Anlamında translate Russian
1,831 parallel translation
- Hayır, baloya hayır anlamında.
- Нет... "Нет, нет", потому что...? Нет, потому что никакого бала.
Rutin Ajan Hazırlık denetiminde ne yazık ki mesleki gelişim anlamında diğerlerinden biraz geri kalmışsın.
По установленному порядку проверки готовности агентов, вы оказались далеко позади от остальной команды в профессиональной квалификации.
Keyifsiz anlamında mavi.
Тоска зелёная, то есть ты подавлен.
İş anlamında mı?
- На работе?
Hakaret anlamında söylemedim.
Не бойтесь, парни.
Eğer sadece ölü anlamında ölü olsa problem olmazdı.
Если бы она была просто мертва, то никаких проблем.
Gerçekten zalim bir rakip, tehlikeli olma anlamında değil, ne pahasına olursa olsun kazanmaya kendini çok adaması anlamında.
Он действительно свирепый соперник, нельзя сказать, что опасный, но настроен на победу почти любой ценой.
Biyoloji, biyoloji "Hayat söylemi" anlamında Yunanca bir kelimeden geliyor.
Биология, биология... в переводе с греческого "описание жизни".
Çıktığım biri anlamında mı?
Встречаюсь, в смысле свиданий?
Ciddi bir ilişki anlamında mı yani?
А свидания, в смысле серьёзные отношения?
Bir yoksunluk içinde olduğun izlenimini edindim, aile anlamında.
Я был удивлен отсутствием ваших семейный средств.
Hâlâ kapatabilirsin anlamında söylemiştim.
Ты же мог повесить трубку.
Seks anlamında mı?
Целибат означает никакого секса?
Ne yani... Aramız iyi anlamında tamam mı?
Это типа все хорошо, да?
Hayır, "itin teki" anlamında söylemedim.
Не в смысле крут, как пёс.
Dünya dışı anlamında uzaylı
Под чужим понимается внеземное.
Dün geceden beri sesini duyan ya da yüzünü gören olmamış anlamında "kayıp".
Да пропал, так как его никто не видел с прошлой ночи.
Benim Glee kulübüm seni Bölge yarışmasında mahvedince hayatındaki anlamlı olan tek şeyi de kaybedeceksin ve kendini içkiye vereceksin. Anlamıyorum.
И когда мой Хор раздавит тебя на Региональных, твоя жизнь потеряет последнюю крупицу смысла, и ты начнешь пить.
Benim oğlum hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz, ayrıca kötü örnek olmaktan hiç anlamıyorsunuz.
Ты ничего не знаешь о моем сыне и еще меньше о яблоках.
Tam anlamıyla yakında ölecek bir - adam için hayatını kurban etme. - Raj, Raj,
Я не могу позволить тебе пожертвовать всем ради этих в прямом смысле умирающих отношений.
Peter, baban bunu söylediğimi duymak istemezdi. Ama babanın makine hakkında daha çok şey öğrenmesi resimde tarif edilen olayları engelleyebileceği anlamına gelmez.
Питер, твой отец не хотел бы, чтобы я тебе это говорил, но даже если он разберётся в этом механизме, это вовсе не означает, что он сможет предотвратить изображенное на этом рисунке.
Ben güzel bir etli sebze yemeğini de seviyorum ; ama bu onun etrafında bir kariyer oluşturacağım anlamına gelmiyor.
А ещё я люблю pot au feu, но не собираюсь строить вокруг этого блюда свою карьеру.
Yardım ettiği insanlara aslında zarar verdiğini anlamıyor galiba.
Он не понимает, что вредит людям, которым пытается помочь?
Ne hakkında konuştuğunu anlamıyorum.
Я не понимаю тебя.
Bak, eğer arpacığın üstünde maktulün dilinden kopan insan dokusunu bulduysan bu, sadece silahın ağzında olduğu değil tepetaklak olduğu anlamına da gelir.
Мы все здесь под большим давлением, но... Ладно, если ты нашёл ткани с языка жертвы на мушке, это значит, что оружие не только было у него во рту, но и было перевёрнуто.
Bunun altında... derinlerde yatan bir anlamı olmalı.
В смысле, тут должен быть какой-то... глубинный смысл.
Langston'ın Haskell'ı yere yatırmış olması onu kontrol altında tutuğu anlamına gelmez.
То, что Лэнгстон свалил Хаскелла на пол, не значит, что он с ним справился.
Bak... burada olan olayları gerçek anlamıyla bilen dünya üzerindeki tek iki kişiyiz. Ve bu durum ikimizin arasında kalacak.
Слушай... мы с тобой единственные люди на свете, которые знают, что здесь произошло, и это останется между тобой и мной, иначе в это вцепится ОВР.
Bu yanında iyi hislerin olmayacağı anlamına gelmez.
Это не значит, что нет хороших чувств вместе с этим.
Hakim karşısında "bilirsiniz işte" bir anlam taşımaz.
Как обычно - это не аргумент. Для судьи, я имею в виду.
Maggie Biederhof'dan bahsediyorsan şayet onu neredeyse bir haftadır görmedim ve benim için hiçbir anlam ifade etmiyor sadece yapacak bir şeyim olmadığında remi oynadığım birisi işte.
Если ты о Мэгги Бидерхоф, ты я ее уже неделю не видел. Да она для меня просто партнер по рамми, в который я играю, когда больше нечем заняться.
Binanın diğer tarafında olmamız, bir anda mum ışığında dans edeceğimiz anlamına gelmiyor.
Не поверите, но то, что мы находимся в одном помещении, ещё не значит, что мы должны зажечь свечи и танцевать медляк.
Konuştuğumuzu anlamış olmaları gerek. Sen şimdi Mike'a, Hank'in soruşturması hakkında endişelendiğini söyleyeceksin.
Они, наверняка, догадываются, что мы поговорили, значит, ты должен сказать Майку, что переживаешь из-за расследования Хэнка.
Yani, birileri sana şantaj yaptığında, genellikle bunun anlamı, diğer insanların bilmesini istemediğin bir şeyler bildiğidir.
Я хочу сказать, когда кто-то шантажирует тебя, обычно это означает, что он знает что-то, что ты не хочешь, чтобы другие знали.
- Anlamı, Leitner ilk üç cinayet sırasında başka yerdeydi.
Это значит, что у Лейтнера есть алиби для всех трех международных убийств.
Bu anlamı kızımızın gülüşünde arkadaşlarımızın sıcaklığında ya da inancımızda buluruz.
Мы находим этот смысл в улыбке дочери... в тёплых отношениях с друзьями... в том, чтобы быть честным.
Ölü adam komitesine kendi kendini 690 00 : 38 : 22,049 - - 00 : 38 : 23,617 başkan yapıp ve birileri hakkında karar verdiğin anlamına geliyor.
То, что ты сама себя избрала председателем... комитета по мертвецу. и начала решать за всех.
Açıklamaları anlamıyorsun diye her nisan ayında vergi işlerini halletmem için beleş iş bekleme artık benden.
Больше никакой тебе халявы, вроде расчёта налогов в апреле из-за того, что ты не понимаешь инструкцию.
Elçilikten aldığımız e-postaya göre uyuşturucu kullanımından içeri atılmış ama hakkında dava açmadan önce avarenin teki olduğunu anlamışlar.
В е-мэйле из посольства сказано, что он признался в приёме наркотиков, но это произошло ещё до того, как они выдвинули обвинения, поэтому они считают, что он просто тупой алкаш...
- Onlar hakkında bir şeyler öğrendikçe bizden farklı olmadıklarını görüyoruz bu da onları anlayabileceğimiz ve çocukları geri alabileceğimiz anlamına geliyor.
Чем больше мы узнаем о них, тем больше понимаем, что мы с ними не такие уж разные, а значит мы сможем понять их, а значит сможем дать им пинка и выгнать.
Mücadele etmenin bir anlamı olmadığında bile mücadele ederler.
Даже когда не имеет смыса сражаться, они сражаются.
Stres ve baskı altında olmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim. Hissettiklerini kimse anlamıyormuş gibi hissetmenin ve korkmanın nasıl olduğunu bilirim.
Я знаю каково это ощущать стресс и давление и чувствовать, как будто никто не понимает что ты чувствуешь, и я знаю как это, ощущать страх.
Bir üstün araştırmacı gazetecilik örneği değil ama The Times ve Paris Match hikayeyle ilgilendi ki bu, bu gece dolaylarında 4 veya 5 milyar insanın, "Kim bu siktiğimin Starbuck'ı" diye merak edeceği anlamına geliyor.
За это, конечно, Пулитцеровскую премию не дадут, но это может попасть в "Таймс", "Пари матч", на Би-би-си. А это значит, что сегодня перед сном около 4 - 5 миллиардов человек будут задавать себе вопрос :
Onların dünyalarında yürümeyi tercih etmem orada kalmam gerektiği anlamına gelmez.
Только то, что я решил заходить в их миры, еще не значит, что мне нужно там оставаться.
Günün sonunda, benim tarafında değilsen bunun bir anlamı yok.
Не имеет значения, если ты не на моей стороне с самого приезда.
O anda benimle ne hakkında konuşmak istediklerini anlamıştım.
И сразу же поняла о чем.
Arkadaşlarım var ama ne kadar büyük bir yükün altında olduğumu anlamıyorlar.
Друзья-то у меня есть, но они не понимают, через что я прохожу. Не велика разница.
Dinle Katie, harika yetenekler ile harika bir kadın arasında seçim şansım vardı ve ben seni seçtim, sana bir daha yalan söylemeyeceğime söz verdim. Ama bana inanmazsan bunun hiçbir anlamı yok.
Послушай, Кэти, мне дали выбор между поразительными возможностями и поразительной девушкой, и я выбрал тебя, и я обещаю никогда не лгать тебе, но это ничего не значит, если ты не веришь мне.
Ama kurbanlar arasında bir bağlantı kursak bile bu katilin Caveman olmadığı anlamına gelmez.
Но даже если мы установим связь между жертвами это не исключает того, что Пещерный человек - убийца.
Aslında, kendi canına kıyan insanları hiç anlamıyorum.
Если честно, я не понимаю самоубийц. Ну, видишь?
Hastalarım dikenli teller arkasında tutuluyor. Bu da bu mucizeyi çözmem gerektiği anlamına geliyor.
Моих пациентов держат за изгородью из колючей проволоки, а значит мне нужно устранить это чудо.
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76