Rahatsız etmek istemem translate Portuguese
219 parallel translation
Rahatsız etmek istemem... ama gerçek şu ki, birlikte güzel çalışıyoruz.
Não gosto de o incomodar, mas parece que trabalhamos bem em conjunto.
Ben de rahatsız etmek istemem.
Eu também não quero ser incomodado.
Seni rahatsız etmek istemem ama bunu tek başıma çıkaramıyorum.
Saint Aubin, não o quero aborrecer, mas não consigo!
- Rahatsız etmek istemem.
Junte-se a nós.
- Kimseyi rahatsız etmek istemem. Sizin gibi bir beyefendi, tabii ki istemez.
Claro que não, um cavalheiro tão educado!
Sizi daha fazla rahatsız etmek istemem ama bir iyilik daha istesem telefonunuzu kullanabilir miyim?
Custa-me incomodá-la, mas posso fazer um telefonema?
- Rahatsız etmek istemem.
- Não quero incomodar.
Sizi rahatsız etmek istemem ama Bayan Hudson'un güverteden düşen belgeleriyle ilgili ufak bir problem var.
Detesto incomodá-lo, Sr. Ogden, mas há um pequeno problema com o facto dos documentos da Sra. Hudson terem voado borda fora.
Sizi rahatsız etmek istemem. Biz hallederiz.
Sim, come connosco, damos um jeito à coisa.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Como vai, senhora? Desculpe incomodá-la...
Rahatsız etmek istemem.
Não vos quero incomodar.
Sizi rahatsız etmek istemem ama.
Sim, claro. Digo, eu não quero interromper.
Yeni evlileri rahatsız etmek istemem.
Não quero ficar no meio de dois recém-casados.
Rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodar.
Sen yemek yerken rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodá-lo enquanto está a comer.
Bir mahzuru yoksa belboyu uyandırsanız. Kendim rahatsız etmek istemem. Uyandırıp taksiye yollayın, taksi ücretini de verin miktarı hesabıma işlersiniz.
Se pudesse acordar o contínuo, ele ia lá fora, pagava o táxi e ficava tudo na minha conta.
Oh, bakın, sizi rahatsız etmek istemem.
Já lá vou ter. - Não quero ser incómodo.
Rahatsız etmek istemem ama sen Lucas Sergeant mısın?
Não queria incomodá-lo, mas o senhor é Lucas Sergeant?
Sizi rahatsız etmek istemem ama Sonny'nin nasıl olduğunu merak ettim.
Não quero incomodá-la, mas queria só saber se ele estava bem.
- Sağolun! Rahatsız etmek istemem.
- Obrigado, mas não quero maçar.
Rahatsız etmek istemem.
Não quero maçar ninguém.
Rahatsız etmek istemem.
Não quero dar problemas.
Rahatsız etmek istemem, ama düşündüm de, Berlin'e gidersen ve... Himmler'e kararının adil olmadığını izah edersen... belki fikrini değiştirir.
DescuIpe-me incomoda-Io... mas achei que, talvez, se fosse a berlim... e explicasse a HimmIer o quanto suas ordens sao injustas... talvez ele mudasse de ideia.
Rahatsız etmek istemem.
Não queria incomodar.
- Sizi rahatsız etmek istemem.
- Lamento te envolver.
Affedersiniz baylar, rahatsız etmek istemem ama ben Felicity Yolcu Gemisi'ni arıyordum.
Desculpem, não quero incomodar, mas eu estou á procura do barco da "Felicity Cruises".
- Onları rahatsız etmek istemem.
- Não quero incomodá-los.
İnsanları sorunlarımla rahatsız etmek istemem.
Não gosto de falar dos meus problemas com as pessoas.
- Seni rahatsız etmek istemem.
- Não quero incomodar-te.
Sizi fazla rahatsız etmek istemem Peder.
Não queria incomodá-lo, Padre.
Rahatsız etmek istemem bebeğim ama, sen bağlayabilir misin?
Não te querendo maçar, amarras o barco?
Bozuk bir sokak lambam var. Seni bunla rahatsız etmek istemem ama ne olacak, şurada akraba sayılırız artık.
Detesto incomodá-Io com isso, mas, que diabos, somos quase família.
- Hayır, rahatsız etmek istemem.
- Não, não queria interromper-vos.
Rahatsız etmek istemem.
Não o quero incomodar.
Onları rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodá-los.
Yarbay, sizi rahatsız etmek istemem ama döviz bozdurmam gerekiyor.
Comandante, eu não queria incomodar, mas preciso de trocar alguns créditos.
Rahatsız etmek istemem.. bilirsin, aile zamanı.
Não me quero intrometer num momento familiar.
- Sani rahatsız etmek istemem
- Não quero incomodar. - De modo algum.
Sizi rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodá-la.
Seni rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodá-la.
- Kimseyi rahatsız etmek istemem.
- Não quero incomodar.
Rahatsız etmek istemem ama...
Não quero perturbá-las, eu... eu só...
Bilmiyorum. Rahatsız etmek istemem.
- Oh, já sabes, não gosto de incomodar.
- Sizi rahatsız etmek istemem.
- Não quero incomodar.
Lütfen bize katılın, buyurun. Sizi rahatsız etmek istemem. Bir sandviç alıp ofise döneceğim.
Vou só buscar uma sanduíche e voltar ao escritório.
Müsadenle... rahatsız etmek istemem..... ama bir şekilde Neil'in telefon numarasını almam mümkün mü?
- Não quero parecer intrometido, mas... será possivel ter o número de telefone dele?
Onu rahatsız etmek istemem.
Não quero incomodá-lo.
Normalde onu yanıma alırdım, ama bu şekilde öyle sessizce oturmuş dururken onu rahatsız etmek istemem. Bir şey yapmak zorunda değilsiniz.
Normalmente levo-o comigo, mas eu não gosto de o perturbar quando ele está sentado tão calmamente.
Saygısızlık etmek istemem ama ortalık sizi rahatsız edebilecek it kopukla dolu.
Com todo o respeito, não como certos idiotas insistentes.
- Rahatsız etmek istemem ama yasak bölgede duruyorum.
Tem sede?
Kimseyi rahatsız etmek istemem.
- Eu não quero incomodar.
rahatsız etmek istemedim 25
istemem 270
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
istemem 270
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmeyin 24
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız mı oldun 22
rahatla 772
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20
rahat mısın 71
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahat bırakın beni 59
rahatsız mı oldun 22
rahatla 772
rahat bırakın 25
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatsız mı ettim 20
rahat mısın 71