Ya öyle mi translate Portuguese
715 parallel translation
Ya öyle mi?
Entao e assim?
Karım için ev ya da yuvanın önemi yok. O savaşla evlenmeyi tercih ederdi. Öyle değil mi hayatım?
Não há lugar em casa para minha esposa ela preferiu casar com a guerra.
Öyle mi? Peki ya nasıl olur?
O que esta pensando?
- Şu açtığım mektup var ya bayağı ilginçti. - Öyle mi?
A carta que abri era muito interessante.
Ya, öyle mi?
É verdade?
Ya, öyle mi?
Vai ser assim, então?
Ya, öyle mi?
Ah sim?
Öyle ya da böyle, bir sürü kişiyi oyundan çıkardın değil mi?
Houve muita gente a partir, não houve?
- Öyle değil mi ya?
- Não é verdade?
Ne olduğumu sanıyorlar, kafasız ya da öyle bir şey mi?
Que pensas que eu sou, patetinha ou quê?
Monika, birbirimize sahibiz ya, öyle değil mi?
Monika, nós nos temos um ao outro.
Öyle bir yaratık, bir gemiyi batırabilir ya da sürükleyebilir mi?
Um monstro assim, poderia afundar um navio?
Aşağıya inmedin ve onu vaz geçmesi için ikna etmeye çalışmadın öyle mi?
Você não voltou lá e não tentou de presuadi-la para acabar com as ameaças?
Sığır ya da yem satmıyorsunuz, öyle mi?
Não anda a vender gado, nem sementes, nem nada disso?
Kuzeybatı'ya doğru gidiyorsun, öyle mi?
dirige-se ao território do noroeste?
Manav ya da öyle bir şey, değil mi?
É um verdureiro, não?
- Öyle mi? Ya Dodge City'deki, Cheyenne'deki, onlar da kuruntu muydu?
Imaginei coisas em Dodge City,
- Sonra da hemen Meksika'ya gideceğiz, öyle değil mi?
- Depois vamos para o México, certo?
Öyle mi? Roma'ya geleli daha birkaç yıl oluyor.
- Vivo em Roma há dois anos apenas.
Ve Auschwitz dağıtıldığında Almanya'ya yürüdün, öyle mi?
E quando libertaram Auschwitz, foi para a Alemanha?
Ve Peppe ona, erkeksen karşı kıyıya yüzer gelirsin öyle suya bir girip çıkmayla olmaz, demedi mi?
Peppe, o louco, disse-lhe que deveria atravessar o rio. Ida e volta. E não somente entrar e sair dele.
Eğer kalırsam ya daha fazla adam ölür yada ben öyle mi? Beni düşünmüyorsun.
Ou terás outra morte nas mãos, ou serás morto.
Ya? Öyle mi düşünüyorsunuz?
Acha mesmo?
Avukat ol ya da olma. Çalışmıyorsun, Öyle değil mi Jerry?
Advogado ou não, não tem trabalhado, pois não?
Luke'la ben dışarıya sürüklendik. Siz ikiniz de içeride tıkılıp kaldınız. Bir şeyler bizi ayırmaya çalışıyor gibi, öyle değil mi?
O facto de eu e o Luke termos sido atraídos lá para fora... e de vocês terem ficado presas aqui dentro... não lhe parece que algo, de alguma forma, está a tentar separar-nos?
- Ya, öyle mi?
- Soube do trabalho.
Öyle değil mi Tony? Brezilya'ya!
Não é verdade, Tony?
Ya, öyle değil mi?
Näo concorda?
Durango'ya gidersen saklanman gerekecek, öyle değil mi?
Se for a Durango, terá de se esconder, não terá?
"Ya, öyle mi?" dedim.
"Ai é assim?" disse eu.
- Yani biraz bowling, biraz... -... atış ya da öyle bir şeyler mi?
Uns arremessos e uns batimentos?
Yap ya da parçala, öyle mi?
É tudo ou nada, não é?
Ya, öyle mi?
Ótimo...
Ya, öyle mi?
Não estava mesmo ven...?
- Yani savaştayız öyle mi? - Evet, savaştayız ya.
- Estamos em guerra então?
- Ve Dünya'ya döndünüz öyle mi?
E regressaram à Terra?
Rio Lobo'ya gitmekten söz ettiğinizi duydum, öyle mi?
Quando estava a acordar, não ouvi falar de irem a Rio Lobo? - Ouviu.
- Akıllıya bir uyarı, öyle mi?
Uma ameaça aos inteligentes.
Öyle ya da böyle, değil mi? Biliyorum.
Eu sei disso.
- Ya, öyle mi?
- A sério?
Başka grupların müziklerini dinleyenler onların blues ya da başka bir şey çaldıklarını bilir. İstedikleri her şeyi söyleyebilirler, öyle değil mi?
Quem ouvir outras bandas, sabe que eles só estão a tocar blues, ou qualquer outra coisa.
Tsukamoto Gishiro'ya aitti, öyle değil mi?
é da Tsukamoto Gishiro, não é?
Ya sen? Senin için de öyle değil mi?
Não é o mesmo para ti?
Ve Tanrı'ya da inanmıyorsun, öyle mi?
- E não acreditas em Deus.
- Öyle mi? Yarın geceki toplantıya katılacak dikkate değer kişilerden birisisin. Bunu biliyor musun?
És um dos notáveis que estará presente amanhã à noite, sabias?
Hakarete ve sonra saldırıya uğradım. polisi aramaktansa kendim halletmeyi tercih ederim. - Öyle mi?
Quando me insultam e atacam, prefiro resolver eu a situação a chamar a Polícia.
Öyle mi? Peki ya sen?
- Fá-lo-ei?
Ya, öyle mi?
Ah, sim?
Sana bir emir ya da mesaj versem, beynimdeki uyarılar da öyle mi gözükür?
Se alguém me desse uma ordem ou mandasse uma mensagem, os meus impulsos ficavam assim?
- Ya, öyle mi?
- Podemos?
Ya, öyle mi?
Que faz lá?
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle mi oldu 22
öyle miyim 118
oyle mi 19
öyle mi dersin 362
öyle mi diyorsun 87
öyle misin 81
öyle mi düşünüyorsun 363
öyle misiniz 16
öyle mi söyledi 29
öyle mi oldu 22
öyle miyim 118
öyle miydim 20
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi diyorsunuz 19
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle midir 18
öyle mi dersiniz 40
öyle mi düşünüyorsunuz 64
öyle mi diyorsunuz 19
öyle mi sanıyorsun 46
öyle mi dedim 56
öyle miymiş 16
öyle mi yaptım 31
öyle miydi 82
öyle midir 18
öyle mi dersiniz 40
öyle miyiz 25
öyle mi sence 19
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
öyle mi sence 19
öyle mi dedi 80
öyle mi yaptı 18
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41