English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ B ] / Ben ona

Ben ona translate Russian

6,565 parallel translation
Ben ona hiçbir şey yaptırmadım.
Я не заставлял ее.
Ama ben ona, bu gece kardeşi ile konuşacağımı söyledim
Но я сказал ей, что заставлю его замолчать сегодня вечером.
O bize ulaşmadan ben ona ulaşmalıyım.
Я должен добраться до него первым.
Ben ona vicdan azabı falan çektirmedim.
Я его не вынуждала.
O bana bir şeyler yolluyor, ben ona bir şeyler yolluyorum.
Она мне присылает подарки, а я ей.
Ben ona saldırmadım.
Я не нападал на неё.
Konser biletleri için bütün gece o 12 yaşındayken Biliyorsun, o kamp istedim ve ben ona izin vermedi.
Знаешь, когда ей было 12 лет, она захотела разбить палатку на всю ночь ради билетов на концерт, а я не позволил ей.
Norman bana, ben ona yaslanabiliyorduk.
Норман и я всегда были друг у друга.
Ben ona sahibim.
У меня есть он.
Ben de ona özellikle kötü mesajlar yollayacağım.
Поэтому я просто перешлю несколько ее особо гадких сообщений.
Ona sen mi söylersin yoksa ben mi söyleyeyim?
Ты сам ей расскажешь, или я?
Ona annemi hatırlatıyordum o yüzden ben de oradan gittim.
Я напоминала ему ее, маму, и я сбежала.
Ben de bir yerden duymuştum ve ona hayatına devam etmesini istediğim için söyledim.
Я слышал где-то, и просто рассказал ему, поскольку хотел, чтобы он жил дальше.
Ben de onu Kuzey'e götürdüm, ona daire tuttum.
Поэтому я отвез её на север, снял ей квартиру.
Ona kahveyi ben verdim.
Я дала ему то кофе.
Her şey onun suçlu olduğunu gösterirken sen ona sadık kaldın, ve ben de kendime neden diye sorup durdum.
Ты осталась на его стороне не смотря на все, в чем его обвинили, и я продолжала задаваться вопросом почему.
- Ben ne diyeyim şimdi ona?
Что мне сказать ей?
Ben bu akşam Christy'yi çöpe atarım, sen yarın tekrar ona dönersin.
Я оболью Кристи грязью, а ты к ней завтра вернёшься.
Tamam, ben sorayım ona.
Ладно, я спрошу у неё.
- Ben mesaj atarım ona.
- Я напишу ему.
Ben yaparım... Ben senin için mesaj atarım ona.
Я сама.
Eğer ona mesaj atarsam, ben...
Я... ладно. Ну и вот, если я отправлю сообщение, я...
Ben ona espri demezdim.
- Это не шутка.
şey... ben de ona gitmesini soyledim.
Потом я попросил её уйти.
Sen ona hep yalan söylüyorsun Ben.
Ты же все время обманываешь его, Бен.
Evet, ben de o yüzden ona lahana veriyorum... salak.
Да, поэтому я и кормлю её брокколи... балбес.
Whitney boşanacağınızı söyledi, ben de ona hayır dedim, bu saçmalık.
Уитни сказала, что вы разводитесь, а я ответил : нет, это глупости.
Ne söyleyeceksen bana söyle ve ben de ona ileteyim.
Говори, что знаешь, и я передам это дальше.
Biz bitmiş kadar Ben de ona şey dokunmak değil söylendi.
Но я попросила его ничего не трогать, пока мы не закончим.
Ben sadece ona bir ders vermek çalışıyordu.
Я просто пытался приподать ему урок.
Ama ben bunu, ona bakmaktan ziyade daha çok onu terbiye ediyor olarak görüyordum.
Я хочу думать, что я его воспитывала, а не просто заботилась.
Ona senin kadar ben de yalan söyledim.
Я врала ему не меньше твоего.
bu benim ve onun arasında ve ben bunu ona hatırlatacağım.
Это наши с ним разборки, и я ему об этом напомню.
Ben de gidip aynısını ona yaptım.
Так что я пошел к ней и отплатил той же монетой.
Benny, beni dinle. Alice Morgan'a bunu anlattım ben. Jonathan Black ve Stacey Bell'den bahsettim ona.
Бенни, послушай, я говорил Элис Морган об этом, говорил про Джонатана Блэка, Стейси Белл.
- Ben çoktan konuştum bile. Boyd'un neden ona ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Я уже видел его и знаю, зачем он нужен Бойду.
- Ben hesaplaşmayı ona götürüyorum. - Ava nerede?
Что ж, я сам навяжу ему драку.
Ona o yarayı ben yapmıştım.
В смысле, я наложил ему этот шов.
Neden Vegas'a burada tüm yol gelirdi, geri ona Hayır, ben birileri olsun istedim eğer düşünüyorsun?
Нет, думаю, если кто-то хотел отомстить ему, зачем проделывать весь этот путь до Вегаса?
Ona göre cidden ben yapmamalıydım.
Это действительно была работа в его глазах.
- Şimdi dijital oldu. - Ona söylerim, ona ben söylerim.
Теперь они цифровые.
Ona kameraların önünde elinde megafonla duranın ben olduğumu söyleyebilirsin.
Можешь ему передать, что это я будут с мегафоном в руках перед камерами.
Ben baktım ona o süreçte.
И, вы знаете, Я ухаживал за ней.
Eğer ben gittiğimde ona bir şey olursa bununla nasıl yaşarım bilmiyorum.
Я не знаю, смогла бы я простить себя, если бы с ним что-то произошло, пока меня не было.
Ona eğer bana yardım ederseniz, yeni hayatlara başlamanızda yardım edeceğim sözünü verdim... ve ben kendimi sözünün eri biri olarak bilirim.
Я обещал ему... я пообещал вам обоим начать новую жизнь, если вы мне поможете, и... я всегда считал себя человеком слова.
Ben de ona bakacaktım.
Вот что я собираюсь выяснить.
Ona demiştim zaten, ben satılık değilim.
Я уже сказал ему. Я не продаюсь.
Ben de ona bakmak için gittim.
Я поехал её искать.
Ona ağlayacak bir omzu olan bir dinleyici veriliyor ama aynı zamanda ben ve Mike Rinder aracılığıyla kilise ona koruma sağlıyor.
То есть, ему предоставляют одитора, в чью жилетку он может плакать, Но в его распоряжении также оказывался кулак организации в моём лице и в лице Майка Риндера.
Ve ben de ona baktım ve ne güzel bir şey diye düşündüm.
И я гляжу на неё, и думаю : "Как замечательно,"
- Ona ben bakarım.
Я позабочусь о ней.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]