Zamanım translate Russian
49,574 parallel translation
Zamanımız tükeniyor.
У нас мало времени.
- Fazla zamanımız yok gibi.
Похоже, у нас не так много времени.
Kıçımızın üstüne oturup beklemeye zamanımız yok.
У нас нет времени сидеть сложа руки.
Bir çeşit tanrıça olduğuma ikna etti ve bunu aşmam çok zamanımı aldı.
Убедил меня, что я какая-то богиня. И я долго не могла выкинуть это из головы.
O zaman sanırım, doğruyu söyleme zamanım geldi.
Тогда пришло время... рассказать тебе правду.
Zamanımız tükeniyor!
У нас нет времени!
Bizim zamanımız da gelecek.
Наше время придет.
Fazla zamanım yok, Harvey.
У меня не так много времени, Харви.
Onları her an yere düşürebilmem için beyinlerine bir açma kapama düğmesi koyabilmem için bayağı zamanım vardı, yani beni kızdırmasan iyi edersin.
У меня было много времени, чтобы сделать в их мозгах выключатели. И я могу выключить их в любую секунду, так что лучше не злить меня.
Sen ve ben, dünya kadar zamanımız var.
Поэтому, у нас с тобой времени навалом.
Belki zamanımız olsaydı Ramiel'i de halledebilirdiniz.
Будь у вас время, вы бы победили Рамиэля.
O zaman beni serbest bırak. Ben de bunu yapayım.
Тогда отпустите меня и я всё сделаю.
Ama onları verme zamanı geldiğinde onları bırakamadım.
Он всегда считал их своими любимыми. Но когда надо было их отдать... я не смог.
- Peki o zaman. Anladım, Efendi B.
Я понимаю, Мастер Б.
Bunu yaparsam, o virüsü aldığı zaman yüzlerinizde oluşacak ifadeyi kaçırırım.
Я же пропущу выражение на ваших мордашках, когда он примет вирус.
Güç tazelemenin daha iyi zamanı var mı?
Лучшее время для укрепления власти.
O zaman neden Zolpidem içiyorsun? Uyku sorunların mı var?
Тогда зачем тебе Золпидем?
O zaman bu iğrenç genç adama Plunder adını koyalım, uyar mı?
Что ж тогда... нам следует называть этого подлого мальчишку разбойником, Разбойник, согласны?
Acaba hiç zaman yolculuğu hakkında yazdın mı?
- Ага. Ну, я просто подумал - не писал ли ты случайно о путешествиях во времени?
Ve aranızda hiçbir zaman unutmayacaklarım var.
И среди вас есть те, кого я никогда не забуду.
Babam uyandığı zaman, ona onu çok sevdiğimi ve hep kızı olarak kalacağımı ama Dünya 1'e taşınmak istediğimi söylesem şey konusunda ne düşünürsün...
Когда мой отец проснется, если я скажу ему, что я тебя люблю и что всегда буду его дочерью, но я не хочу возвращаться на Землю-1, что ты подумаешь насчет...
- Cisco'ya göre burası. - Peki ya doğru zaman mı?
А время правильное?
O zaman ne yapmalıyım?
И что тогда мне делать?
Son zamanlarda geleceği önlemeye çalışarak çok zaman harcadım.
Последнее время я был очень занят в попытках избежать будущего.
- O zaman Wally'ye beyin taraması yapıp, Julian'ın ele geçirildiği zamanla aynı şekilde mi etkilenmiş bakalım, olur mu?
Хорошо, почему бы мне не просканировать мозг Уолли, и не посмотреть, не был ли он поражен так же, как у Джулиана во время его одержимости?
Barry, farkında olsan da olmasan da artık her zaman kusurlu bir yanımız olacak.
И, Барри, не важно, понимаешь ты это или нет, теперь часть нас всегда будет бояться.
Joe, şu an bunun zamanı değil, tamam mı?
Джо, сейчас не время, ладно?
Yani zaman kasasından aldığı şey bu mu? Güç kaynağı mı?
Так то, что он забрал из временного хранилища, это источник энергии?
O zaman sanırım cevap aramaya gelmişsindir, değil mi?
Значит, ты здесь, чтобы получить ответы, да?
Ne olursa olsun her zaman yanında olacağımı bilmeni istiyorum.
Я хочу. чтобы ты знал, что бы ни случилось, я всегда буду рядом.
İşte gerçeğin o zaman farkına vardım Barry.
И тогда я осознал истину, Барри.
Önce hangisi ortaya çıktı? Savitar mı, zaman kalıntısı mı?
Что было раньше, Савитар или временной двойник?
O zaman sana ihtiyacım yok!
Тогда, ты мне не нужен!
- O zaman bana niye tavsiye vermedin? Yardım etmedin?
Тогда почему ты не дала мне никакого совета, не помогла?
O zaman mı tanıştık?
Тогда-то мы и познакомились?
- Şu andan itibaren ne zaman o yaz fırtınası gibi, gri benekli masmavi gözlerine dudaklarımı öpmeye gelirken bakarsam düşündüğüm tek şey, o güzel ve ateşli beynine nasıl ilham verebileceğim olacak.
- Поэтому, начиная с этого момента, когда бы я ни посмотрел в твои глаза цвета лазури, с вкраплениями серого, как летний ливневый дождь, приближающуюся поцеловать меня, единственное о чем я буду думать, это как вдохновить этот - Абсолютно. прекрасный, сексуальный мозг.
Bu zaman çizgisindeki anıların yok olmasına izin verebilirdim. Ama bunu yapsaydım Joe'yu, Cisco'yu, Wally'yi, Caitlin'i ve seni kaybederdim.
Я мог позволить воспоминаниям из этой временной линии угаснуть, но... если бы я сделал это, я бы потерял Джо и Циско, и Уолли, и Кейлин и тебя.
- Ayrıcı zamanını bir... organ nakli destek grubuna yardım ederek harcıyor.
В группе поддержки трансплантации органов
Sanırım böyle bir şey olacağını her zaman biliyordum.
Ну, я предполагаю, что я всегда знал, что подобное может случиться
Tamam, o zaman yanıldığımı kanıtla.
Ладно, тогда докажи, что я ошибаюсь.
Belki o aramana yardım etmeli, o zaman.
Тогда может он поможет тебе искать.
Zehrin ne zaman etkinleştiğine dair bir fikrin var mı?
Есть идеи как долго яд находился в организме?
- Benim hakkımda mı? - Ashley'i beklerken zaman öldürüyordum.
- Да, нужно было убить время, пока мы ждали Эшли.
Sadece biraz zaman alıyor. Anladınız mı?
Просто нужно время.
Dün ne zaman zehirlendiğin hakkında bir fikrin var mı Amy?
У вас есть идеи, Эшли, когда вы могли быть отравлены вчера?
Sizce o zaman mı oldu?
Думаете, яд мог быть там?
- Yok canım, ne zaman istersen bana çarpabilirsin.
Прости. Нет, нет, можете толкать меня в любое время.
Cass ile her zaman hem fikir olmadığımızı biliyorum ama en azından gerçek arkadaşları kim biliyor.
Знаешь, мы с Касом, может, не всегда соглашаемся, но он знает, кто его настоящие друзья.
Elbette yaparım ama karmaşık büyüleri çözmek zaman alır. Dean'in sahip olduğundan daha çok zaman.
Я могла бы, но для такого сложного колдовства нужно время, которого у Дина нет.
Şuradaki utangaç ama yok edici derecede yakışıklı arkadaşım ne zaman çıkacağını bilmek istiyor.
Мой скромный, но невероятно красивый друг интересуется, когда ты кончаешь?
Tamam o zaman biraz yapalım.
Верно... Значит, сделаем.
zamanım yok 137
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanımız bol 17
zamanımız var 51
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanı 41
zamanım var 22
zamanımız azalıyor 34
zamanım olmadı 22
zamanımız tükeniyor 18
zamanımız bol 17
zamanımız var 51
zamanımız yok 144
zamanımız kalmadı 32
zamanı 41
zaman 286
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92
zamanında 22
zamanla 88
zaman geçiyor 44
zamanlama 22
zaman yok 141
zaman doldu 144
zamanın var mı 17
zamana ihtiyacım var 37
zaman geldi 92