English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / Onu duydum

Onu duydum translate Russian

422 parallel translation
Onu duydum.
Я слышал ее.
Yanından geçerken onu duydum.
Счастливчик ".
Ama onu duydum.
Но я слышал его!
Evet, onu duydum evladım.
Это и я слышал, моя дорогая!
- Onu duydum.
- Я его слышал.
Evet onu duydum Isis. Bir uzay gemisindeyiz.
Да, я слышал его, Исида.
" Onu duydum!
( Я всё слышал!
Onu duydum! "
Я всё слышал!
- Bilmiyormuş. - Onu duydum.
- Она не знает!
Tam da böyle bir entrika çevirirken onu duydum. Kız kardeşi Carol'la.
Извините меня, но я слышал, их сговор с сестрой Кэрол, для этого.
Onu duydum.
Я его слышала.
- İşte onu duydum.
Okей, еще раз.
- Onu duydum!
- Я слышу.
Evet, onu duydum.
Да, я слышал о нем.
- Sanırım onu duydum.
- Я слышу как он...
isa, Onu duydum.
- Господи, я слышал о нем.
Geceleyin bazı adamların saldırıp onu kaçırdığını duydum.
что ночью кое-кто пришел и выпустил его.
Sonra onu orada uzanmış gördüm sarhoştu. Motorun çalıştığını duydum.
Я услышала шум мотора потом я я увидела двери.
Evet onu ben de duydum.
Я слышал.
Annemin ölmek üzere olduğunu duydum ve onu görmeye geldim. Ve... göreceğim de.
Я пришёл с ней повидаться, я намерен её увидеть
Az daha öbür tarafa gidecekmiş diye duydum. Ama kefeni yırttı ha? Lewt gelecek sefere haklar onu.
Говорят, ему повезло, он выжил, но Льют до него ещё доберётся
Onu işinden şikayet ederken duydum.
Иногда он тоже жалуется.
Onu telefonda Almanca konuşurken duydum.
Я слышала, как он по-немецки говорил по телефону.
Onu bulamadım, sonra basamaklarda adımlarını duydum.
Я не мог ее найти, а потом я услышал шаги на лестнице.
Tüm gün onu aradık, ancak akşam vakti melemesini duydum.
Весь день его искал, и только ночью услышал его.
Birisi de onu yakaladı... ve sonra birisinin soluduğunu ve öksürdüğünü duydum.
Кто-то схватил его... и тогда я услышала, что кто-то задыхается и кашляет.
Anahtarı alıp onu almaya geleceğini de duydum.
Только лишь, что он попозже заберет ключ и И заедет за ней.
Onu da Bukova'dan zengincene birine satacağını duydum.
Приехал какой-то богач с Буковины, да и ту овечку... продает и ее.
Onu duydum.
Он смеялся над Законниками.
- Onu duydum.
- Я слышал его.
- Nicole onu terk etmiş diye duydum.
- Я слышал, Николь ушла от него
Yukarıda, mutfakta tuhaf bir müzik duydum ve onu aşağıya dek tâkip ettim.
Я услышал странную музыку и просто... пошел за ней.
Sabah erkenden onu caddede duydum.
Я всё-таки думаю, что это невозможно. Мы ведь в тысячах километров oт Индокитая.
Canım, annen diyor ki... Duydum onu, baba. Hoşçakal.
ƒорога €, тво € мама говорит... ƒа, € все слышала. ѕока, папа.
Dün akşam onu gördüğünü duydum.
Слышала, что ты видела ее прошлым вечером.
Ama ben gittiğini duydum ve onu içeri davet ettim.
Только когда уходил, он нашумел и разбудил меня. Я его оставила, мы позавтракали.
Anna'nın onu seçmesinden gurur duydum.
Я горжусь, что Анна уверовала в него.
- Yalancı! Duydum onu!
Лжец, я слышала ее!
- Onu duydum.
- Я слышал о нём.
Kesinlikle şunu duydum çıt çıt, çat çat, sikeyim onu.
Я отчётливо слышал : "Треск, хруст, пошёл он нахуй!"
Gittiği gece onu Jacques ile konuşurken duydum da.
Я слышала, как он говорил с Жаком в ночь своего отъезда.
Dün gece ağlarken duydum onu.
Я слышала, как он кричал прошлой ночью.
Ben de onu Bart`ın öldürdüğünü duydum.
Я слышал, что Барт заказал его гангстерам. Это не так!
Ama, yine de, daha çok dinlediğimde onu daha net duydum.
Но чем старательней я слушал... тем яснее я слышал ее слова.
Defiant hakkında çok şey duydum. Harekat sırasında onu görmek için sabırsızlanıyorum.
Я наслышан о "Дефаенте", и мне не терпится увидеть его в деле.
Onu atlatamazsın. Dedikoduları duydum. Şah'ın kardeşinin ülkesini elde etmeye çalıştığını,
Ходят слухи, что ее брат хочет сместить тебя.
Yakında eve döneceğim Senin Thorn'la görüştüğünü duydum ve ben onu ciddiye almanı istemiyorum O sadece beni kızdırmak için senle beraber.
Я на пути домой. Я слышал ты виделась с Торном и я хочу чтобы ты не воспринимала его всерьез. Он с тобой только чтобы позлить меня.
Bugün onu yayında duydum.
Я слышал ее в эфире сегодня.
Evet, evet onu bende duydum.
Да, да, я слышал "дзинь".
O öldü. Duydum, evet. Aslında onu pek tanımazdım
Я, вообще-то, не очень хорошо его знал.
Onun bağırdığını duydum, ve onu yerde yatarken buldum, acili aradım.
Я услышала, как она кричит, а потом увидела её на полу и позвонила 911.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]