Onu suçlamıyorum translate Russian
135 parallel translation
Onu suçlamıyorum.
Я ее не порицаю.
Onu suçlamıyorum.
Я не виню ее.
Vay canına, ama yine de, onu suçlamıyorum.
Ну и дела, Вы знаете, в некотором смысле, я не обвиняю ее.
Bunun için onu suçlamıyorum.
это невозможно объяснить.
Onu suçlamıyorum.
- Да. И я ее не виню.
Onu suçlayamam. Onu suçlamıyorum.
Я не могу его винить...
Bu kadar sinirlendiği için onu suçlamıyorum.
Вот он и вспылил.
- Onu suçlamıyorum.
- Я его не виню.
Remo'ya her birini söylerdi. Doğrusu onu suçlamıyorum.
И, по правде, я не виню его.
Bunu kaldıramadı, ve onu suçlamıyorum. Evlendi ve gitti. Bense hala buradayım.
Она вышла замуж, переехала а я все еще здесь
Bunu kaldıramadı, ve onu suçlamıyorum.
" Она меня не ждет. Она вышла замуж.
Bu konuda onu suçlamıyorum.
И я не виню его.
- Onu suçlamıyorum.
- Я не виню ее.
Yaptığından ötürü onu suçlamıyorum.
Я хочу сказать, что не виню его за то, что он сделал.
Mümkün değil. Aslında onu suçlamıyorum.
Не то, чтобы я ее виню в этом.
Evet. Myrl bu işe çok bozuldu. Onu suçlamıyorum.
Мирл здорово разозлился.
Dışarısı oldukça korkutucu bir yer, bunun için onu suçlamıyorum.
На улице очень опасно. Так что я ее не виню.
Dışarıda durmamdan hoşlanmıyor, ha? Amcan. Şey, onu suçlamıyorum.
Я стояла там, когда твой дядя уходил...
Onu suçlamıyorum.
Я его не виню.
Onu suçlamıyorum.
Я не лгал, когда говорил, что не виню её.
Onu suçlamıyorum tamamen.
Не волнуйтесь. Я практически её не виню.
Onu suçlamıyorum.
Я его не осуждаю.
Onu suçlamıyorum.
Я обвиняю не ее.
Benden nefret ediyor ve onu suçlamıyorum.
Он ненавидит меня. И я его не виню.
Onu suçlamıyorum.
- Я не виню его.
Bugün, artık onu suçlamıyorum Onu hiçkimse anlamadı, ama ben onu seçtim
Не выбирая жизнь на самом деле
Kathy dün gece eve gelmedi. Ve, bilirsin, onu suçlamıyorum, ama bu çok...
и вы знаете, € не виню еЄ..
Onu suçlamıyorum.
Я не могу простить.
Ben eğitim sistemini suçlama, onu suçlamıyorum.
Я не обвиняю Вас, сэр. В действительности, я виню систему.
- Onu suçlamıyorum. - Ama sadakat eski dünyanın parçası olmak değil mi?
- Но не является ли преданность... частью пренадлежности... к старому миру?
Ben onu suçlamıyorum.
Я не обвиняю его.
- Yaptığı şey için onu suçlamıyorum.
- Я не виню его в том, что он сделал.
Sanırım Haley benden şüphelenmeye başlıyor ve dürüst olmak gerekirse onu suçlamıyorum.
Я думаю, Хейли начинает сомневаться во мне, и, если честно, я не виню ее.
Onu suçlamıyorum ama...
Я не виню её, но всё же...
- Onu suçlamıyorum ki, seni suçluyorum.
- Я валю не на нее, я валю на тебя!
Onu suçlamıyorum.
И я его не виню.
Onu suçlamıyorum.
И я ее не виню.
Onu suçlamıyorum.
Я не виню его за это.
Onu suçlamıyorum.
Я даже не виню её.
Onu suçlamıyorum.
Я не обвиняю его.
Onu suçlamıyorum.
Я не обвиняю ее.
Ama onu bu yüzden suçlamıyorum.
Но я не виню её за это.
Onu hiçbir şey için suçlamıyorum Paul.
И не говорил, что он виноват.
Hala onu istediğin için seni suçlamıyorum.
Я не виню тебя за то, что ты еще надеешься быть с ней.
Onu herhangi bir şeyle suçlamıyorum.
Я ни в чем ее не обвиняю.
Onu kötü bir insan olmakla suçlamıyorum.
- Я не говорю, что он плохой человек.
- Onu suçlamıyorum bile.
Ну да, конечно.
Onu suçlamıyorum.
Я не виню его.
Ama onu suçlamıyorum.
Я его не виню.
Onu suçlamıyorum.
Я ее не виню.
Onu suçlamıyorum.
Ну, я ее не виню.
onu severim 35
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42
onu sevdin mi 31
onu sevmiyorum 46
onu seviyorum 468
onu seviyorsun 78
onu seviyor musun 173
onu sevdim 104
onu seviyor 24
onu seviyordum 30
onu seveceksin 42