Anlamışsın translate Russian
609 parallel translation
Pek uyanık biri olmasan da bu kadarını anlamışsındır. İstediğim gibi, konuşabilir miyim?
что знаешь... как сам хочу?
Bakın, tamamen yanlış anlamışsınız.
Вы все его не так поняли.
Artık bankada kalmanın imkansız olduğunu eminim ki anlamışsındır.
Вы должны сами понимать, как трудно вам оставаться в банке...
... ama yanlış anlamışsın.
Ты ошибаешься.
Beni çok yanlış anlamışsın Bayan Keechie.
Ты неправильно меня понимаешь, мисс Кичи.
Tersten anlamışsın.
Ты тогда все перевернула наоборот.
Sen onu çok iyi anlamışsın.
Ты понимал ее. Я никогда не понимала
Evet, anlamışsın.
Конечно, вы ведь понимаете.
Yanlış anlamışsın.
Ты все перепутала, подруга.
Onu sevmek için hassas birisi olmalısın. Söylemek istediğimi anlamışsındır.
Надо быть чувствительным, чтобы любить девчонку.
Herşeyi yanlış anlamışsın.
Вы ошибаетесь.
Anlamışsın.
Вы поняли.
Söylediğim her şeyi yanlış anlamışsınız.
Парни, вы ничего не поняли, что я сказал.
- Anlamışsın!
- Верно.
Sanırım yanlış anlamışsın.
Кажется, ты чего-то недопонимаешь.
Tüm fikirlerimi yanlış anlamışsınız.
Ты подразумеваешь что я ошибаюсь.
Pek de ince değil, ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
А она уже... если вы меня понимаете.
- Evet, doğru anlamışsın.
- Все верно. - Надеясь, что он...
Anlamışsındır herhalde, hayatımızın geri kalanında haftada iki kez seni satrançta yenmeyi hedefliyorum.
Ты понимаешь, конечно, что я буду надирать тебе задницу в шахматы дважды в неделю, до конца наших дней.
Babanın, Güç'ün karanlık yüzünden ayrılamayacağını anlamışsındır.
Теперь ты понимаешь, твоего отца не отвратить от темной стороны.
Yanlış anlamışsın.
Ты поступил непорядочно. Я никогда не поступал непорядочно!
İyi! Yöresel özelliğimizi anlamışsın.
Итак, вы отведали местный деликатес.
Beni gerçekten yanlış anlamışsın JuIius.
- Ты меня не правильно понял Джулиус
Bazen yerel kanun güçleri buna yanaşmıyor. Umarım anlamışsınızdır.
Иногда для местных правоохранительных органов это бывает проблемой.
İlişkimizin niteliğini hemen nasıl da anlamışsın!
Я думаю, вы не понимаете характер наших отношений.
- Siz delisiniz. - İyi anlamışsın.
- Вы сумасшедшие!
Hayır, Bay Poirot. Korkarım ki bu sefer her şeyi yanlış anlamışsınız.
Нет, мистер Пуаро, боюсь, на сей раз вы все напутали.
Beni tamamen yanlış anlamışsın.
Ты все не так поняла.
Tamamen yanlış anlamışsın.
Прости, ты всё не так поняла.
İlk olarak, bence dediğimi tamamen yanlış anlamışsın.
Во-первых, ты неправильно понял мои слова.
Eminim incileri kimin çaldığını ikinci arada anlamışsınızdır, Mösyö Poirot.
Спорю, что в конце второго действия Вы уже догадались, кто украл жемчуг, месье Пуаро.
Sanırım yanlış anlamışsın
Вы, наверное, не поняли.
- Bunu doğru anlamışsın.
Это точно.
Oh, hayır, hayır, hayır. Beni tamamen yanlış anlamışsın, dostum.
O, нет, нет, нет.Ты не так меня понял, приятель.
Aklıma neden bu kadar takıldığını anlamışsındır.
Конечно ты могла видеть, как меня это угнетает.
Bunun size ailenizin ve arkadaşlarınızın saygısını kazandıracağını anlamışsınızdır sanırım.
Я думаю этим вы добьетесь уважения родных и друзей.
Hem fil, hem değil. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır.
[Skipped item nr. 236]
Anlamışsınızdır.
Ты знаешь, о чём я.
Eminim ki, Sirius 6B'deki NEB İleri Kumandanlığı ile herhangi... Bir temasa girmenizin sakıncalarını anlamışsınızdır.
Я приказываю не иметь никаких контактов с НЭБом на Сириусе 6Б.
Yanlış - | her şeyi yanlış anlamışsın, Patates Kafa.
Ты не так... Ты не так все понял, Картофель.
Yanlış anlamışsınız, madam.
Вы ошибаетесь, мадам.
Anlamışsın.
Ты всё понял.
Yanlış anlamışsın.
Вы ошиблись.
- Anlamışsın.
Вы узнали его.
Düştüğümüz açmazı anlamışsınızdır.
Вы... понимаете сущность нашей дилеммы.
Yanlış anlamışsın.
Все не так.
Ne kastettiğimi anlamışsındır. Ağlayacak mısınız?
Надеюсь, Вы меня поняли.
Bir de bakmışsın, hayatının yarısı gitmiş, yaptığın planların anlamı bile kalmamış.
А потом раз - и уже половина её прожита, а все те планы, они... просто ни черта не значат.
Her şeyi yanlış anlamışsınız, Başmüfettiş.
Вы все не так поняли, старший инспектор.
Şapkanı nasıl kafana yapıştırdın anlamıyorum hala Harry. Yapıştırmadım diyorsun ama yapıştırmışsın işte.
Я все-таки не могу понять, как ты умудрился себе шляпу приклеить.
Gözleriniz kasılmıyor bunun tek anlamı olabilir Bay Wayland siz uyuşturucu almışsınız.
Ваши зрачки не сокращаются. Что означает только одно, мистер Вэйланд. Вы находитесь под действием наркотиков.
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamıştım 59