English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ D ] / Dışarı çıkın

Dışarı çıkın translate Portuguese

2,854 parallel translation
Dışarı çıkın.
Venham cá, companheiros.
Aldıklarımla dışarı çıkınca iki adamın tartıştığını gördüm.
Vinha com umas compras, e vi dois gajos agredirem-se.
Eğil! Hadi dışarı çıkın!
Vamos lá, pessoal, vamos sair!
Çabuk, dışarı çıkın.
Rápido, saiam.
Onunla bu evde yalnız kalmanı istemiyorum. Dışarı çıkın.
Não te quero sozinha com ele em casa.
- Dışarı çıkın, lütfen, bayan Bennett.
- Sra. Bennet saia, por favor.
Hemen dışarı çıkın!
Agora vão lá para fora!
Ceketinizi alıp dışarı çıkın.
Vistam os casacos e saiam.
Ellerinizi hava kaldırıp dışarı çıkın ve teslim olun!
Saiam para a frente com os braços para o alto e se entreguem.
Dışarı çıkın!
Saiam daqui!
Sessiz. Dışarı çıkın!
- Pouco barulho.
Hal, Matt, dışarı çıkın!
Hal, Matt, saiam!
Dışarı çıkın!
Então, vão lá fora!
Hepiniz dışarı çıkın!
Saiam mas é daqui.
Dışarı çıkın, iki katı hızla.
Mexam-se, passo duplo.
Dışarı çıkın.
Deixem-nos.
Dışarı çıkın, zevkini çıkarın ve sonra kreşe bırak.
Sai, diverte-te, e deixa-a na creche quando acabares. - Está bem.
Şimdi dışarı çıkın, bu bizim tek yolumuz.
É o único caminho para uma saída, vamos.
Bay Vanmarsenille, dışarı çıkın.
Senhor Vanmarsenille, saia.
Dışarı çıkın.
Saia.
Dışarı çıkın.
Saiam. Saiam.
Dışarı çıkıp oynayacak mısın?
Podes sair daí?
Dışarı. Çıkın!
Saiam, a andar!
Sen niye hala buradasın çık dışarı, hepiniz!
Porque ainda aqui estás? Saiam, vocês todos!
sınıfına git tüm sağlık koruma aşkına, çıkın dışarı oradan
Pelo amor de tudo o que é higiénico, saiam daí!
- çık dışarı buradan - kısırlaştırmanın öneminden bahsediyorum kess
Estou a falar da importância da castração. Corta essa parte.
- dokunmayın bana çık dışarı buradan...
Sai daqui! Estás proibida de entrar na escola. - Larga-me!
Beni dışarı çıkardığın için teşekkür ederim. Theresa ve kızlar şu anda evde tatil yapıyorlar.
Theresa e as miúdas estão na casa de férias.
Dışarı çıkıp herkese kahvaltı ısmarlayın.
Saiam e... tragam o pequeno-almoço para todos.
Bir dolarlık bir banknot gibi sürekli el değiştiririm. Bir gün dışarı çıkıp bir lamba satın aldım. İçinden bir cin çıkıp yüksek sesle ağladı.
Mudo de mãos como uma nota de um dólar que foi roubada por uma lâmpada quando apareceu um génio que chorou alto, a bom som.
- Çıkın dışarı!
Saiam!
- Çıkın dışarı! - Onu, Orsini'nin konağına... -... yerleştirmişsin...?
- Que a instalastes no Palácio Orsini?
- Doktor Stross bu analiz raporlarını- - - Sandra, çık dışarı!
- Dr. Stross, tenho que deixar a análise.
Dışarı çıkın!
Saia!
Çıkın dışarı!
Saiam!
Dışarı çıkın!
Saiam!
Kendimi dışarı attım ve senin, kızım çığlık çığlığa can verirken saklandığını gördüm.
Me arrastei para fora e a vi se escondendo enquanto minha filha morria gritando.
Eğer evli olsaydık her şey farklı olurdu ve sana borçlu olurdum. Ve ben her dışarı çıktığımda, sen başımın etini yiyip dururdun. Ve başka bir kadının ne kadar seksi olduğuyla ilgili her yorum yaptığımda, benim bir pislik olduğumu düşünürdün.
Seria diferente se fossemos casados e eu te devesse alguma coisa e cada vez que saísse contigo estivesse preocupado comigo, e cada vez que eu comentasse uma mulher bonita pensasses que eu era um palerma, ou se eu dissesse que tinhas voltado ao teu peso anterior e mentisse.
Dışarıya daha sık çıkmalısın.
Precisas de sair mais vezes.
İçeride iki ya da üç dakika kaldık ve sonra dışarı çıktı, hepimiz çıktık ve kameranın yer değiştirdiğini fark ettik.
E entrámos no compartimento. Não estivemos lá mais de dois ou três minutos, e quando ela saiu, saímos todos, ela reparou que a câmara foi remexida.
Çıkın dışarı.
Saiam.
Dışarı çıkıp onlarla konuşacağını söyledim.
Eu disse-lhes que virias cá fora para falar com eles.
Yarın dışarı çıkıp kurtulan arayacaksınız, değil mi?
Amanhã vais sair para procurar por sobreviventes, não vais?
- Dışarı çıkın be!
Isto é entre mim e ti.
Arch, dışarı çıkıp başkalarını tanımalısın.
Arch, devias sair e conhecer outras pessoas.
Klisenin etrafını çevirecektik ve Whitey'yi dışarı çıkarken tutuklayacaktık.
Era para ter sido bem simples. Cercar a igreja e prender Whitey quando ele sair.
Şapkasız sakın dışarı çıkma, e mi güzel kızım?
Não saias sem o teu chapéu. OK, meu amor?
Sizler dışarı çıkıp, çılgın canavar hayatlarınızı yaşıyorsunuz, ve neler yaşadığınızla ilgili çok az fikrim oluyor.
Vocês andam por aí e vivem as vossas vidas de monstros, e eu mal faço ideia do que se está a passar.
Wyman'e söyle dışarı çıksın ve batıdaki çıkış kapılarında adamı sıkıştırsın.
Diz à Wyman para o apanhar na saída leste.
Daha sık dışarı çıkmalısın.
Definitivamente precisas de sair mais vezes.
Dışarı çıkın!
Sai!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]