English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Ç ] / Çok mükemmel

Çok mükemmel translate Portuguese

744 parallel translation
Hayat çok mükemmel olmamalı. Gerçekten olmamalı.
A vida não deveria ser tão perfeita, realmente não deveria...
Çok mükemmel.
É bom demais para ser verdade.
Çok tuhaf, çok ani ve çok mükemmel.
Demasiado estranha, demasiado súbita, e demasiado perfeita.
Çok mükemmel birini.
Uma óptima.
Gerçek şu ki, çok mükemmel bir centilmen olmanız, pek o kadar hoş da değil. - Evet.
- Sim.
Kırlaşmış şakaklar çok mükemmel oluyor. Neden biliyor musun?
As têmporas brancas dão um toque de distinção!
Çok mükemmel bir illüzyondu.
Foi uma ilusão perfeita.
Hafıza kapasitesi çok mükemmel.
Encontrámos uma excelente capacidade de memória.
Bu çok mükemmel bir fikir.
Uma bela ideia.
Çok mükemmel bir bilimciydi ve şaşmaz bir şekilde doğruların peşindeydi.
Era um cientista excelente e incansável, na busca da verdade.
Ahh, halkın çok mükemmel ve alim olan Kahin'i.
Ó Oráculo do povo, perfeito e sábio.
Siz Zeonlar gibi barış yanlısı insanlar için çok mükemmel.
Para povo pacífico, os zeons são muito meticulosos.
Bu çocuk çok mükemmel, çok yetenekli, gerçekten son derece yetenekli.
É um rapaz maravilhoso, tem mesmo muito talento um talento enorme.
Sen de başta çok mükemmel hareket ettin. Ama sonra çok sersemce bir şey yaptın.
E você, que se portou tão bem no início, acabou por fazer algo extremamente insensato.
Çok mükemmel.
Duas vezes deliciosa.
Fiziği de çok mükemmel. Sence de öyle değil mi?
E muito bem constituído, não achas?
Roger, Pazar günü için çok mükemmel bir fikrim var.
Tive uma óptima ideia para domingo.
İyileşmesi çok mükemmel gidiyor. Çok iyi.
E o prognóstico é excelente.
- Çok iyi efendim. - Ne çok iyisi? Mükemmel!
Creio que o noivo não virá esta noite.
Çok tatlı, zeki ve mükemmel bir oyun arkadaşı.
É dócil, inteligente, a companheira perfeita.
Çok iyi, mükemmel.
Bom, esplêndido. Esplêndido.
Bu, çok cesur ve mükemmel bir adamdır.
Um grande homem, de muita coragem.
Aile dostumuz olan Bayan Cooper Cooper "Mükemmel Bir Günün Sonu" isimli şarkıyı söylemeye gönüllü olmasaydı çok ideal bir cenaze töreni gerçekleşmiş olacaktı.
Teria sido um funeral ideal se Sra. Cooper-Cooper, uma amiga da família... não tivesse espontaneamente cantado "O Fim de Um Dia Perfeito."
Mükemmel bir analistsin, ama çok aptal bir kadınsın.
É uma excelente analista, mas uma estúpida mulher.
Buna memnun oldum çünkü kendisinin mükemmel bir zevki var. Pek çok konuda hem de.
Agradou-me muito, porque tem um excelente gosto para a maioria das coisas.
Mükemmel, çok romantik bir isim.
E um nome muito belo e romântico.
Amerikalılar uçakta çok iyi olabilirler ama bisiklette mükemmel değildirler.
Os americanos em avião são os melhores... mas em bicicleta não!
Çok hoş, değil mi, böylesine mükemmel bir uzlaşmaya şahit olmak?
É agradável, não é... ver a reconciliação perfeita.
Çok fazla saç jölesi kullanıyor ama bir tezgâhtar olarak mükemmel.
É um garoto meio afeminado que usa muita vaselina no cabelo... mas que é um excelente vendedor.
Ama sonra, görünüşe göre tüm tarihlerini zirveye çıkaracak çok büyük bir başarının eşiğindeyken bu mükemmel ırk bir gecede yok olmuş.
Entäo, aparentemente no limiar de uma realizaçäo suprema, a qual deveria ter coroado toda a sua história, esta raca de divindades pereceu numa única noite.
Mükemmel olmayan insanların çok üstüne gittim.
Fui sempre muito dura para com as falhas das outras pessoas.
- Mükemmel. Çok iyi.
- Muito bem, muito bem.
Mükemmel! Çok iyi!
Excelente!
Mükemmel bir ameliyattı, çok şey öğrendim.
Foi uma operação magnífica. Aprendi muito com isso.
Çok önemli bir misafir geliyor ve her şey mükemmel olmalı.
Vamos ter uma visita importante. Quero tudo perfeito.
Hükümetinizi Çin yargı sisteminin çok hızlı ve mükemmel olduğu konusunda bilgilendirin.
Espero que informe o seu Governo de que a justiça chinesa é rápida e completa.
- Büyüleyici, değil mi? - Mükemmel, çok güzel.
A menina está deslumbrante, não está?
Çok güzel tam olarak mükemmel.
É belo... É simplesmente belo...
Çok iyi, hatta belki mükemmel bir öğretmen olursun.
Quem sabe, daria um excelente professor.
Mükemmel biri. Ve Joey onu çok seviyor. Ve bu bir aptalca saçmalık değil.
É um homem maravilhoso, a Joey está muito apaixonada por ele e não é loucura nenhuma.
- Chitty mükemmel değil mi? - Çok zekisin, babacığım.
Não há nenhuma criança.
Eleanor'la evlilik akdimiz feshedilecek. Halk evliliğimizin mükemmel olmadığını öğrenince çok şaşıracak.
A nação ficará chocada ao saber que a união com Eleonora não se consumou.
Planın gerçekten çok iyi. Mükemmel, değil mi?
Observar o plano todo perfeito, certo?
Kaptan, mükemmel bir yıldız gemisi kumandanısınız, ama taksi şoförü olarak, yapmanız gereken çok şey var.
Capitão, o senhor é um excelente comandante de nave estelar. Mas como motorista de táxi, deixa muito a desejar.
Çok iyi, pratik yapmak için mükemmel.
Meu Deus, isto é óptimo para praticar.
"Savcı çok yetenekliydi. Sözcükleri mükemmel kullanıyordu."
Tinha talento e linguagem refinado.
Bu mükemmel heves bizi hem genç, hem de çok yaşlı yapıyor.
É maravilhoso este entusiasmo que nos faz jovens e antigos ao mesmo tempo.
"Daha çok bir peri masalına benzeyen, özlemle beklediğimiz ve hâlâ mükemmel görünen özgürlüğe kavuşabilecek miyiz?"
"Será que a libertação, que parece demasiado maravilhosa, " um conto de fadas, alguma vez acontecerá?
Çok güzel, mükemmel.
É lindo. É o máximo.
Mükemmel bir öğlen yemeğiydi, çok iyi hizmet ettiler.
Excelente almoço, e muito bem servido.
Sanatta her şeyi mükemmel yapmaya çalışırsınız çünkü bunu hayatta yapmak çok zordur.
Sabem como é querer que as coisas saiam perfeitas na arte porque a vida é bem difícil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]