Bir bakıma translate Russian
1,505 parallel translation
Bir bakıma, gitmiş olması iyi oldu.
Так что в данном случае хорошо, что его не стало.
Tam anlamıyla hazırlanmadık bir bakıma.
Не до конца всё проработали.
Bir bakıma.
Вроде того.
Sanırım bu kapının iyi bir bakıma ihtiyacı var.
Во что я верю, так это в то, что эат дверь нуждается в лучшем обслуживании.
Bir bakıma, bir şeyin üzerine adını yazmak ona sahip olabileceğin manasına gelmiyor.
Оказалось, что написать свое имя на чем-то недостаточно, чтобы оставить это у себя.
Bir bakıma, istediği buydu huzura ermek için ihtiyacı olan şey.
Это то, чего она хотела. Ей было нужно найти мир.
Yani bir bakıma, o...
В смысле, она вообще-то
Evet, bir bakıma.
Да, типо того.
O... bir bakıma buraların kahramanı.
Он что-то вроде героя у нас.
Bir bakıma.
- Не переведено -
- Bir bakıma da öyle.
- Можно и так сказать.
Yani bir bakıma bu da gelişme.. sayılabilir.
Это вроде как прогресс.. типа.
Bir bakıma aynı şey, değil mi?
Это ведь одно и то же, разве нет?
Biliyorsun ki kısa bir süre önce bir bakıma öldüm.
Знаешь, я чуть не умерла.
Bu da daha yasal yapıyor, bir bakıma.
Что придаёт этому занятию законности. Как бы.
Bir bakıma kasabanın sohbet konusu sensin.
Знаешь, о тебе весь город говорит.
Bir bakıma.
В каком-то смысле.
Bir bakıma aciz misin?
Ты инвалид?
Bir bakıma, İnsanlara benziyorlar.
- В каком-то смысле, они почти как люди.
Bir bakıma, onlar Kye'yı tuttu.
¬ некотором смысле, они нан € ли еЄ.
Okumaya başladım günden beri annem beni bu yöne itti bir bakıma.
Моя мама хотела, чтобы я этим занималась. с момента, когда я только научилась читать.
Anlaşıldı... Bir bakıma!
приём.
Ayriyeten ben besin maddesi değilim... Bir bakıma! ( moshimoshi )
приём.
Fakat burası Kaliforniya, hayvanların diğer şehirlerden daha iyi bir bakıma tabi oldukları.
И это в Калифорнии, где о здоровье животных заботятся лучше, чем во всех остальных штатах.
Bir bakıma yaşıyorum zaten.
Я уже живу в таком.
Bir bakıma.
Как и...
Ama bir bakıma... Bunu özlüyorum.
Но мне этого не хватало.
- Bir bakıma, evet.
В каком-то смысле, да.
Bir bakıma.
В некотором роде.
Bir bakıma, evet.
С одной стороны, да.
Sen sigortacısın, bir bakıma şeytan sayılırsın!
Ты же ведь страховой агент. Практически сам дьявол.
Evet, bir bakıma.
Ну да, что-то в этом духе.
Hayatın boyunca ilk kitabınla yaşarsın. Bir bakıma...
С первой книгой ты проживаешь свою жизнь, она словно сама рождается.
Evet, sanırım bir bakıma.
Да, кажется, вроде того.
Ama bir bakıma uygundu.
Но она как нельзя в точку.
Asıl tuhaf olanı, Christine öyle bir şey eklemiş ki bir bakıma kendisini Philippe'ten korumak için bir ültimatom.
Но что странно, Кристина добавила приложение нечто вроде ультиматума защищающий её от Филиппа
Eski yemek tariflerime bakınırken, aklıma birden, evde kullanışlı olabilecek bir yemek kitabı yapmak geldi.
Well, I've been going through all my old recipes, and I've got this great idea for a real home-style American cookbook.
- 40 kiloya düştü ve bakımevinde, Meg. - Yine de henüz ölmedi. Yani bir sonraki adıma geçmeye karar verdiniz.
- она весит 40 кг и лежит в хосписе - но пока жива так вы готовы к следующему шагу?
Bak, hayatımda kesin olan birkaç şey var ki onlardan bir tanesi ; ne olursa olsun, seksen yaşıma geldiğimde tekerlekli sandalyemi iten kişinin sen olacağın.
Слушай... Есть всего парочка вещей, в которых я уверен в жизни, и одна из них - это то, что не важно, что случится, но мы будем вместе даже в 80.
Bir bakıma aynılar.
Не совсем.
Bir bakıma.
Вроде бы.
Bir bakıma.
Когда как.
Bak ben daha çok... Daha çok, doğamın getirdiği feminen tarafıma bir dokunuş için çabalıyorum.
Я пытаюсь... пытаюсь наладить контакт с женской стороной моей натуры.
Bakın, iyi bir hanıma benziyorsunuz.
Послушайте, вы мне кажетесь очень милой леди.
Bak, Olivia "sıradan" bir kız olmaya çalışıyor ve telefonlarıma cevap vermiyor.
Послушай, Оливия пытается быть "настоящей" девушкой и не отвечает на мои звонки, так что предлагаю тебе побыть полезной.
Bakın ben sizi başka bir arkadaşıma yönlendireceğim o size yardımcı olacak, lütfen hatta kalın.
Послушайте, я перенаправлю ваш звонок моему коллеге он поможет вам. Оставайтесь пожалуйста на линии.
Geçen hafta bir kamyon dolusu suret asker bakıma geldi ve birkaçının optik bölümleri yoktu.
Ќа прошлой неделе во € ки пригнали целый грузовик с солдатами на ремонт. " там у парочки суров не было оптики.
Ben bir bakıma...
Ну я вроде...
Şu saçlarıma bir bak.
Этот парень? Ты с ума сошла?
Suratıma bakın bir!
В глаза мне смотреть!
Bak, ben de Jack'e bir şey olsun istemiyorum ama adamlarıma hayatları tehlikedeyken kendilerini savunmamalarını söyleyemem. Bunu biliyorsun.
Слушай, я тоже не хочу, чтобы с Джеком что-то случилось, но я не могу приказать моим людям не защищаться, если их жизнь будет в опасности.
bir bakıma evet 17
bir bakıma öyle 27
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir bakıma öyle 27
bir bira 56
bir bak 140
bir bilsen 22
bir bardak su 34
bir bardak su alabilir miyim 42
bir bebek 44
bir bardak 18
bir bakar mısın 19
bir baksana 40
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakın 70
bir bak bakalım 22
bir bakabilir miyim 22
bir bu eksikti 116
bir beyefendi 18
bir baba 17
bir bakalım 968
bir bayan 21
bir bakacağım 28
bir bakın 70
bir bak bakalım 22
bir bakarım 16
bir b 23
bir bakayım 536
bir bira ister misin 16
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20
bir başlangıç 18
bir b 23
bir bakayım 536
bir bira ister misin 16
bir balık 18
bir bira daha 17
bir bomba 28
bir bana 21
bir biraya ne dersin 20
bir başlangıç 18