English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ç ] / Çıkart onu

Çıkart onu translate Russian

335 parallel translation
Yaşadığına bin pişman olmalı baştan çıkart onu. Kalbini çal.
Она ещё помнит старый мир, поэтому очаруй ее, замани ее.
Çıkart onu!
Положи на место!
Hiç bir şey yapamam! Hapisten çıkart onu!
- Я ничего не могу для нее сделать!
- Çıkart onu!
- Вытаскивай его!
Çıkart onu.
Вытащи его!
Çıkart onu, yavaşça.
Достаньте... медленно.
Çıkart onu buradan Freddy.
Убери его, Фредди.
Dağıtıcı olarak kartları onun üzerinde dağıtıp onu ayna olarak kullanırsın... Rakiplerine iki kart.
Будучи банкиром, вы как в зеркале увидите 2 карты вашего противника.
Dörde kıvrılmış 1000 franklık bir banknot çıkartırsınız. Onu çizginin her iki tarafında kalacak şekilde yerleştirirsiniz.
Вы берёте 1000 франков сложенные в 4 раза и ставите их над жёлтой линией, вот так.
- Onu buradan çıkart!
- Убери его отсюда!
Onu buradan çıkartın ve sessiz kalmasını sağlayacak bir şeyler verin.
Заберите его отсюда и дайте ему что-нибудь, чтобы успокоился.
Geceleyin kamyonda onu kafesinden dışarı çıkartırdım.
По ночам, в фургоне, я выпускаю его из клетки.
Onu kefaletle dışarı çıkartırım ve...
Я попрошу выпустить его под залог, и...
- Onu sizin güvercinliğe çıkartırım.
- Я сам его посажу.
Onu üst kata çıkart Joe.
- Отведи его наверх, Джо.
Çıkartın onu hemen!
Уберите его, быстро.
Onu mezarından çıkartırken ben de bunu merak ediyordum.
Я тоже задавал себе этот вопрос, когда выкапывал его из могилы.
Yavaş çıkartın onu!
Бедная девочка!
Giysilerini çıkartıp, onu çıplak bıraktılar her yanına kaktüs sürdüler, derisi parçalanana kadar.
Они раздели ее до гола, заставили бегать среди кактусов, пока на ней оставалась плоть.
Elaine konusuna gelince, onu aklından çıkart.
Запомни, ты должен выбросить Илэйн из своих развратных мыслей.
Biz içeri girer girmez, onu gazeteciler gelmeden çabucak dışarı çıkart.
Как только мы оказываемся внутри, ты должен вывести его как можно скорее до того, как покажутся репортеры.
- Defol. - Richard, onu buradan çıkart.
Убери ее отсюда.
Onu şimdi çıkartıyoruz.
Он выходит.
Böylece onu çıkartıp gizlediği güzel şeyleri görmeme izin verebilirsin.
Если бы ты сама его сняла... чтобы я увидел все твои прелести.
onu aklından çıkart.
Выброси ее из головы, Джон.
Çıkartın onu.
Поднимите его.
Tam burnumuzun dibinden çıkartıp aldı onu.
И забрал тело прямо у нас из-под носа.
- Onu hiper aktifden çıkart.
- Выводим корабль из гиперпространства.
Onu çıkartırsam, sizi bulmak için beni öbür tarafa götüreceğini söyledi.
Он сказал, что если я его выпущу, он заберёт меня в загробный мир, чтобы найти вас!
- Rolling Stone Dergisi'ne çıkartırım. - Benim öğrencim. Onu ben keşfettim.
- Хорошо, только он мой протеже.
Bir kere onu ortaya çıkartırsak, savaşmak kolay olacaktır.
Как только мы вытащим его наружу, будет легче бороться.
Onu kaldırıp, çıkartıyorsun.
Поднимайте его и выходим.
- Lütfen dışarı, Bay McClane. - Çıkartın onu dışarı!
- Проводите м-ра МакКлейна за дверь.
İşini bitirince, onu dışarı çıkart.
Проводи её, Барни.
Onu dışarı çıkartın.
Уведите ее.
Yaşıyor! Çıkart onu.
Она жива!
Söndürün! Çıkartın onu!
Боже, несите огнетушители!
Bir nebze bile azalmayan bir yalnızlık veya onu azaltacak maddi bir şeyin olmaması karşısındaki acizlik insanı öyle bir ruhsal düzeye çıkartıyor ki... ben orada Tanrı'nın varlığını hissettim.
Острое чувство одиночества и отсутствие необходимых материальных вещей... которые могли бы развеять это чувство... подняли меня на высочайший духовный уровень... где я почувствовал присутствие Бога.
Bu gece yanımda kalacak, yarın onu dışarı çıkartırım.
Пусть она побудет ночь со мной, а завтра я вынесу ее.
- Onu buradan çıkart.
- Уведи ее отсюда.
Onu duvara yaslar üzerindekileri çıkartır ve sıkı poposuna hayran kalır.
Он ставит ее к стене, срывает одежду... и любуется ее крепкой задницей.
Onu ofisime çıkartır mısın?
Будь добр, отведи её в мой кабинет.
onu gezmek için dışarı çıkartırdım.
Я вынул ее для поездки
Peki onu alabileceğini nereden çıkartıyorsun, lanet olası?
Знаешь, что это?
Onu cıkartın.
Уведите ее.
Çabuk, onu sudan çıkartın.
Быстрее, вытащите ее из воды. Помогите!
Çıkartın onu!
Вытаскивай!
Yüzbaşı onu dışarı çıkartın!
Капитан, уведите его!
Onu dışarı çıkart.
Скажи, чтобы она ушла.
Cenazesinde insanların şapkalarını çıkartıp onu hatırlamaları onun için çok önemliydi.
И на его похоронах, а это было важно для него, люди не просто печально снимут шляпы, но и вспомнят его.
Ben- - Gitme. Lütfen dene ve aklından çıkart herşeyi. O--Onu attım kafamdan.
Не уходи. 3абудь о ней, ее нет, все кончено.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]