English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ K ] / Kurtarın onu

Kurtarın onu translate Russian

122 parallel translation
Kurtarın onu, kurtarın onu!
Спасите её!
Kurtarın onu!
Мой муж болен.
- Kurtarın onu efendim,! Sen iyisin!
- Спасите его, сир, умоляю вас!
- Kurtarın onu Mr O'Brien.
- Телепортируйте их сюда, мистер О'Брайан.
Kurtarın onu!
Спасите его!
Lütfen kurtarın onu!
Пожалуйста помоги ему!
Kurtarın onu!
Гасите!
Yanına birisini al ve gidip aşağı indirin onu oradan, İki kişi gidin ama! Gidip kurtarın adamı.
Сержант, возьмите людей, спуститесь и освободите его.
Bugün onu bir hayat kurtarırken izledim ve bunun için kendi hayatını riske attı.
тгм паяайокоухгса ма сыфеи лиа фыг сглеяа йаи ма яисйаяеи тгм фыг тгс циа ауто.
Lütfen gidip onu kurtarın
Пожалуйста, идите и вытащите его.
Lütfen onu kurtarın.
Спасите ее!
Herkes kendisini boğacağından korkuyor bu yüzden onu dışarı atıp hayatını kurtarıyorlar.
Ну конечно же все думают, что он хочет утопиться и выпихивают его оттуда В общем, спасают
Yeter ki onu kurtarın.
Только найдите и спасите ее.
Anlatıyor Fransız Devrimi sırasında evini ayaktakımının nasıl ateşe verdiğini. Ve annesinin onu kurtarırken öldüğünü.
Oнa paccкaзывaeт, кaк вo вpeмя Фpaнцyзcкoй peвoлюции тoлпa в яpocти пoдoжглa ee дoм.
Yapa yalnız, o kuyunun içinde... onu kurtarıp kurtaramayacaklarını bilmeden.
В одиночестве, глубоко в колодце... не зная, собирается ли кто-нибудь его вытаскивать.
Ya kötü adamın ardına düşersin ya onu kurtarırsın.
Ты погонишься за злодеем или спасёшь его?
Onu oradan sağ salim kurtarırsın. Bak ne diyeceğim. Rodny'ni kesinlikle bulacağım.
Я переверну дом верх дном и найду Родни.
- Onu biraz zor kurtarırsınız!
Желаю вам ее спасти.
Eğer onu durdurabilirseniz bizi bu beladan kurtarırsınız.
Если отступитесь, избежите множества проблем.
Gerçek hayatta onu hiç tanımadın ama Bilinçli Rüya'nda senin kurtarıcın oldu.
Ты едва знал ее в реальной жизни, но в Светлых Снах она стала твоим Спасителем.
Orada Morgan onu kurtarır Odin'e altın bir yüzük verir ve ölümsüzlük ve sonsuz gençlik bağışlar.
Там Моргана спасает его... дает ему золотое кольцо... и дарит ему бессмертие и вечную молодость.
Onu kurtarıp üsse rapor verin, Diana'ya söyleyin dosyayı kapatsın.
Освободи его. Занеси отчет в базу данных. Ликвидировать файл Дианы.
Diyelim ki o evdeyken yangın çıktı. Onu mu kurtarırsın ayakkabılarını mı?
А если, скажем, он будет в доме, и случится пожар, и ты можешь спасти его или свои туфли – что ты выберешь?
Başka bir kadının evine kamera yerleştirmekten içeri giriyor ve Aimee onu kurtarıyor mu?
- Он в тюрьме, за то что устанавливал камеры в квартире другой женщины,... а она спешит к нему на помощь?
Özel takipçiler buraya ulaşmadan onu kurtarırsın.
" они скоро по € в € тс € тут.
Kocasını kurtarınca kahraman olup onu geri kazanacağını düşünüyorsun.
Ах ты проказник! Если ты считаешь, что вылечишь его, будешь героем и это заставит её вернуться к тебе...
Ama onu kurtarırsan, Karas Avalon'a sınırsız bir güç verirsin.
Но тогда "Авалон" получит неограниченную власть, Карас!
Bir savaşta, kurtarılan kişi hayatını onu kurtaranlara borçludur.
На войне человек обязан своей жизнью тем, кто спас его.
Ya Frank'in yaptığı şey,... bir anlamda umutsuz ve tuhaf bir durum olmasına karşın etkili bir şekilde Dorothy'e yardım edecek bir girişim olsaydı,... onu uyuşukluğundan kurtarıp hayatın içine çekmek için olsaydı, ne olurdu?
так что действия Фрэнка - это отчаянная, нелепая, но, тем не менее, эффективная попытка помочь Дороти, пробудить её от летаргии, вернуть её к жизни.
Ulu Tanrım onu ızdırap çektiği bu amansız hastalıktan kurtarın.
Господи, всемогущий Господи... помоги нам немощным
Mesela... Kahve dükkanındaki kadın. Bir gün onu kurtarıyorum.
Один раз я её спас, а на следующий день её сбил автобус.
Onu zamanında kurtarılamayacağını sende biliyorsun.
Вы не можете спасти его вовремя, и вы это знаете.
Kurtarın onu.
Спасите его.
Genç bir adam değil yani kalp ya da solunum bozukluğu onu götürebilir. En kötüsünden kurtarır ama dinlenirken uzuvları titreyebilir... Ayaklarını sürümesi, donup kalması, ilk hareketi yapamaması genel olarak artan şekilde hareket koordinasyonunu kaybetmesi.
Ну, он не молодой человек, так что сердечная или дыхательная недостаточность могут избавить его от... от худшего, но тремор в конечностях при покое... шаркающая походка, замирание на месте, неспособность начать движение... потеря координации движений в целом.
Özür dilerim. Lütfen onu kurtarın.
Прошу, спасите ее.
- Bay Truman. - Lütfen onu kurtarın.
- Мистер Трумен, пожалуйста.
eğer onu kurtarırsak, ne yapacağını bilemeyiz... o gerçekten hain bir adam.
Если оставим его в живых, однажды он воткнет свой кинжал и в меня.
Onu kurtarın!
Спасите его!
- Doktor, lütfen onu kurtarın! - Bize doğruyu söyleyin yalvarırım.
Доктор, пожалуйста, спасите его.
Eğer onu kurtarabilecek olsan kurtarırdın.
Если бы ты мог спасти ее, ты бы спас.
Onu serbest bırakmıyoruz sadece hayatını kurtarıyoruz!
- Мы не освобождаем его. Просто спасем ему жизнь!
Onu ve kendinizi kurtarın.
Спасите его... и спасите себя.
Sembolik ve saf olan şiiri onu rock starlığının gereksinimlerinden kurtarır.
Его поэзия глубоко символична и чиста. Она освобождает его от жёстких рамок статуса "рок-звезды".
- Lütfen onu kurtarın.
- Прошу, спасите его. Пожалуйста.
Onu kurtarın, lütfen!
Пожалуйста, спасите ее.
Onu saçı örgülü görürsen, kaçıp canını kurtar.
Если когда-нибудь увидишь её с косой, беги со всех ног.
Onu kurtarın.
Он там сгорит!
Onu kurtarın!
Читти!
O senin canını kurtarıyor, sen ise onu öldürüyorsun.
Он спас тебе жизнь, а ты убил его!
Ama onu yenecek akıllıca bir plan bulana kadar açıklarımı kapatıp kıçını kurtarıyorum.
Но пока у меня не появится блестящий план, как его победить, я прикрываю свои тылы и твою задницу.
Suikastçı olmadığını kanıtlamak istiyorsan kurtar onu.
Если хочешь доказать, что не убийца, спаси его.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]