English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ R ] / Rahatsız olmayın

Rahatsız olmayın translate Portuguese

105 parallel translation
Lütfen rahatsız olmayın.
Não, por favor.
Lütfen rahatsız olmayın.
Não se levantem.
Hayır, hayır, rahatsız olmayın.
Por favor. Não se aborreçam.
Fikre bakın, güzel bir fincan çaya ne dersiniz, rahatsız olmayın.
Isso é uma boa ideia, Srta. O que acha de uma agradável xícara de chá?
Hayır, lütfen rahatsız olmayın.
Deixem-se estar...
Rahatsız olmayın. Birazdan dönerim.
Cantem e bebam à minha saúde.
- Siz rahatsız olmayın bayım.
Não deixe que o interrompa, senhor.
Rahatsız olmayın, onu ben götüreceğim.
E se eu o levasse eu próprio?
Geçirmek için rahatsız olmayın. Hoşça kal, Bay Fieldstone, sizinle tanışmak güzel.
Adeus, Sr. Fieldstone, foi um prazer.
Uğurlamak için rahatsız olmayın.
Não se incomode em acompanhar-me.
Rahatsız olmayın lütfen.
- Não se incomode.
Siz hiç rahatsız olmayın.
- Pois é, é verdade. - Não quero incomodar, volto depois.
O zaman rahatsız olmayın.
Não tem importância.
- Lütfen rahatsız olmayın.
- Não, não quero incomodar-los.
- Evet, rahatsız olmayın.
- Por favor, não é preciso incomodar-se.
- Rahatsız olmayın, lütfen.
- Não se preocupe.
Rahatsız olmayın.
Não se incomode.
Hayır, hayır. Siz hiç rahatsız olmayın.
Não, não se incomode.
Hiç rahatsız olmayın lütfen.
Não interrompam o que estavam a fazer.
Benden rahatsız olmayın.
Não deixe que te incomode.
Hayır, hayır, hayır, rahatsız olmayın.
Não, não, não se preocupem. Tenho que ir agora.
- Lütfen rahatsız olmayın.
- Por favor, não se levantem.
Bayanlar baylar, lütfen rahatsız olmayın, bu rutin bir göçmen kontrolüdür.
Por favor, não se alarmem, é só uma verificação de rotina da imigração.
Lütfen rahatsız olmayın.
Por favor, não quero interrompê-la.
Doktor Mueller'dan rahatsız olmayın.
Não te preocupes com o dr. Mueller.
Rahatsız olmayın, zarar vermez.
Não se preocupe com ele, é inofensivo.
Rahatsız olmayın.
À vontade.
- Rahatsız olmayın, söyleyin.
A palavra incomoda, diante de mim?
Efendim, lütfen rahatsız olmayın.
Não precisais vos incomodar.
Kılığınız konusunda rahatsız olmayın sevgili kuzenim.
Não se aflija com a sua indumentária, querida prima.
Lütfen, rahatsız olmayın. Bu kadar geç kaldığım için kusuruma bakmayın ama trafik inanılmazdı!
Por favor, desculpem o meu atraso, mas o trânsito estava incrível!
- Lütfen rahatsız olmayın.
Não entra uma mulher no Boodle's desde... 1762. - Por favor, não se levante.
Bornozunuzu çıkarabilirsiniz, rahatsız olmayın, bu havlu sizi saracak.
Agora quero que dispa o robe e que não se sinta desconfortável. - Este lençól irá tapa-la, e...
Rahatsız olmayın. Eski bir kitap arıyoruz. Lütfen rahatsız olmayın.
Ilona, importas-te que o meu neto procure na estante?
Rahatsız olmayın.
Não quero incomodar.
Cenazesi yarın kaldırılacak, ama siz sakın rahatsız olmayın.
Amanhã será o seu funeral : mas não vão. Vamos deixá-lo sozinho.
- Bay Wellington, lütfen rahatsız olmayın.
- Sr. Wellington, não se levante.
Hayır, hayır, efendim. Lütfen rahatsız olmayın.
Não, não senhor, Por favor não se incomode.
Rahatsız olmayın.
Sem problema.
Rahatsız olmayın, zaten yedim, sağ olun.
Não se incomode, minha senhora, eu já comi, obrigado.
Hayır, hayır. Rahatsız olmayın.
Não, não incomoda.
Rahatsız olmayın.
Deixe-se estar sentado.
Raymond'un bir kırmızı hoşgeldin halısıyla burada olmayışından rahatsızsın.
Estás perturbada porque o Raymond não me veio estender o tapete vermelho.
Hayır, rahatsız olmayın.
- Não se levantem.
Rahatsız olmayın.
Um, não se levante.
Rahatsız olmayın.
Diga-me :
Lütfen rahatsız olmayın.
Por favor, não vos levanteis.
Rahatsız olmayın.
Não se importem comigo.
Müşteriniz hareket fonksiyonu olmadığını anladığında gelecekte erimiş olmayı rahatsız edici bulmayacak mı?
O seu cliente não acharia inconveniente ser descongelado, para depois descobrir que não tem mobilidade?
Siz lütfen rahatsız olmayın.
- Não se incomode, eu estou bem.
Rahatsız olmayın, bay Jennings.
Não quero incomodar, Sr. Jennings.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]