English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ O ] / O kadar değil

O kadar değil translate Russian

6,391 parallel translation
Hayır, ben kapıya gidin. O kadar değil.
Не нужно, я припарковался тут рядом.
- O kadar kötü tahmin değil.
Не так уж и плохо.
- Hayır adamım, o kadar aptal değil.
- Не, друг, она не настолько страшная.
- Değil mi? - O kadar da kötü değil.
- Она не настолько плоха.
Bebeğimden vazgeçmemi istemek o kadar kötü bir şey değil bence.
Я не думаю, что это насколько уж неправильно не отказываться от собственного ребенка.
Hiç içimden geçeni söyleyip "O kadar tehlikeli biri değil." demedim.
И я даже не вмешалась, хотя должна была сказать : "Она не опасна!"
- Hadi ama o kadar da kötü değil.
Да ладно, не так все плохо.
Yeni sayfa o kadar uzun değil.
следующая глава будет короткой.
O kadar da kargaşalı değil, anne.
Ну, у нас тут не хардкор фестиваль, мам.
O kadar da kötü değil.
Все не так страшно.
Burası o kadar da kötü değil.
Здесь не так плохо.
Hamlin o kadar da kötü biri değil. Olay mahkemeye taşınırsa ikinci avukat olacağım ben de...
И я буду помощником адвоката, если это дело направят в суд, так что...
Açık konuşalım, o alanda şu ana kadar şahsım da başarılı olabilmiş değil.
И честно говоря, мне и самому с трудом это удается.
Yani, bu... bu o kadar basit değil...
Понимаете... Это не просто...
- O kadar kolay değil bence.
Не думаю, что все так просто.
Yani tavuk olmak o kadar da berbat değil.
Лучше быть курицей, чем совой.
- O kadar basit değil.
- Всё не так просто.
Bu bir başlangıç ama ganimeti diğerleriyle paylaştıktan sonra o kadar da çok değil.
О, это стартовый капитал, но небольшой. Особенно, когда я поделю его с другими.
Umurumda değil. Tamam o kadar yeter.
И ты возьми, сколько хочешь, мне не жалко.
Benim zavallı, yaşlı müvekkillerim o mahkumlar kadar hakka sahip değil mi yani?
Вы хотите сказать, у моих бедных пожилых клиентов меньше прав, чем у кучи тюремных заключенных?
O kadar basit değil.
- Всё не так просто.
Yani, o kadar karmaşık bir şey değil.
О, ну это же не так сложно, не правда ли?
Yani hasta olması o kadar önemli değil.
Сама болезнь-то не страшная.
- O kadar kolay değil işte.
Это не так легко.
O kadar nemli de değil. Bence hava hafta sonu boyunca bu derecelerde olsa iyi olur.
Не слишком жарко, хорошо бы так весь уикенд.
Holbrook o kadar kötü bir polis değil.
Холбрук, не плохой полицейский.
- O kadar basit değil.
- Все не так легко.
O kadar kötü bir şey değil.
- Да нет, ничего такого.
O kadar da olağanüstü bir şey değil anne.
- На многое я бы не рассчитывал, мама.
Hayır. O kadar kolay değil.
Ну нет, всё не так просто.
Güvenli değil, hiçbir yer güvenli değil. Ne kadar kalabalık olursa o kadar güvendeyiz.
Здесь небезопасно, как и везде, но с нами вам будет безопаснее.
Bilgisayarı yenmek o kadar zevkli değil.
Иди сюда. Не так уж весело обыграть компьютер.
O kadar da kötü değil.
Неплох.
- Bulması o kadar zor değil.
Их не так уж трудно достать.
O kadar uzak değil.
Это не так далеко.
- O kadar kolay değil.
Все не так просто.
Cookie, istediğin kadar saçmalayabilirsin ama elimde Empire'ın 9 büyük şarkıcısı var ve hiçbiri orada olmayacak. O gece Jamal'la ilgili değil.
- Куки, можешь сколько угодно угрожать, но у меня девять ведущих артистов "Империи", и ни один из них не будет там петь, так что...
- Hakeem, o kadar da kötü biri değil.
- Хаким, она не так плоха.
30 olamaz, Raquel o kadar yaşlı değil.
Невозможно. Ракель недостаточно старая.
Yolumuzdan o kadar uzak değil Kaptan.
Это не далеко от нас, Капитан.
- O kadar güçlü değil ama.
Не настолько.
O kadar süre elektriksiz kalmak onları öldürür ve dediğim gibi, görevimiz o değil.
Оставить из без энергии - все равно что убить, а я говорила, это не входит в наши задачи.
- O kadar da kötü değil.
Не так всё плохо.
Korkarım ki bu o kadar kolay değil.
Боюсь, не все так просто.
O kadar kolay değil.
Это не так просто.
Lavon kahvaltıyı çok sever. Sen de Lavon'u seviyorsun Lemon da o kadar kötü biri değil.
Левон любит завтраки, и ты любишь Левона, и Лемон не так уж плоха.
- O kadar da kötü değil.
- Это не так и плохо.
O kadar da değil.
Не перегибай.
Brick, durum o kadar da vahim değil.
Брик, послушай, все не так уж и плохо.
O kadar basit değil.
Нет, все не так просто.
- Joe'un sesi o kadar da kötü değil.
Голос не так уж и плохо.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]