English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Söylemem lazım

Söylemem lazım translate Russian

606 parallel translation
İki gündür bekliyorum ve ona bir konuda yanıldığımı söylemem lazım.
Я тут уже два дня. Я должна сказать ей, что была не права.
Ama kendimi aptal gibi hissettiğimi de söylemem lazım!
Видимо, я выглядела дурой!
Olmaz, ona söylemem lazım.
Нет, только ему. Я уезжаю, понимаете?
Profesör, sizden biraz korktuğumu söylemem lazım.
- Знаете, я начинаю вас бояться.
Sevgili albay, Gestapo'nun havasını yeniden solumanın ne kadar iyi olduğunu söylemem lazım.
А я, полковник, счастлив снова дышать воздухом Гестапо.
Bununla birlikte mesele Shindo-Munen-Ichi okulu kılıç ustası Efendi Hikokuro Omodaka'ya geldiğinde, biraz zorlandığımı söylemem lazım.
Однако с меченосцем школы Шиндо-Мюнен-Ичи, господином Хикокуро Омодака, было сложнее встретиться.
Bizim için tehdit oluşturmadığını onlara söylemem lazım.
Мне надо выйти. И им сказать, что ты не угроза для нас.
Direniş gösterebiliriz, şarkı söylemem lazım.
Мы должны отступить. А я, я хочу петь.
Şarkı söylemem lazım!
Я хочу петь!
Hayır, sana bazı şeyleri söylemem lazım.
Нет, лучше я поговорю с вами.
Albay tembihledi, size şeyi söylemem lazım... Burada bekle.
- Полковник просил меня передать вам...
Bir daha söylemem lazım. Gerçekten çok güzel.
Повторяю, она очень симпатичная.
Freddie, inşallah bana kızmazsın ama... sana hiç memnun olmayacağın bir şey söylemem lazım.
Фредди, я надеюсь, ты не будешь сердиться на меня, но я должен сказать тебе кое-что, что вряд ли тебя обрадует.
Sanırım söylemem lazım, sen doktor değilsin.
Предположим, я говорю вам, что вы не доктор.
Daha ne kadar söylemem lazım?
Сколько раз вам повторять?
Sana bir şey söylemem lazım...
Скажу тебе...
Arayıp nerede olduğumuzu söylemem lazım.
Я должен ей позвонить и сказать где мы.
Ondan sonra dışarıda bekliyorum ve donuyorum, ama ayrılamıyorum çünkü ona arabaya ne olduğunu söylemem lazım.
Теперь я стою снаружи замерзаю, но не могу уйти потому что должна сказать ему что случилось с машиной.
Kısa zamanda Gwen'i tanımaya çalıştım ve nasıl çok olduğumu söylemem lazım. Aileniz bana geldi ve ikinizin de zor zamanlar geçirdiğinizi anlattı.
За то короткое время, что я успел узнать Гвен, должен сказать, я был просто шокирован, Ньютон, когда вчера твои родители рассказали мне, что вы испытываете некоторые..
Sana söylemem lazım, o, kocanı dövmekle hata yaptı.
Я же сказал вам - он был неправ, когда избил вашего мужа.
Çocuklar size birşey söylemem lazım.
Дети, я должен вам кое-что сказать.
Kesinlikle söylemem lazım.
Ну, я должна это сказать...
Lisa, birisine söylemem lazım.
[Skipped item nr. 130]
Gerçi şunu söylemem lazım ki... bütün Londra'daki akrabalarım keyif almışa benziyordu.
Но, должна сказать, что, похоже, вся моя лондонская родня была от них в восторге.
Evet, ama söylemem lazım, büyük şehrin gürültüsünü... ışıklarını ve tüm o vızıltıyı özlüyorum.
Да, но знаете... я скучаю по шуму и огням, по суматохе большого города.
- Olur ama... diğer kızları arayıp gelemeyeceklerini söylemem lazım.
- Как тебе сказать... Придется предупредить остальных подружек, чтобы не приезжали.
Ne söylemem lazım?
Что я должен сказать?
Roz'a hemen söylemem lazım.
Не могу дождаться когда скажу Роз.
Ama söylemem lazım ki, O bir porno yıldızı.
Правда, должен предупредить - она порнозвезда
Şunu söylemem lazım ; o muayeneyi çok iyi hatırlıyorum.
Дело в том, что я отлично помню этот визит.
Bir şey söylemem lazım.
Я должен кое-что сказать.
Basına bir şeyler söylemem lazım.
Мне нужно что-то сказать прессе. - И?
- Söylemem lazım, şu an harika gözüküyorsun.
- Ты замечательно выглядишь.
Ginger'la ilgili başka bir şey söylemem lazım yani, onun takma bir bacağı var.
Мне надо было вам сразу сказать кое-что про Джинджер то, что у неё вроде как искуственная нога.
Bu şekilde zengin olamayacağım, ama söylemem lazım çok güzel bir çocuğun hayatını değiştirdiğini bilmek.
Я понимаю, что не стану богатым, занимаясь этим, но это же классно... осознание того, что ты влияешь на жизнь ребёнка.
Dinle, söylemem lazım, daha önce hiç guruya gelmemiştim...
Слушай, должен тебе сказать, что я раньше никогда не был у гуру, так что...
Bak, sana uçaklar hakkında bir iki şey söylemem lazım.
Слушай, мне надо рассказать тебе кое-что о самолетах.
Cidden, bir şey söylemem lazım.
Серьезно, я должен кое-что сказать.
Sen bir şey söylemeden önce, içime ukde olan bir şeyi söylemem lazım.
Так, стоп, Конни. Прежде, чем ты что-то скажешь, мне нужно тебе признаться.
Sana bir şey söylemem gerekiyordu ve şimdi söylemem lazım.
Рейчел, я... хотел сказать тебе что-то... и уже хочу сказать.
- Üstümü giyeyim konuşuruz. - Bay Greenleaf'e söylemem lazım.
Давай я оденусь и мы об этом поговорим.
- Bay Greenleaf'e söylemem lazım.
- Я должна сказать мистеру Гринлифу.
İşte o yüzden bir şeyler söylemem lazım.
Вот поэтому я должен ему всё рассказать.
Ona söylemem lazım, değil mi?
Наверное, мне придётся пойти и сказать ей об этом, правильно?
Söylemem lazım, bu kadar açık sözlü olduğum için beni bağışla, çok ruhsuz bir insansın.
И я хочу тебе сказать, извини за откровенность, ... ты не представляешь никакого интереса!
Hepiniz vuruşmayı sevdiğinize göre, söylemem lazım fual yapmak yok.
Поскольку вам всем нравиться толкаться. Без штрафных.
Oh, Söylemem lazım ki... bunca yıl boyunca ikinizi izlemek... ne kadar zorlandığınızı görmek... ve onurlu davranışlarınız... Asla günaha teslim olmamanız!
Должен признаться... я наблюдал за вами все годы... видел, как вы страдаете... видел ваше благородство... удерживаться от соблазна.
- Sana bir şey söylemem lazım.
— Я должен кое-что сказать.
Hayır, şimdi benim bir şey söylemem lazım.
Нет, я должен что-то сказать.
Gidip ona bir şey söylemem lazım.
Я забыла ему кое-что сказать.
Şey gibi bakıyorsun, "e iyi, elma işte.", ama istemen lazım. Ne yapman gerektiğini, veya kaç kez söylemem gerektiğini bilmiyorum.
Я не знаю, что ты хочешь с ним сделать, сколько раз я должен тебе повторять.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]