English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Sadece sen

Sadece sen translate Russian

6,360 parallel translation
Sadece sen ve ben.
Это всего лишь мы с тобой.
Bu arada Emma, istediğim sadece sen değilsin.
Небольшая поправка, Эмма. Мне была нужна не только ты.
Sadece sen.
Ты со мной.
Sadece sen, küçük karanlık evreninde.
Есть только ты в своём тёмном маленьком мирке.
Sadece sen içeri girebilirsin.
- Входите, вы один.
Sadece sen, ben ve kapıdaki 5.000 kişi.
Лишь ты, я и еще пять тысяч людей за забором.
Hayır, sadece sen ve ben.
- Да, только ты и я.
Sadece sen de ben de biliyoruz ki benim senin yasa dışı aktivitelerin üzerine olan bilgim seni kolaylıkla barodan attırabilir.
Просто мы оба знаем, что имеющаяся у меня информация может лишить вас лицензии.
Doğru. Sadece sen düşünürsün bunu.
Да, только ты так можешь.
Onu sadece sen kurtarabilirsin.
И только ты можешь его спасти.
Sadece sen ve ben sanırım.
Значит, мы с тобой вдвоем.
Sadece sen ve ben.
Хорошо, только ты и я.
Bir gün, okyanuslara açılacağız, Jeremy. Sadece sen ve ben.
И однажды, мы проплывём через весь океан, Джереми, только мы с тобой.
Sadece sen değilsin, bir sürü kişiyi.
Не только из-за тебя, тут все вместе.
Sadece sen ve ben.
Только ты да я.
Sadece sür sen.
У нас мало времени, просто двигайся. Двигай, давай.
Neden sen sadece bize neler olduğunu anlatmıyorsun?
Почему бы вам не рассказать нам, что случилось?
Çoğu insan, senin zaten büyük ikramiyeyi kazandığını söyleyebilir sadece, sen bunun farkında değilsin.
Знаешь, многие могут сказать, что ты уже выиграл джекпот, а ты просто этого не понимаешь.
"Bu karşılaşma çok hoş olmalı, çünkü sen de varsın" mı demek yoksa iki arkadaşın ya da tanıdığın tesadüfi karşılaşması için kullanılan basit bir şaşkınlık ifadesi mi sadece?
Означает ли оно, "это потрясающая встреча, потому что на ней присутствуешь ты", или же это просто выражение удивления при встрече двух друзей или знакомых?
Sen sadece nöbet tuttun!
А ты просто стоял на стреме!
- Tamam. Eğer bu son gösteriyse katil arkadaşlarının her birini öldürmeyi deneyecektir, geriye sadece sen kalana kadar teker teker.
Но если это третий акт, то убийца постарается прикончить каждого из твоих друзей.
Sen, sadece mahşer günü olacaklara şahit olman için görevlendirildin, senden sadece olacakları izlemen istendi.
Вас призвали стать свидетелями страданий апокалипсиса, постигших людей, наблюдать.
Sen sadece temizlik ekibindesin.
Вы просто убираете мусор.
Sen sadece Louis şu aptal ayrıcalık şeyinin parasını ödemediği için sinirlisin.
Вы просто расстроены потому что Луис не заплатил ваш смешной сбор за франшизу.
- Sen sadece soru sorarsın yani.
- Только ты задаешь вопросы.
Sen hâlâ sensin, sadece biraz zamana...
Ты - это всё еще ты. Тебе просто нужно время...
Kıtırlı olanın hepsini sen yedin, geriye sadece düz olandan kaldı.
Ты съел все кусочки, а мне оставил одну мякоть.
Ben sadece Jessica'yı istiyorum, sen hâlâ gidebilirsin Trish.
Мне нужна только Джессика. Ты все еще можешь уйти, Триш.
Daha fazla teşekküre ihtiyacım olacak yani sen sadece bu anı unutma.
Но просто "спасибо" мне мало, так что... Дождись меня.
Sadece sen.
Только ты.
Sen sadece kaybettiğin için sinirlisin.
Ты просто злишься, что проиграла.
Sadece sana ihtiyacım var. Sadece sen.
Ты.
Sen sürekli ona özel olduğunu söylediğin için sadece Evo'lar ile bağ kurabiliyor.
Он считает себя эво лишь потому, что ты называешь его особенным.
Niye, sen sadece en tatlı olanlara...
Ты просто самая милая... Марианна?
# Yani sen sadece... #
♪ И это всё, что тебе... ♪
Tamam, sadece, sadece aklında bulunsun, bunu bana sen söylettin.
Ладно, только не забудь : ты заставил меня это сказать.
Ah, evet, bilirsin, sen sadece çocuklar için kal.
И ты просто остаешься ради детей.
seni sadece dövdüğü için şanlısın, ama sanırım sen beni bu gece çocuklarımdan bu sebeb'ten dolayı ayırmadın.
Тебе повезло, что он всего лишь избил тебя, но мне кажется, ты меня выдернул из дома не из-за этого.
- İlk üç. Sadece işte, biliyorsun sen de, bütün o konuştuğumuz şeyler.
Ну знаешь, те о которых мы уже говорили.
- Sen mi? Yoksa kızlara sadece "Kıçını suratıma göm" falan mı diyorsun?
Или просто говоришь "Э, э, сядь мне жопой на лицо."
Sen sadece işini yap.
— Спасибо, Уоллес. Вы делаете всё, что в ваших силах.
Brandon'la sen sadece onu almama yardım ettiniz.
Все, что ты и Брэндон сделали - помогли мне ее вернуть.
sen sadece korkuyorsun Kiara...
Кьяра, тебе просто страшно...
Sen sadece babana yardım etmeye çalışıyordun.
Нет, ты просто пытался помочь своему отцу.
Hayır, sen sadece su taşıyıcısı bir çocuksun yardımcı kartlarla dolu bir destesi olan bir bürokratsın.
Ты - простая шестерка, бюрократ с пачкой шпаргалок.
Birisi seni kullanarak davaya hile karıştırmaya çalışıyor. Ve sen de sadece diğerlerini korumak için bunu yapıyorsun.
Я знаю, что кто-то использует вас, чтобы вмешаться в судебный процесс, и я знаю, что вы делали это, только чтобы защитить остальных.
Sen sadece seyret. Umarım öğrenirsin de.
Смотри и учись.
İyi misin diye yokluyorum ve sen gelmeden başlamamızı ister misin yoksa sadece, bilmiyorum ki.
Проверяю, всё ли хорошо. Как думаешь, нам начать без тебя или мне просто... Не знаю...
Açıkçası, bu, Seth sen Brad öldürüldü sadece dakika sonra cinayet silahını terkediyor.
Однозначно, это вы, Сет, избавляетесь от орудия убийства через несколько минут после смерти Брэда.
Sen dönene kadar sadece.
До тех пор, пока ты не вернешься?
Sen sadece bu işten sıyrılmak için zaman kazanmaya çalışıyorsun.
Ты пытаешься выиграть время, чтобы отделаться от меня.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]