembro de te autorizar a negociar nas costas do Deron Williams.
Ben sadece sizlerin de benim yerimde olsanız yapacağınız şeyleri yapıyorum.
Só estou a fazer o que vocês faziam.
Muhtemelen ben olayı abartıyorum ve sen şu an masanda oturmuş işini yapıyorsun.
Devo estar a exagerar, e tu deves estar na esquadra, a fazer o teu trabalho.
Sence ben ne yapıyorum?
O que achas que estou a fazer?
Ben artık işimin büyük bölümünü burada yapıyorum.
Faço a maioria do trabalho aqui.
Ne yapıyorum ben burada?
- O que estou a fazer aqui?
En nihayetinde ben de aynını yapıyorum.
Afinal de contas, estou a fazer o mesmo.
O zavalı p.ç karısını kaybetti. Ben de orada yel değirmenleriyle ilgili boşboğazlık yapıyorum.
O coitado perdeu a esposa e eu a falar sobre Windmills.
Ben ne yapıyorum gibi görünüyor?
O que te parece que estou a fazer?
- Ben yalnızca emredileni yapıyorum.
- Apenas sigo ordens.
Senin gibi ben de bunları ülkem için yapıyorum.
Eu, como tu, estou a fazer isto pelo meu país.
İşinizi yapmanızı takdirle karşılıyorum, beyler, ama ben de işimi yapıyorum.
Sei que têm um trabalho a fazer, mas também tenho.
Sadece işlerini yapıyorlar ve ben onları tanımıyorum.
Só estão a trabalhar e eu não os conheço.
Ben sadece benden istediklerini yapıyorum.
Eu fiz tudo o que me pediste.
Ben görevimi yapıyorum ve şimdi senin işini bitireceğim.
Eu estou fazendo meu dever e agora estou indo para sc * * * wyou.
Ben her yıl bağış yapıyorum.
Faço um donativo todos os anos.
Ben bunu uzun süredir yapıyorum.
Trabalho nisto há muito tempo.
Ne yapıyorum ben?
Que raio estou a fazer?
Biliyorsun, hepimiz hata yapıyoruz ve ben de tıpkı senin gibi kendi sorunlarımla uğraşıyorum ve sana fazla yüklenmemem gerekiyordu ve özür dilerim.
Sabes, todos cometemos erros e estou a tentar lidar com certas coisas tal como tu estás e preciso de dar-te mais liberdade e estou arrependida.
Hey, bana hangisini hatırlatacaksın. Ben birkaç harika New York striptiz mekanına ve senin de çalıştığın kemik çorbaları olan gösterişli yere teslimat yapıyorum....... ve ben ne buluyorum?
O que me lembra, fiz uma entrega, alguns panos fixes de Nova Iorque e umas sobras naquele local elegante granfino onde trabalhas, e o que é que eu descubro?
Niye böyle davranıyorsun? Ben vazifemi yapıyorum. Sen de kendi vazifeni yapacaksın.
Estou a fazer o meu trabalho, e tens que fazer o teu.
Mahkemede de her şey olabilir. O yüzden açık olayım, ben size bir iyilik yapıyorum.
E tudo pode acontecer em tribunal, por isso, deixe-me ser clara eu estou a fazer-lhe um favor.
Aynen ben de zor yapıyorum.
Sim, eu também sinto dificuldade quanto tenho de fazer.
Ben ne yapıyorum?
O que é que estou a fazer?
Ben her gün yapıyorum bunu.
Faço-o todos os dias.
Ben sadece işimi yapıyorum.
Só estou a fazer o meu trabalho.
Ben seviyordum böyle, yapıyorum.
Gosto de os fazer.
Sana demiştim. Ne yapıyorum ben?
O que é que eu faço?
Hayatım, ben bu işi sen burnunu silmeyi öğrendiğin zamanların öncesinden beri yapıyorum.
Querido, já faço isto muito antes de você aprender a assoar o nariz.
Sakin ol ya. Bunu hep yapıyorum ben.
Passo a vida a fazer isto.
Kendine "Ben bunu neden yapıyorum?" diye sormalısın.
Tem de se perguntar : "Porque faço isto?"
Pegasus fazlalıklardan kurtulduğu için ben de aynısını yapıyorum.
Porque se a Pegasus corta o excesso, eu também corto.
yapıyorum 103
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yalnızım 40
ben yokum 169
ben yoruldum 32
ben yaptım 316
ben yanındayım 34
ben yatıyorum 81
ben yokken 23
ben yapabilirim 67
ben yaparım 439
ben yaşıyorum 19
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30
ben yedim 21
ben yapmadım 408
ben yapamam 117
ben yatmaya gidiyorum 66
ben yazdım 32
ben yazarım 25
ben yapayım 56
ben yapmam 40
ben yaşlıyım 30