English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Onun

Onun translate Russian

127,564 parallel translation
onun farklı düşündüğünü mü söylüyorsunuz?
Вы думаете, он видел это иначе?
Ve şimdi AC-12, onun yaptığının aynısını yapıyor.
А теперь АС-12 делает его работу за него.
Ben onun amiriyim.
Я его начальник. Как он?
Bunu yapan o, efendim, onun kocası.
Это он, сэр, ее муж.
Onun nerede olduğunu bilen tek kişi sensin.
Вы были единственным человеком, который знал о том, где он был.
Ve onun orada olduğunu bilen tek insan sensin, Mr Huntley.
А о том, что он находится здесь, знали только вы.
Michael Farmer'a karşı olan davanın kapatılması, Onun korkunç suçlarına rağmen serbest bırakmak... ve Timothy Ifield'ın suçlarını bir iç mesele olarak ele almak.
Закрыть дело против Майкла Фармера, добиться осуждения за его ужасные преступления и рассмотреть обвинения Тимоти Айфилда как внутреннее дело.
Ve onun orada olduğunu bilen tek kişi sizsiniz, Bay Huntley.
И вы, мистер Хантли, были единственным человеком, который знал, что он здесь.
Artı onun, polis karakoluna gizli eleman yerleştirme, şahitleri yönlendirme, hatta suçlamaları manipüle etme... gibi ciddi suçlamaları var.
Плюс она выдвинула обоснованные обвинения против твоего офицера под прикрытием в провокации, натаскивании свидетелей, возможно даже в подтасовке обвинений.
Sana saldıran adamın onun olduğuna dair kanıt yok. Nick Huntley, avukatı aracılığıyla, konferansın.... kapanış resepsiyonuna katıldığını ve.... akşam 8'e kadar oradan ayrılmadığını bildirdi.
Ник Хантли через своего солиситора заявил, что он находился на приеме по случаю окончания конференции по праву и не уходил оттуда до 20.00.
Roz Huntley görüşmesi kötü gitti ama bu onun hatası değildi.
Это не его вина, что допрос Роз Хантли накрылся медным тазом.
- Tanrı aşkına. Onun bakış açısından, kanıtlar geçerliliğini korumaya devam ediyor.
С его точки зрения, улики просто продолжают накапливаться.
Ama birinizin onu cezaevinde ziyaret etmesi ve... Michael Farmer'a onun adına savaşta olduğumuzu söylemesi gerekiyor.
Но один из вас должен сходить в тюрьму и сказать Майклу Фармеру, что мы сражаемся за него.
Onun ciddi bir suça karıştığına dair somut endişelerim var.
У меня есть реальные опасения, что она замешана в серьезном преступлении.
Onun nesi var?
Что с ней?
Onun bütün geleceği ince bir çizgi üzerinde.
На кону все его будущее.
Daha çok onun gibi.
Скорее последнее.
Asla bu çocuğu, Harika George'u hafife alma. Onun...
Никогда не недооценивайте роскошного Джорджа...
Yardımcısı çıkıp - onun için düzeltir.
Его лакей делал это за него.
Hep çok bağımsız oldun, şimdi birden Pasadena'da ev kadını olmuş, onun eve gelmesini bekliyorsun.
Ты всегда была независимой. Теперь ты внезапно в Пасадине, с новым поясом к каждому наряду, ждешь его домой
- Yani onun için.
- По крайней мере для нее?
Onun lisedeki sevgilisiydi ama şimdi kötü olduğunu düşünüyor.
Она была его школьной любовью, но теперь считает его злым
Yani bu onun için bir kutlama mı yoksa...
Так это празднование в его честь или..
Dışarı çıkmak onun için çok zordu.
Ему трудно выйти куда-то
Ama odak onun üstünde olsun.
Но главная она.
Onun dublörlüğünü yapardım, bilirim yani, tamam mı?
И я была у нее дублером, так что уж я-то знаю.
Onun dolabındaydı.
Она у нее в шкафчике.
- Onun hâline bak.
- Посмотри на нее
Ve onun barına gitmişsin. Sonra evine gitmişsiniz.
Ты пришел в ее бар и ушел с ней домой
Belki onun eserini taklit edebiliriz.
Возможно, мы могли бы повторить его работу.
Umarım onun yeteneğine sahip olurum.
Я лишь надеюсь, что не подведу его.
Bakın, bu onun suçu değil, tamam mı?
Слушай, это не его вина, понимаешь?
Tam olarak onun dileği değildi ama evet.
Ну, это было не совсем ее желание, но да.
Ve evet, daha önce makası onun üzerinde kullanacaktım... ama hatalıymışım.
И да, я раньше собирался использовать их на нем, но я был неправ.
Onun bir film olduğunu düşünüyorum.
Я думаю, это кино.
Onun gücü de bu.
Это его дар.
Biz şey yapalım... Şu görüştüğün doktor var ya hani... Onun elinde sağlam...
- ( ленни ) Слушай, надо... тот врач, к которому ты ходишь, у него есть что-нибудь?
Ve eskiden beni gecenin ortasında uyandırır ve ve onun arabasıyla beraber gider ve...
И он часто... будил меня посреди... и... мы ехали в его фургоне...
Onun da kaydı yok sizde.
О нём тоже нет записей.
Arthur'a ilk hamile olduğunda, onun asla bir Kral olamayacağını biliyordum.
- Ты едва понесла Артура, а я уже знала - он никогда не будет королем.
Onun Kral olmayacağını söylüyor.
- Что он не будет королем.
Onun ölmesini istiyor.
Желает ему смерти.
Bütün Hristiyan dünyasında, insanlar onun dönüşü şerefine şarkılar söylüyor. Sırma saçlı, yakışıklı York Prensinin dönüşü şerefine.
Христиане воспевают возвращение златовласого принца Йорка.
Bütün dünya, onun yıllar önce Kalede öldüğünü biliyor!
Все знают, что он давно умер в Тауэре.
Onun rızasının seninkiyle uyuşması ne kadar hayırlı bir olay.
- Как удачно, что Его воля созвучна с твоей.
Onun olduğunu inanıyorsun o zaman?
- Ты уверена, что это он?
O zaman sen de onun da başka bir hileci olduğunu kanıtlamak için buradasın.
- А ты, видимо, хочешь доказать, что он самозванец?
Onun için çok şey feda ettin.
Вы столько перенесли.
Tıpkı senin gibi kaçık olan görümcen de başka bir iddiacı besliyor ama sonuncusunun icabına baktığımız gibi onun da icabına bakacağız.
- Ваша столь же безумная невестка приютила очередного лжеца. Мы справимся с ним, как и с прошлым.
Sanırım böyle bir şeyin onun gücünü arttıracağını tahmin etmeliydik.
- Надо было догадаться, что у нее будет что-то про запас.
Ama onun umurunda değil.
Но ей, по ходу, плевать.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]